<eleven; silence or kiss>

767 106 99
                                    

Saat sekize gelirken Taehyun oflayarak yattığı yatakta oturur pozisyona geldi. Elindeki telefonu komidinin üstüne bıraktı. Beomgyu'nun ona sarılı olan kollarını yavaşça kenara çekti.

Yataktan kalktı ve telefonunu şarja taktı. Arkadaşı hâlâ uyuyordu. Beomgyu mırıldanıp yastığına sarıldı. Yatarken çok sıcakladığı için pijama altını çıkardı. Dizlerinin üstünde olan siyah bir tişörtle kalmıştı.

Dün gece yan odadan gelen sesleri merak ediyordu. Yavaşça kendi odasından çıktı. Uzun ve boş koridora baktı. Herkes uyuyor olmalıydı çünkü hiçbir yerden ses çıkmıyordu.

Yan odanın kapısını tıklattı. "Yeonjunie hyung! Soobinie hyung!" Sessizce büyüklerine seslendi. Kapı beş dakika sonra açıldı. Taehyun karşısında gördüğü kişiyle şaşırdı.

"Sehun hyung?" Sehun ıslak saçlarını eliyle karıştırdı ve beline sarılı olan havluyu düzeltti. "Ne istiyorsun?" Taehyun'un gözleri şaşkınlıkla açıldı. "Yeonjun hyung ve Soobin hyung bu odada kalmıyor muydu?" Sehun kendisinden kısa olan çocuğa baktı.

"Gördüğün gibi? Ben ve Luhan'dan başka kimse yok bu odada." Taehyun tekrar şaşırdı. "Luhan hyung da mı burada kalıyor? Ama iki kişilik oda Yeonjun hyung ve Soobin hyunga verilmişti?"

"Aptal olma Taehyun. Onlar bir üst kattalar. Ayrıca anneme Luhan'la beni aynı odaya koymasını söyledim ve yaptı, bu kadar." Taehyun anladığını belli etmek istercesine kafasını salladı.

"Kimmiş sevgilim?" Luhan banyodan kafasını çıkarıp kapıdaki çocuğa baktı. "Oh Taehyun! Bir sorun yok umarım?" Taehyun bugün kaç defa daha şaşıracağını artık tahmin edemiyordu. "Siz sevgili misiniz?"

Luhan gülümsedi ve Sehun'la kendisini gösterdi. "Artık öyleyiz." Taehyun dün gece çıkan seslerden ikisi arasında yaşanan şeyleri anlayabiliyordu. "Tebrik ederim." Yüzüne kocaman bir gülümseme yerleştirdi ve büyüklerine baktı.

Luhan da gülümsedi ve banyoya geri girdi. Taehyun büyüğüne baktı ve mahçupça eğildi. "Sizi rahatsız ettim hyung kusura bakma." Sehun'un yüzüne sıcak bir tebessüm yayıldı ve karşısındaki çocuğun saçlarını karıştırdı.

"Yeter bu kadar tantana. Odana git ve uyu artık." Taehyun başını onaylarcasına salladı ve odasına gitti. Elini pijama altının cebine atmaya yeltendi. Sonra aklına pijama altının odada olduğu geldi. Oda kartı pijamanın arka cebindeydi. Yaptığı aptallığın farkına varması uzun sürmedi. Eğer zile basarsa ikili uyanacaktı ve Taehyun'a hesap soracaklardı.

Bu yüzden Taehyun büyüklerinin odasına gitmeye karar verdi. Kimseyi uyandırmak istemediği için sessiz ama hızlı adımlarla merdivenlerin önüne geldi.

Tişörtünü çekiştirdi ve merdivenleri çıktı. Telefonunu da yanına almadığı için büyüğünü arayamıyordu. Başkasının odasının kapısını çalmamak için dua ediyordu. Sabahın bu saatinde başına iş almak istemiyordu.

Odaların önünde gezerken terastan gelen bir ses duydu. Yapmaması gerektiği bir şeyi yaptı. Meraklı biri olduğu için gidip bakmak istedi. Çok yavaşça teras kapısına yaklaştı ve kafasını dışarı çıkardı. Bir grup arkadaşın ot içtiklerini gördü.

İçen kişileri tanımıyordu ama lise öğrencilerine benziyordu. Eliyle ağzını kapatıp ot içerken eğlenenleri izlemeye devam etti. Hepsinin kafasının güzel olduğu çok belliydi.

Aralarından biri gülerken kafasını teras kapısına çevirdi ve onları izleyen Taehyun'u farketti. Taehyun yakalandığının bilincindeyken kafasını terastan çıkardı ve odasına koşmaya denedi. Ancak sadece denemişti. Beline sarılıp onu geri çeken kollarla neye uğradığını şaşırdı. Ağzı kapatılınca çığlık atamadı.

Plan A | Taegyu Where stories live. Discover now