<one; secret>

3.5K 201 225
                                    

on alti bolum yayinladiktan sonra kitabi yayindan kaldirip duzenledigim icin bazi yerlerde alakasiz yorumlar gorebilirsiniz, iyi okumalar <3

Haftanın beş günü gittiği yere geç kalmamak için hazırlanıp hızla evden çıktı Taehyun. Okul evlerine yakın olduğu için hızlı adımlarla yürümeye başladı.

Okulun dış kapısından içeriye girdiğinde öğrenci zilinin çoktan çalmış olduğunu farketti. Koşarak sınıfının önüne gitti. Kapıyı yavaşça açtı ve öğretmeninin daha sınıfa gelmediğini görüp rahat bir nefes aldı.

Öğretmenler arasında davranışları yüzünden pek sevilen bir öğrenci değildi. Genelde öğretmenleri Taehyun derse geç kalınca gıcıklık olsun diye onu yok yazarlardı. Ailesi Taehyun'un bu tavırlardan çok şikayetçiydi.

Nefes nefese sırasına geçip oturdu. Ona bakan gözleri hissettiğinde ise sınıfa döndü. Herkes bir anda bakışlarını başka tarafa çevirince Taehyun gururla gülümsedi. Herkesin ondan korkuyor oluşu onu mutlu ediyordu.

Kafasını sıraya koyup dışarıyı seyretmeye başladı. O sırada öğretmen sınıfa çoktan gelmişti. Hatta derse başlamaya hazırlanıyordu.

Taehyun bunları takmadı ve gözlerini kapattı. Sanırım biraz uyusam bir şey olmaz diye geçirdi içinden. Kollarını iyice yastık misali kafasının altına yerleştirdi. Öğretmeninin dersi anlatması ona bir ninni gibi geldi ve kendini uykunun derinliklerinde buldu.

- - - -

Uyandığında üç ders geçip gitmişti. Yan tarafında oturan çocuğu görünce yerinden sıçradı. "Aptal mısın? Neden beni izliyorsun?" Sitemle konuşmasıyla yanındaki çocuk gülümsedi.

"Asıl aptal sensin. Öğlen oldu ve hâlâ uyuyorsun. Kalk kantine gidelim" Yanındaki sırada öylece yatan çocuğun kafasına vurdu mavi saçlı olan. Gözlerini kısarak arkadaşına baktı Taehyun.

"Hyung gerçekten seni çekebilecek durumda değilim. Bir an önce gidelim, acıktım." İç çekip üstünü düzeltti ve büyüğünü beklemeden sınıftan çıktı.

Beraber kantine indiler. Yemeklerini alıp masaya oturana kadar konuşmadılar. Taehyun, Yeonjun'un yüzündeki kurnaz sırıtışın nedenine anlam verememişti.

Yeonjun'un bir yere kitlendiğini ve sadece oraya baktığını farketti. Arkasını dönüp nereye baktığını anlamaya çalıştı. Gözü iki kişiye takıldı. Kimseye hiçbir zararı olmadan yemek yiyen iki arkadaştan başka kimse yoktu.

"Hyung" Merakına yenik düşüp sormaya karar verdi. "Hyung?" Ellerini Yeonjun'un önünde salladı ama nafileydi. Arkadaşı onun farkında bile değildi. "Hyung!" En sonunda sesini yükseltmek zorunda kaldığında tüm kantin anlık olarak onlara bakmıştı.

"Dönün önünüze ne bakıyorsunuz?" İki kişi dışında herkes hızlıca önündeki yemeğiyle ilgilenmeye başladı. Deminden beri Yeonjun'un dikizlediği masadaki çocuklar hâlâ onlara bakıyordu.

"Hyung bunlar ne ayak? Niye bakıyorsun onlara?" Taehyun'un sorusuyla Yeonjun heyecanla yerinde kıpırdandı. Hafifçe ellerini çırptı. Anlatmak için sabırsızlanıyordu.

"Elimde bir olay var. Sana göre çok büyük sayılmaz gerçi ama zorbalık yapmak eğlenceli olacak." Duyduklarıyla Taehyun'un üst dudağı yukarı kıvrıldı. Zorbalık yapmaktan zevk alıyordu. Onun için insanların zavallı hallerini görmek mükemmel bir manzaraydı.

"Anlat bakalım biz de duyalım neymiş bu olay?" Taehyun bir anda yanlarına oturup konuşmaya dahil olan bedeni görünce göz devirdi. "Ne işin var senin burada? Senlik bir olay yok." Taehyun, Yeonjun'a gözleriyle yanında oturan çocuğu gösterdi. Yanlarından gitmesini istiyordu.

Plan A | Taegyu Where stories live. Discover now