<ten; hotel>

766 108 146
                                    

On saattir sadece benzinliklerde durarak yolun çoğunu tamamlamışlardı. Sadece altı saatlik bir yolculukları kalmıştı ancak otobüs şoförü daha fazla ilerleyebileceğini sanmıyordu.

On saattir araba sürüyordu ve saat sabahın altısıydı. Yeterince yorgundu. Bayan Oh bir süre dinlenebilmeleri için küçük bir otel tuttu. Diğer otobüsteki öğretmenler kendi sınıfları ile beraber başka otellerde kalmaya karar verdiler.

Bayan Oh diğer sınıflardan gelmek isteyen üç beş öğrenciyi almış ve bir otobüste toplamıştı. Kendi sınıfından sadece dört öğrenci geldiği için diğer sınıflarda da aynı duruma sahip öğrencileri bulmuş ve sorumlulukları üstlenmişti.

Bu yüzden kaldıları otelde yalnızca yirmi üç öğrenci, bir öğretmen ve bir şoför vardı. Bayan Oh üç kişilik odalar tutmuş ve sona kalan iki öğrenci için ayrı bir oda tutmuştu. Yeterince zengin biriydi ve parasını harcamaktan asla çekinmezdi.

Etrafa dağılan öğrencilere göz gezdirdi. "Soobin! Yeonjun! Yanıma gelin." İkili öğretmenlerinin yanına gitti. Soobin göz ucuyla ona tilki gözleriyle bakan Yeonjun'u süzdü.

"Yirmi üç kişi olduğunuz için son iki öğrenciye ayrı bir oda tuttum." Bayan Oh elindeki oda anahtarlarından birini Yeonjun'a, diğerini Soobin'e uzattı.

"O odada ikiniz kalacaksınız." İkili şaşkın gözlerle önce birbirlerine sonra da öğretmenleri Bayan Oh'a baktı. "Hocam ciddi mi?" Soobin şaşkınlıkla sordu.

"Evet, öyle." Bayan Oh mutlulukla gülümsedi ve diğer öğrencilere anahtarları dağıtmaya gitti. Yeonjun gülümseyen bir ifade ile Soobin'i dürttü. "Kadere inanmazdım ama sanırım artık inanıyorum." Kıkırdadı ve arkasında ona şaşkınlıkla bakan Soobin'i geride bırakıp arkadaşlarının yanına gitti.

Soobin iç çekip Beomgyu'nun yanına gitti. "Niye çağırmış sizi?" Lolipopu ağzından çıkarıp sordu küçük olan. "Odaları üçer üçer dağıtmışlar." Beomgyu bildiğini belli edercesine başını salladı.

"Yirmi üç kişi olduğumuz için son iki kişiye bir oda verilmiş. Yani Yeonjun ve bana." Beomgyu duyduklarıyla gülmeye başladı. "Şansına küs." Yanaklarını şişirip somurttu Soobin.

"Sen kiminle kalıyorsun?" Küçük çocuk göz yaşlarını sildi ve oda numarasına baktı. "263" Soobin anlamamış bir ifadeyle baktı. Beomgyu göz devirdi ve cümlesini tamamladı. "Oda numaram. Kiminle kalacağımı bilmiyorum, sürpriz olacak." Derin bir iç çekip oda numarasının yazılı olduğu anahtarı inceledi.

Soobin aklına gelen fikirlerle düşüncelere daldı. "Bir şey dicem." Küçük olan büyüğüne baktı. "Bayan Oh'un bizi aynı odaya koymasının nedeni Sehun malının annesine yalvarması olmasın sakın?"

"Amma attın hyung. Bayan Oh öyle biri mi?"

"Bayan Oh oğlu için kendi canını verir Beomgyu."

"Orası da doğru tabii.." İkili derin düşünceler içine daldığı sırada Bayan Oh tüm anahtarları dağıtmayı bitirmişti. En orta yere geçti ve öğrencilerine baktı. "Saat üçe kadar buradan çıkmış olacağız. Akşam dokuz civarı gideceğimiz yere varmış olmalıyız. O yüzden herkes odalarına gitsin ve uyusun."

Öğrenciler, öğretmenlerini onayladı ve odalara dağıldı. Taehyun ve Kai aynı odaya düşmüşlerdi. Bir tane de oda arkadaşları olacaktı. Kalacakları oda 263 numaralı odaydı. Yeonjun ve Soobin'in odasının yanındaki odaydı.

Odaya girdiklerinde henüz onlardan başka biri yoktu. Odayı göz ucuyla inceledi Taehyun. "Neden sadece iki yatak var? Üstelik bir tanesi çift kişilik?" Sesinden soru sorduğu anlaşılıyordu.

Plan A | Taegyu Dove le storie prendono vita. Scoprilo ora