KARŞILAŞMA

948 36 23
                                    

Ayakta kalabilmek ve yaşayabilmek için sabır gerekir değil mi?...
Ben EREN JEAGER ailemin sıkıcı ve her gün aynı şekilde tekrar eden hayatından kurtulan kişi...

Elinde bir poşetle küçük, kiraladığı, yıkık dökük evine doğru gidiyordu

İnsanlar ilk defa iri yarı biriyle karşılaştığı için değil, o iri yarı adamın ne kadar güçlü gözüksede soğuk ve ışıltısız gözlerine dalıyor, sanki sert adamın arkasında bitik, yıkılmış bir adam varmış gibi hissediyor, şaşkınlıkla bakıyorlardı

Evet, Eren 16 yaşında evinden ayrıldı. Ayrıldığından beri zorluklar, sorunlar, sorular, insanlar... içini içten içe yiyip bitiriyorlardı... Ama o ne kadar zorlansa ya da acı çekse de kendi ayaklarının üzerinde kalma konusunda kararlıydı ve başarıyordu da.

Ona karışan biri oldu mu sizce ne oluyordu?

Erenin omzuna biri çarptı.

Eren pek takmadan yoluna devam ediyordu. Her şey Adam dönüp Erene sinirli bir yüz ifadesiyle bakmasıyla başlamıştı.

"hey! sen! Ayı kılıklı!! İnsan gibi yürümesini bilmez misin"

Eren cırtlak tonla çıkan sesi duyup durdu

Adam Erene doğru yavaş adımlarla yaklaşıyordu

"Senin böyle bir yerde ne işin var lan! Birde bu kılıkla sana güzel bir çeki dü-"

Eren adama doğru sakince dönüp, korkutucu keskin bakışını sergiledi.

"konuşmaya devam edecek misin?..."

Adam korkarak irkildi ve geriye doğru adım attmaya başladı.

"Çattık yine . . ."

Eren bir süre adama baktıktan sonra yoluna devam etmeye başladı. Birinin arkasına hızla yaklaştığını sezmişti. Korkmayı yedirememişti ve Erene dalmak gibi bir hata yaptı.

"akıllanmanı mı sağlıyayım illa!!-"

Eren pek kıpırdamadan sadece adamın kafasının arkasından yakalayıp suratını duvara yapıştırdı. İnsanlar hayretler içinde Erene bakıyordu.

Eren gayet sakin davranıyordu. Adamın başını bırakıp, yoluna devam etti. Adam da Erenin arkasından bakıp suratını ovuşturmaya başladı.


"çok pis vurdu herif şikayetçiyim bu heriften! yakalayın onu!"

Kimseden ses seda çıkmıyordu eren gibi iri cübbeli, saldırgan tipli birine dokunmak büyük bir hata olucağını düşünüyorlardı. Yaklaşmaya dahi tenezzül edemediler. Herkes dönüp yolluna devam etti. Adam da iyice sinirlenmişti yumruğunu sıkıp duvara vurdu

Ellerini cebine koyup sinirli adımlarla yoluna koyuldu

"aman kimin umrunda! Bir gün cezasını verir birileri illa!!"

...

Bir süre sonra Eren evine geldi
Ev telefonu çalıyordu.
Poşeti sehpaya koyup telefona yaklaştı. Telefonu açıp kulağına yaklaştırdı

"kimsin?"

"Eren sonunda açtın.. nerelerdeydin??"

Bu ses tanıdıktı. Arayan kişi Armindi çocukluğundan beri duyuyordu bu sesi en yakın dostuydu Erenin. Fedakar, nazik biriydi kendisi.

"ne söyliyeceksen söyle Armin kapatıcağım"

"ha-hayır bir dakika Eren-"

"yoksa yine aynı konu mu?"

"Evet! Eren ailen ve bize her şeyi kanıtladığından emin olabilirsin! Artık eve gel burda daha iyi bir düzen kurabilirsin sevdiklerin, tanıdığın herkes burda!-"

Eren kasvetli bir ses tonuyla Arminin konuşmasını kesti.

"Bir daha o konuyu açma ve uzatma demiştim diye hatırlıyorum... Hâlâ inatla beni aramaya cesaret ediyorsun demek"

"evet ediyorum! Ediyoruz! Mikasayla ben sen ne kadar aramayın dersen de inatla buraya gelmen için çabalıyacağız Eren!"

"Alo?? Eren!"

Kapanan telefonu koydu yerine.
...

"Kapattı... ne kadar inatçı. Orda nasıl hayatta kalabilirsin ki??... Burda düzenli ve güzel bir hayat varken orda darmadağın hayatı seçiyor."

Mikasa arminin omzunu tuttu ve hafifçe sıkmaya başladı.

"onun bu kararı vermesi biraz da bizim hatamız sayılır Armin...
Yakında tekrar yanımıza geliceğine eminim"

Armin mikasaya baktı ve içinden;


"mikasa hâlâ Erene umut bağlıyor.. ama ben böyle bir şey olacağı kanatinde değilim... eski eren ve şu anki arasında bir sürü fark var.Eski Erenin yerini daha kaba biri aldı..."

...

Eren dağınık odasında kitabını okuyordu. Sıkılıp ayağa kalktı ve penceresine yaklaştı.

Perdeyi bir anda açtı. Tüm odayı güneş ışığı vurdu bir anda. İçeriye vuran güneş ışığı ufakta olsa odayı huzurla kapladı adeta
Pencereden dışarıya bakmaya başladı

"İnsanlar çok boş geliyor... her şey öyle..."

"Peki niye yaşıyorum?"

"Bir amacım var mı?"

"Ya da varsa onu yapmak için isteğim var mı?"

"Her saniye kendime asıl sorduğum ve merak ettiğim soru..."

"Yaşama isteğim var mı?..."

"Hiç birinin cevabını alamamak canımı sıkıyor"

"ama ya cevap tam karşımdaysa?"


Bulana kadar savaşacağım..

KORUMA (ERERİ)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin