HEYVBANÛ ( Töre Hikayesi ) TAMAMLANDI

Bölüm 73

Herkese iyi geceler, bugün Cuma ve güzel bir bölüm ile geldim. Umarım severek okuduğunuz bir bölüm olur ☺

...&...&...&...

Bölüm ile ilgili bildirimlerden haberdar olmak için wattpadden ve instagramdan beni takip etmeyi unutmayın ☺

İnstagram hesabı; Ladynoktahikayeleri

...&...&...&...

Diğer hikâyelerime göz atmayı unutmayın;

Duhâ ve Hülle

...&...&...&...

Keyifli Okumalar 🌺

Oy vermeyi ve Yorum yapmayı unutmayın 🌺

...&...&...&...

Not; Kürtçe bilmiyorum bu yüzden bölümdeki kürtçe konuşmaları Google translateden yaptım.

...&...&...&...

Bölüm 73

"Aram, seni severiz sayarız yıllardır burada komşuyuz, cemaat arkadaşıyız lâkin senin söylediğin iş değildir. Biz aylardır kızımızı bulmak için çaba sarf ettik, evde hatunlarımız gözleri yaşlı bizden haber beklerken, nasıl olur da bizim şikayetimizden vazgeçmemizi istersin?" dediğinde sesi yumuşak ve mesafeli çıkıyordu.

Genel tavrıydı aslında bu Ahmet Orhon'un, insanlara yumuşak bir yaklaşımı vardı kimseyi kırmayı ya da incitmeyi hiç düşünmezdi. Ne zamanki kendisini kıracak olurlar o zaman o da gardını alırdı elbette lâkin yine de insanları kırmamaktan yanaydı. Çocuklarına da aynı nasihati verirdi daima, dilinden;

"Üç günlük dünya için kimseyi kırmayın, kimse sizden alacaklı olmasın!" cümlesi düşmezdi.

Gerçekten de Ahmet Orhon dediği cümleyi uygulardı, kimseyi kırmaz incitmez ve elinden geldiğince onlara sabırlı olur, onlara yumuşak olurdu. Kızsa da kırmak yerine mekân değiştirmeyi ya da susmayı tercih ederdi, biliyordu ki bugün dilinden çıkanlara hâkim olmazsa eğer öbür tarafta kimin kalbini kırdıysa kendisinden alacaklı olurdu. Birilerinin kendisinden alacaklı olmasındansa, kendisinin birilerinden alacaklı olması Ahmet Orhon için bir yaşam felsefesiydi. Şu an içinde kaynar kazanlar fokur fokur kaynasa da o kendine hâkim olup kırmadan tatlı dil ile aralarını yapmaya çalışacaktı. Biliyordu ki en fevri oğullarından biri olan Ferman, şu an burada ona öğrettiğini unutup kendisinden kaç yaş büyük adamın kalbini kıracaktı. Ne gerek vardı, kendisi yıllarca insanlarla muhatap olmuş ve uğraşmış biri olarak elbet burayı da hallederdi önemli olan hallederken zekâyı ve tatlı dili kullanmaktı.