《6》

387 22 24
                                    

Tüm sorularımın cevabı ondaymış gibi hissadiyorum... benim hazinemin anahtarı...

...

Levi yüzünü koruyup erene yaklaşmaya çalıştı.

"Ver şunu eğlencenin sırası falan değil!"

Eren hortumu havaya kaldırıp Levi'nin başından aşağı doğru fıçkırtmaya başladı.

"Haha hadi canım baya sinir bir bücürsün senden kurtulmak kolay oluyor"

Levi Eren'e çatık kaşlarıyla baktı ve hortumun bi tarafından yakalayıp bir anda çekti. Erenin elinden hortum sıyrılıp gitti. Levi güzelce tuttu hortumu ve Erene suyu fıçkırtmaya başladı.

"Sana serin bir ceza verme zamanı gelmişti zaten velet"

Eren elleriyle sudan korunmaya çalışıyordu ama nafileydi o da sırılsıklam olmuştu.

"Ahaha tamam özür özür!"

Levi, Ereni de bir güzel ıslattıktan sonra hortumu yere doğru tuttu.

"Ee hoşuna gitti değil mi seni köme-"

Eren gülümseyerek Levi'nin içini ısıtmıştı bir anda. Yüzüne ve ıslak vücuduna kapılıp gitmişti. Ereni gülerken gördüğü an çok değer verdiği biri canlanmıştı gözlerinin önünde... Ufakta olsa içinde tatlı bir kelebeklenme uyanmıştı.

Eren gülmeyi kesip sadece gülümseyerek Leviye baktı.

"Noldu sonunda aşık mı oldun bana?"

Levi kendine gelip Erenin yüzüne su tuttu.

"Hadi ordan geveze... ben duvar gibi adamlarla birlikte olmam"

Eren yüzünü korumaya çalıştı
Leviye yaklaştı ve hortum tutan bileğini yakalayıp havaya kaldırdı bir anda. Su yan tarafa doğru dökülüyordu. Yüzüne eğildi

"Ben nedense adamlara da ilgi duyuyormuşsun gibi düşünmeye başladım..."

Levi hafif kızarmış yüzüyle öylece bakıyordu Erene. Elini kurtardı ve bileğini ovuşturmaya başladı. Eren hortumu kapmıştı ibne gülüşünü yapıp Levinin üzerini tekrar ısladı. O sıkıcı an, iki sakin kişi içinde eğlenceli hale gelmişti. Eğlenceyi bitirip at'ı yıkamaya başladılar.

At eski görünümünden tamamen kurtulmuştu. Beyaz tüyleriyle asil bir at gibi duruyordu.
Levi atın kayışını tutup bahçeye doğru çekmeye başladı. Saat 3 civarlarıydı. Güneş güzel bir konumdan etrafına ışık saçıyordu.
Durdular.

"Hava güzelmiş"

Levi etrafa bakınıyordu.

"Evet"

Eren atın yanında durup leviye baktı

"Hadi ata binmene yardım ediceğim"

Levi 'ne der bu kömez?' dercesine bakıyordu ona.

"Atı yeni yıkadık ne binmesi?"

"Ata binmek için getirmedin mi. Şansın varken binmeyi dene işte"

Levi biraz düşünüp ona ilk defa hak vererek atın sırtına Ernenin yardımıyla bindi.

Eren atın kayışını güzelce eline dolayıp tuttu ardından Leviye baktı.

"Güzelce tutun, başlıyoruz."

Eren, atı yönlendirmeye başladı güzel çimenlik bir bahçeydi, sadece kuş sesleri ve atın çimen üstünde yürürken ki ayak sesleri çıkıyordu. Levi olduğu durumdan hoşnuttu sonuçta güzel bir ortamda dinlendirici bir etkinlik yapıyordu. Gözlerini her seferinde Erene doğru çeviriyordu. Düşündüğünden daha enerjik bir kişiliğe sahip olduğu belliydi. Bu azda olsa ilgisini çekiyordu aslında.

...

Bir süre koca alanda atla gezinti yaptıktan sonra Eren durdu. Erenin durmasıyla atta durdu. Eren atın sol tarafına geçip Leviye baktı.

"İyiydi değil mi?"

"Evet, ama atın görüş alanını o koca cübbenle kapıyordun ahmak..."

"Hadi ordan"

Eren atın arkasını okşadı

"İnmene yardım ediceğim"
Levi'nin belini kavradı güzelce.

"Seni kendime doğru çektiğim zaman, bu tarafa doğru ayağını atıcaksın tamam mı"

"Biliyoruz indir beni aşağıya sadece"

Levi, Erenin omuzlarına tutundu güzelce. Eren, Leviyi kendine çekti ve Levi ayağını çekip aşağıya indi. Elleri Erenin omuzlarından göğüslerine doğru süzüldü. Erenin kucağına yakındı anlamsızca kalbi hızlı bir tempoya tutulmuştu. Yüzünü kaldırmasıyla Erenin gözleriyle karşılaşması bir olmuştu. İkisinin arasında sanki kalp atışından başka bir ses duyulmuyordu. Eren, Levinin yüzüne eğiliyordu. Elleri hâlâ ince belindeydi. Erenin zümrüt yeşili gözleri kısık, dudakları ise iyice pembe, yumuşak dudaklara yaklaşıyordu...

KORUMA (ERERİ)Where stories live. Discover now