sexual tension (gxg)

15 - smut

Aşırıya kaçacak  şeyler yazmak istemedim. Manyak sadist olarak anılmak istemiyorum çünkü. İyi okumalar muck.

"Her istediğini yapacağım demiştin."

Eve adımımızı attığımız andan beri bambaşka birine dönüşmüştü Buğu. Gözleri şeytan arzusuyla doluydu resmen. O havayı alabiliyordum.

Gözlerimi ondan kaçırıp mutfak tezgahına doğru bakındım. Sanırım çok yanlış bir karardı bu.

Çenemi iki eliyle kavrayıp ona bakmamı sağladı.

Kestane gözlerinden alevler fışkırıyordu resmen. Buna yemin edebilirdim.

"Ne istiyorsun mesela?"

"Ne- ler istiyorum.. aslında 1 hafta boyunca her gece bunu düşündüm biliyor musun?"

Korkumu gizlemek için alaycı bir kahkaha attım. "Hmm peki."

"Hala ukala olmaya çabalayabiliyorsan.. bugün biraz fazla keyifli olabilir."

Soğuk terler döküyordum. Pek tecrübeli bir insan olmadığımdan dolayı sürekli "En fazla ne yapabilir ki?" diye düşünüp hayal gücümün sınırlarını zorlamaya çalışıyordum.

Bütün hafta ne düşündün ki?
Kafayı yiyeceğim sanırım şimdi...

Dudağıma yumuşak bir öpücük kondurup geri çekildi. Üst dudağına zaafım vardı. Geri çekilmesini istemiyordum ama bugün attığım adımları iki kere düşünmem gerektiği için kendimi tutmaya karar verdim.

Bir süre bakıştık.
Eski hissettiğim gerilimin on kat daha fazlasını hissedebiliyordum. Her beklediğimiz saniye bu gerilimin katsayısı da artıyordu.

Beni ölçtüğünü biliyordum. Onu istediğimi göstermemi istiyordu. Bu akşam yenilen ben olmayacaktım desem de ne kadar dayanabileceğim hakkında hiçbir fikrim yoktu.

"Öpebilir miyim seni?"

Beni koltuğa ittirdi ve üstüme çıktı. Aramızda mesafeler yoktu, burunlarını birbirine değiyordu ama gösterip vermiyordu.
İşkencenin alasıydı bu. Ve öfkelenen başlamıştım.

"Lütfen."

Küçük bir öpücük daha kondurup geri çekildi.

Bu ne şimdi Hansel Gratel'cilik mi oynuyoruz..

Gözlerim titriyordu. Sinirden ve içimdeki istekten dolayı ağlayacaktım neredeyse.

"Yalvarırım.."

"T-tamam."

Artık aklım yoktu. Gerçekten yoktu. Tüm hayvani içgüdülerimle devam ediyordum.
Beni böyle yapan kendisiydi. Ceza verecek olsa da artık umrumda falan değildi.

Deliler gibi öpüşmeye başladık. Aynı belgesellerde birbiriyle boğuşan bizon ve leopar gibiydik. Üst dudağını fazlasıyla emip dişlediğimden artık kan tadı almaya başlamıştım.

Saçlarıma yapışıp biraz canımı yaktı.
Bu savaş ne kadar sürdü hiç bilmiyorum.

Bir ara nefes almak için durduğumuzda   tişörtüme yöneldi ve yırtarcasına çıkardı üstümden. Boynumdan çekerken yaka epey canımı yakmıştı. Çok vahşiydi. Ve kurbanının canının yanması umrunda bile değildi.
Çölde kalmış, ve bir damla su için karşısındakini öldürebilecek kadar vahşiydi hem de.

Kendi üstlerini de çıkarıp aynı benimkiler gibi bir kenara fırlattı. Hamlelerini takip edemiyordum.

Başımı yastığa yasladı ve hareket edemeyeceğim bir pozisyona soktu. Kontrolün bende olmaması beni aşırı gerse de zevkten ve acıdan bunu düşünecek halde değildim.

Dudaklarımdan tekrar ayrılınca en sevdiği kısma geçti. Çenemden başlayarak boynuma doğru izler bırakmaya başladı. Bazen dişlerini geçiriyor, minik çığlıklara sebep oluyordu.

Ellerimi sırtına yerleştirip tırnaklarımı bastırdım. Göğüslerime gelmişti ve canım gerçekten yanıyordu.

Ne hissedeceğimi şaşırmıştım. Bütün duygular iç içe geçmişti. Acı zevke doymamı engelliyordu, zevk ise acı hissetmemi. O kadar yoğundu ki her şey bilincimi kaybedeceğimi düşünmeye başlamıştım.

Ben çırpınmaya çalışırken göğüs ucunu öyle bir dişlemişti ki, artık bağırışları içimde tutamazdım.

Dalga dalga saçlarından kavrayıp onu kendime çektim. Gözlerimden istemsizce yaşlar akıyordu

"Haz alıyorsun değil mi?"

Gözlerime doğru dilini yaklaştırdı ve yanaklarıma doğru süzülen damlaları yaladı.

"Günlerce seni bu halde hayal ettim biliyor musun?"

"Delirmişsin.."

Kilodunu çıkarıp bana sürtünmeye başlamıştı.

"Beni delirten sensin."

Bana smut yazdırmayın. Kendimi tutmazsam dünyayı bile yakabilirim çünkü