8

8.8K 276 95
                                    

Dizi nihayet bitmişti.

Aslında gelmesem daha iyiydi, çünkü hem hiç zevkli değildi bunu izlemek, hem de aşırı gergindim.

Özellikle Buğu o soruyu sorana kadar. Zaten daha sonrasında hiçbir şey söylememişti.

"Sence bir sezon daha çıkar mı?"

"Reytingi yüksekse çıkarırlar mutlaka."

Saat akşam 9 olmuştu.
Hava çoktan kararmıştı bile. Dışarıdan sadece şehir ışıkları gözüküyordu.

"İçecek bir şey ister misin?"

Açıkçası bu pek de umrumda değildi.

"Kafana göre bir şeyler verebilirsin."

"Pekii."

Bir süre sonra elinde bardaklarla tekrar buraya geldi. Birini bana uzattı. Değişik bir şeye benziyordu.

"Bu nedir acaba hanımefendi?"

"Bir çeşit kokteyl, özel tarifim."

"Özel tarif demek."

Bir yudum aldım. Gerçekten güzel tadıyordu.

"Çok güzel."

Sesim sanki odada biraz yankılanmıştı.

Soğukkanlı davranıp aradaki o "her zaman hissettiğim gerilim"in bir parçası olmamaya çalışıyordum.
Bir süre Buğu'ya bakmayarak bardağımı yudumlarken odayı gözlerimle taradım.

Bakışlarımı ona kaydırdığımda bana korkutucu derecede odaklanmış bir şekilde baktığını gördüm. Ardından hemen gülümseyip bambaşka biri oldu.

Tanrım, yardım et.

Bir yudum daha alacakken kokteyli bitirdiğimi fark ettim.

"Yenisini hazırlarım."  

"Sorun değil."

Smut değil ama smut
Rahatsız olabilecekler lütfen bu uyarıyı dikkate alıp okumayı bıraksınlar.
Hakkınızı helal edin.

Ayağa kalkıp bana doğru yaklaştı. Aslında kolunu uzatsa elimdeki bardağı rahatlıkla alabilirdi.

Aklından ne geçiyordu bilmiyorum ama yine hiç beklemediğim bir şekilde bana yaklaştı bardağı elimden alırken.
Nefesimi tuttum.

Biraz daha yaklaştı.

Sırtımı öylesine koltuğa bastırıyordum ki resmen koltukla bir olmuştum.

Sonra elindeki bardağı umursamaz bir biçimde üstüme bıraktı. Birkaç damla üstüme gelmişti. Ama o an bunu düşünecek halde değildim.

Bir iki saniyede gerçekleşen her şey benim için bir asır gibiydi. Zihnim benimle alay ediyordu.

Bir bacağını benimkinin üstünde hissettim ama artık hiçbir detaya odaklanamamaya başlamıştım.
Gözleriyle gözlerimi hapsetmişti.

Ve bir anda asırlar gibi geçen saniyeler eski haline geri dönmüş ben gözümü açtığımda dudakları dudaklarıma değiyordu.

Üstümde hakimiyetini ilan etmişti. Hiçbir şekilde hareket edemiyordum. Vücudunun değdiği her yer uyuşmuştu.

Daha rahat olabilmek için bacaklarıyla gövdemi çevreledi. Heyecandan kalbim duracakmış gibi hissediyordum.

İlk 10 15 saniye korkumdan dolayı ne yapacağımı bilememiştim. Ama iyi hissettiriyordu. Kendimden geçmeye başlamıştım.

O yüzden korkularımı beynimin en ücra köşesine attım ve içimden geldiği gibi öpmeye başladım.

Beni öldürmek istiyordu resmen.

Her gözünü kırptığında kirpikleri yüzüme değiyordu. Elleri boynumu sıkıca kavramıştı. Herhangi bir yanlışımda boğacak gibiydi sanki.
Ele geçirilmiştim.

İçimdeki sıcaklığı hissedebiliyordum.

Ve dudaklarını dudaklarımdan çekip çenemi diliyle ıslattığında kalbim yerinden çıkacakmış gibi hissettim.
Kontrolü kaybediyordum.
Buna izin veremezdim. Ama her şey için çok geçti.

İnce şortu ve kollarından aşağı inen ceketinin altından gözüken göğüsleri bana kesinlikle durmam gerektiğini hatırlatıyordu.

İç çamaşırı giymemişti bile.

Büyük bir kara deliğin içine çekilmeden önce son duraktı bu.

Ellerimi saçlarından çekip bir elimle çenesini kavradım ve bana bakmasını sağladım.
Bu güzel gözlere yenilemezdim.

Diğer elimle dudaklarına dokunup "şşş" dedim.

Yavaşça ayağa kalktım ve onu oturduğum koltuğa bıraktım.

Yavaş ve sakin adımlarla oturma odasından hole geçtim.
Terliklerimi giydim.
Kapıyı çektim.

Merdivenlerden usul usul yukarı çıktım.
Anahtarı çevirdim.
Kapıyı kapattım.

Boku yedim ben.

sexual tension (gxg)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin