<eighteen; "it's fun, isn't it Taehyun?">

588 68 71
                                    

Sertçe açılan kapıyla Taehyun irkilerek uyanmıştı. Büyüklerini getirmek için giden arkadaşının tek başına ve sinirli bir şekilde dönmesini beklemiyordu. "Orospu çocukları."

Yeni uyanmışlığın verdiği sersemlikle gözlerini büyütmüştü. Daha tam olarak kendine gelememişti. "Neden onlarsız geldin?" Merak ettiği soruları sormaktan başka bir şey gelmemişti aklına.

"Eve gittiğim zaman kapıyı yarı çıplak Soobin hyung açtı. İlk başta duşa girmeye hazırlanıyor sanmıştım ama arkasından çırılçıplak soyulmuş biri daha geldi." Taehyun hafif kaşlarını çatarak dinlemeye devam etti. "Birinden kastığın kişi kim?"

"Yeonjun hyung."

Taehyun hâlâ yarı uyanık durumdaydı. Buna rağmen arkadaşının neye bu kadar sinirlendiğini anlayamamıştı. Belki de sonradan idrak edebilirdi. En azından öyle umuyordu.

"Kai gerçekten çok uykum var. Şu an anlattığın şeyin anormal kısmı neresi tam olarak?"

"Yeonjun hyung bana kendine bir partner bulduğunu söylemişti." Derin nefesler alan Kai'ye anlamsız bakışlarla bakıyordu Taehyun. "Çocuk gibi davranıyorsun. Liseli olduğumuz düşünülürse büyüğünün başka bir büyüğünle seks partneri olması bu kadar koyacak bir şey olmamalı."

Kai arkadaşının neden böyle tepkiler verdiğini sonradan farketmişti. Taehyun, asıl planın varlığından haberdar değildi. Eğer bu partner olayı Beomgyu'nun kulağına gidecek olursa Soobin'le ciddi bir kavga ederlerdi.

Tamam, belki kendisi çocuk olabilirdi ancak büyüğü ondan daha çocuktu. Kesinlikle öğrendiği an büyük bir yaygara koparacaktı. "Taehyun ne yap ne et Beomgyu'nun bunu öğrenmesine engel ol."

"Neyi öğrenmeme engel olacakmış?"

"Hadi ama, çok klasik oldu artık bunlar. Bir anda konuşmaya girmeler falan." Kai söylenirken odadan çıkmıştı. Anlaşılan olaydan sıyrılmak için Taehyun'u kullanmaya çalışıyordu.

Akıllıca bir fikirdi. Taehyun bir şekilde her şeyi düzene sokabilirdi. Sorunları çözmek özel yeteneği gibi bir şeyiydi.

Beomgyu esneyerek koltukta uyuduğu için tutalan vücudunu rahatlatmaya çalıştı. İyice esnedikten sonra koltuktan kalkıp Taehyun'un ayak ucuna oturdu. "Anlatacak mısın?"

"Burdan çıktığım zaman ilk fırsatta anlatacağım, söz veriyorum."

Beomgyu gülümseyerek sevdiği çocuğun parlayan gözlerine baktı. Onu hipnoz etmeye yetecek kadar güzel gözlere sahipti karşısındaki çocuk. "Taehyun." Taehyun, konuşmaya devam etmesi için bir kaç mırıltı çıkardı.

"Seni vuran adam, kimdi o?"

Peki, kesinlikle böyle bir soru beklemiyordu. "Uzun hikaye. Buradan çıkınca anlatırım." Beomgyu yüzüne acı dolu bir gülümseme yerleştirdi. "Sanki buradan çıkamayacakmış gibi konuşuyorsun."

"Hayır Beomgyu, çıkacağım. Sadece şu an bunu konuşmak için hazır hissetmiyorum."

Beomgyu başını sallayıp daha fazla uzatmadı. Taehyun'u üzmek istemiyordu. Anlatacağını söylediyse anlatırdı, söylediklerine güveniyordu. "Taehyun."

"Efendim Beomgyu."

"Seni sevdiğimin farkında mısın?" Taehyun başını eğip gülümsemesini saklamaya çalıştı. Kıkırdayıp diliyle dudaklarını ıslattı ve başını kaldırıp büyüğünün gözlerinin içine baktı. "Kim bilir? Belki sen söylemiş olabilirsin."

"Vurulduğun günden bahsediyorsun değil mi?" Başıyla onayladı. "Hatırlamadığını söylemiştin." Beomgyu dudaklarını büzüp hafif kaşlarını çattı.

Plan A | Taegyu Where stories live. Discover now