o n b e ş

22.6K 938 222
                                    

Medya: BTS - Run


İyi okumalar 🍁❣


ººº


Elimde soğuk çay ve patatesli poğaçayla beraber, her zamanki gibi okulun arkasındaki banka gidiyordum. Et yiyemeyen birisi olarak; devlet okulunda karnını doyurmak çok zor oluyor. Hoş, et yiyebilsem de okulun sucuklarına güvenmiyordum ya. Zaten yemekhaneye gelen yemeklerin içinde de et oluyordu. Ben de mecburen karnımı poğaça ve poğaçanın çeşitleriyle doyuruyorum.

Yağmur sonrası olduğu için bahçe çok dolu değildi. Ön bahçede sadece birkaç kişi vardı, arka bahçede birilerinin olacağın pek düşünmüyorum. 

Adımlarımı biraz daha hızlandırdım ve banka birkaç adım kala; beni hayal kırıklığına uğratacak o manzarayı gördüm. Defne, sevgilisi ve kuzenleri sürekli oturduğum banka oturmuş sohbet ediyorlardı. Şanssızlığıma göz devirip geri döndüm. Eğer beni görmezseler sıvışabilirdim. Ön bahçeye doğru birkaç adım atmıştım, bir ses beni durdurana kadar.

"Elis, gelsene!"

Yüzümde zorlama olduğu belli olan gülümsemeyle Defneye döndüm. Arkadaşlık kurmak istemediğimi daha önce de belirtmiştim. Neyin ısrarıydı bu? Hem bu sefer arkadaşları da vardı yanında. "Ben gidiyordum zaten, hiç gelmeyeyim." Diğerlerine bakmadan, Defneye odaklı konuşmuştum. Dediğim şeyden hoşlanmamıştı. Aramızda metreler varken bile değiştiği anlaşılan suratından belliydi. Belliydi belli olmasına da neden bu kadar rahatsızdı bu durumdan? Benimle arkadaş olmak için neden ısrarcıydı veya da?

"Olur mu öyle şey? Önceleri görüyordum burada oturuyordun. Biz seni yerinden etmiş olmayalım." Tam olarak öyle olmuştu, ne olmayalım? Gönül isterdi ki biliyordunuz madem neden oturdunuz diyeyim ama olmazdı. Kendime bir sözüm vardı.

"Olmazsınız, sonuçta banklar benim tapulu malım değil ya?"

Gölgesinde oturduğu ağacın dalları ve yanındaki iki iri bedenin müsaade ettiği kadarıyla ayağa kalktı. "Elis, lütfen gitme. Beraber oturalım." Gözleri dolmuştu, ciddili. Bakışlarım tek tek diğer bedenlerde gezindi, onlar da onaylayan hareketlerde bulununca kafamı kararsızlıkla ön bahçeye doğru çevirdim. O sırada Defnenin sesinden farklı bir ses yayıldı ortalığa. 

"Ne naz yaptın sen de ya! Gel, otur işte."

Birkaç uyarıcı öksürük ardından söze giren bir başka beden. " Haddini aşma istersen, Başak." Toprağın, Başağa bakışlarından ben bile korkmuştum. Genel olarak masadaki herkesi tanıdığım için isim konusunda sorun çekmiyordum. Başak yerine sinerken, bakışlarını bana çevirerek konuştu. "Seni zorlamak istemeyiz, Elis. Ama bizimle oturursan da mutlu oluruz." Son cümlesini Defneyi göstererek kurduğu için altında yatan imaya sırıttım. Defne dolan gözlerini silerken ben de masaya ulaştım. Defne, sevgilisi Tuğkan ve Başağın abisi Cem bir tarafta Başak ve Toprak bir tarafta oturuyordu. Bacağımın birisi bankın içinde, birisi dışında kalacak şekilde Toprağın yanına oturdum ben de. İyi de ben yanımda yabancı birileri varken yemek yiyemezdim ki.

Buraya geldiğimden beri hiç konuşmayan Tuğkan konuştu. Onlara abi demem gerekiyor muydu bilmiyorum ama demeyecektim. "Resmi olarak tanışmamıza gerek var mı? Bence hepimiz tanıyoruzdur birbirimizi." Onaylayan mırıltılar çıkardıktan sonra Defneye baktım. Daha deminki halinden eser yoktu.

"Aaa sen okulun yemeğinden yemiyor musun?"

Yapmacık şaşırmasıyla Defne sormuştu bu soruyu. Yiyemediğimi biliyor gibiydi. "Mideme dokunuyor okulun yemekleri, pek fazla yiyemiyorum." Anladım der gibi kafasını salladı, ardından da sırtını Tuğkanın göğsüne yasladı. Ben onlara bakarken Cem ağacın banktan kalkmış, bize bakıyordu. "Kahve almaya gidiyorum, isteyen var mı?" Sıcak şeyleri sevenlerden değildim. Yaz da olsa, kış da olsa soğuk kahve içerdim. "Hayır, teşekkür ederim."  diyerekten ben red ederken, Toprak sade kahve, Başakta salep istemişti. Defne ve Tuğkan sadece kafasını sallamakla yetinmişti.

"Nasılsın, Elis? Neler yapıyorsun?"

Beklemediğim kişiden gelmişti soru. Bankın oturağından destek alarak, dikleştim biraz. "İyiyim, Tuğkan. Sen nasılsın?" Masaya göz gezdirip ekledim. "Bu arada isminizle hitap etmemden rahatsız olmuyorsunuz değil mi?"  Sonuçta benden büyüklerdi ve rahatsız oluyorlarsa anlayışla karşılardım. Zaten ilk ve son konuşmamız olacağı için benim için de sorun olmazdı. "Öyle şeylere takılmayız pek. Nasıl istiyorsan öyle seslen."  Okulumuzun kızlara göre en çekici erkeğine baktım. Doğruyu söylemek gerekirse bu masadaki herkes fazla güzel-yakışıklıydı. Ama tipleriyle pek ilgilendiğim söylenemezdi. Şu anlık tek hedefim, okulumu başarıyla bitirip güzel bir üniversite kazanmaktı. Belki bu düşüncedeyken Anonimle konuşmam yanlıştı ama düşüncelerimi de olabilecek en sert şekilde ona aktarmıştım. 

Gerisi ona kalmıştı; benimle konuşup-konuşmamak, beni sevmeye devam etmek. 

"Emin misiniz?" 

"Kızım alık mısın sen? Bir şeyleri tek seferde algılayamıyor musun?"  Ortamı geren yine Başaktı. Geldiğimden beri -yaklaşık 15 dakikadır- benim burada olmamdan hoşnut olmadığını belirtiyordu; gerek bakışlarıyla, gerek sözleriyle. "Hayır, alık değilim Başak. Sadece rahatsız olmadıklarından emin olmak istiyorum. Eğer seni rahatsız ediyorsa kulaklarını tıkayıp ve başka bir yöne bakabilirsin." Sonuçta sadece hoşgörü olsun diye de sorun olmadığını söylüyor olabilirlerdi. Rahatsız olmadıklarından emin olmak istememde bir sakınca görmüyorum. Başağın da görmesini anlamlandıramıyordum. Ağzını açıp cevap verecekken, Cemin gelmesi ve önüne salebini koymasıyla susup tekrardan yerine sindi. 

Toprağa ve bana da kahveleri vermesiyle ona baktım. Ben kahve istememiştim. Nereden çıkmıştı bu? Aklımdaki soruları okumuş gibi cevapladı. "Hava soğuk, eğer soğuk şeyler içersen hastalanabilirsin." demişti sıcak gülümsemesiyle. Teşekkür edip önümdeki şekerleri masanın üstündeki tepsiye bıraktım. Şeker kullanmayı çok uzun süre önce bırakmıştım. "Şeker kullanmıyor musun?" Sütlü kahvesine şeker atarken sormuştu tekrardan, Cem.

"Uzun süre önce bıraktım." Anladığını belirtip benim için getirdiği şekerleri de kahvesine attı. Toprak sütsüz, şekersiz kahve içerken, Cem sütlü ve 6 şekerli kahve içiyordu. Kahve mi içiyordu şekerli su mu pek belli olacağını düşünmüyordum ama.



»»————- ★ ————-««

800 kelime...

Merhaba, yine ben geldim. Nasılsınız? Umarım iyisinizdir.

Yavaştan okuldaki insanları tanıyalım dedim. Anonim'in kim olabileceği hakkında fikrimiz olsun.

↬ Elis?

↬ Defne?

↬ Defnenin ısrarı?

↬ Tuğkan?

↬ Cem?

↬ Başak?

Ben Başak'ı hiç sevmedim...

↬ Sizce Anonim'imiz, bu arkadaş grubundan birileri mi? Öyle düşünüyorsanız kim olduğunu ve nedenini yazar mısınız?




Benimle Konuşur Musun? | Texting ✓Where stories live. Discover now