k ı r k s e k i z

10.3K 454 32
                                    

Medya: Duman - Dibine kadar

İyi okumalar!

***

Sevgiliydik.

Ortada direkt olarak bir çıkma teklifi olmasa da, uzun süredir sevgiliydik.

Çıkma teklifi edilmemiş olmasını sorun etmiyordum. Sonuçta ben onun beni; o benim onu sevdiğimi biliyordu. İkimiz de bir şeyleri bildiğimize, hissettiğimize göre fazla söze de gerek yoktu bence.

Mutluydum böyle.

Yanında hissettiğim duyguların biran bile eksilmemesi aşırı hoş bir şeydi.

İlk başlarda hissettiğim sevgisinin altında ezilme korkusunun boşa çıkması da beni ayrıca mutlu ediyordu.

Ne kadarını yansıttığımı bilmiyordum ama onu, en az onun beni sevdiği kadar seviyordum. Belki de ondandır şuan asık olan suratımın sebebi. Birkaç saat sonra gidecek olması.

Ondan ayrı kalmaya dayanamıyordum.

O kadar sinir bozucu bir şeydi ki...Misafir çocuğu çikolatalı pastanızını yemiş ve size hiç kalmamış gibi hissettiriyordu.

Gidiyordu ama gitmem bile diyemiyordum. Çünkü gitme desem gitmeyeceğini biliyordum. Bu da bazı şeylere engel oluyordu.

Düşünmemeye, tüm bu kötü düşünceleri beynimden def etmeye çalıştım. Düşünmezsem en azından o gerçekten gidene kadar güzel vakit geçirebilirdim.

Uyuşan kolumu umursamadan biraz daha sardım yanımda uyuyan bedeni. Kendine has kokusu burnuma biraz daha fazla dolarken sadece nefes alış-verişini dinledim.

Geldiği günden beri okuldan arta kalan zamanlarımı beraber geçirmiştik. İlk günler daha çok dışarılarda takılsak da son gün eve kapanmıştık. Sabahtan akşama kadar dizi izlemiştik. Bu aralar babamın eve hiç gelmemesinden yararlanıp gecenin bir saatinde çikolatalı pasta yapmaya bile çalışmıştık!

Pasta piştikten sonra birer dilim yeyip Pera Palas'ın da son bölümünü izleyip, uyumuştuk. Ki şimdiye kadar.

Saat 21:07'di.

Yani yaklaşık 16 saat falan uyumuştuk. Birkaç dakika önce de ben uyanmıştım ve Toprak'ı izleyerek onun uyanmasını bekliyordum. Yani bir nevi ondan faydalanıyordum.

Ve bunda hiçte rahatsız değildim.

Fakat onun uyanmaya niyeti yok gibiydi. Deliksiz uyuyordu. Bu yüzden dayanamadım ve uyandırmak adına yanağına sulu bir öpücük bıraktım. Gözleri biraz aralanır gibi olsa da aldırış etmeden burnunu kırıştırıp uyumaya devam etti. Bir kez daha denedim şansımı. Bu sefer de dudağının kenarına ufak bir öpücük kondurdum.

Yine hiçbir değişim olmayınca yanağını ısırdım bu sefer. Acıyla inleyerek gözlerini açınca elimde olmadan kıkırdadım.

Uyansındı.

Bir eliyle gözlerini ovuşturdu. Kafasını biraz geriye çekip uyku sersemliğiyle ne olduğunu anlamaya çalıştı.

"N'oluyo?"

Gülüp ısırdığım yeri öptüm.

"Uyandırma servisi."

Eliyle saçını tararken yatakta doğruldu. Böylelikle yatakta oturur bir hale gelmişti. Bense yatakta uzanarak onu seyrediyordum. Daha doğrusu sırtını.

Biraz daha gözlerini ovuşturdu.

Yazık, hala ayılamamıştı.

Kafasını geriye çevirip tek kaşını kaldırarak alayla sordu

Benimle Konuşur Musun? | Texting ✓जहाँ कहानियाँ रहती हैं। अभी खोजें