KARŞILAŞMA

566 30 9
                                    

Sorularıma cevap bulmuştum. Ta ki kendime daha fazla soru yaratmamı sağlayan, aklımı karıştıran kişiyi tanıyana kadar
...

Aklını karıştıran bir çok soruyla beraber evden çıktı. Bir süre sessizce sokakta gezinmeye başladı.

Yürürken, bir televizyon dükkanında satışa sunulan televizyonlardan yayınlanan programda, dünyaca ünlü biri sunuluyordu.

Kameraların zorla çektiği ve insanlar yüzünden zorla haraket eden LEVİ ACKERMAN'dı o.

Kızlar camlara yapışmış bir şekilde televizyonlara bakıyorlardı kıkırdaşıyorlardı.

Eren'in pek ilgisini çekmemişti. Ne de olsa ona yararı dokunan ya da hayran olduğu biri değildi. Hatta adını ilk defa burda duymuştu. Duraksamadan bir kere bakıp geri yoluna devam etti.

İlerlerken bir restaurant gözlerine çarptı ama asıl ilgisini çeken ilandı. Elindeki dangoyu bir ısırıkta mideye şutlayıp çubuklarını çöpe doğru fırlattı. İlanı söküp yanına aldı ve restaurantın kapısını açıp içeriye girdi. Yanına yaklaşan çalışan erenle konuşup yardımcı olmak için müdürün yanına götürdü.
Eren müdüre doğru uzattı ilanı.

"çalışmak için geldim"

Müdür güzel bir kadındı. Güzelliği ve neşesi adeta etrafa ışık saçıyor, geçtiği her yere huzur salıyordu müdürenin adı HİSTORİA REİSS'ti.

"ah! Hoşgeldin ben buranın işletmeni Historia Reiss bir sorun olursa bana veya yardımcı başkan ymire danı-"

"iş başı kazandığım para iyi mi?"

"ehh... bir çalışanı geçindirecek kadar yeterli beyfendi"

"bugün başlıyacağım uygun mu?"

"evet, saat şuaann..."

kolundaki saate baktı ve tekrar Erene bakıp;

"15.43 daha çok zamanın var başlıyabilirsin"

Zarif bir gülümseme sergiledi ardından.

Arka tarafta Ymir, Sashayı tutmaya çalışıyor, ağzına ekmek tıkıp duruyordu.

"deli kadın historiacım tatlı diye tadına bakamazsın al bolca ekmek tık o koca kazana!"

Sasha ağzı dolu parıldayarak konuştu.

"hayayıyaa"

"Evet evet ondan"

Ekmeği tıkmaya devam etti Sashanın ağzına.

Historiya, ilk onlara sonra Erene baktı biraz tedirgin bir tavırla.

"ha ha ha kusura bakma böyle bir manzarayla karşılaştın
Sana kıyafetlerin için yardım ederler şimdiden kolay gelsin"

Eren yürümeye başladı çalışanın yanına doğru Kıyafetleri verildi ve hazırlandı saçlarını toplamış, elinde tepsiyle insanların söylediği yemekleri dağıtmaya başlamıştı.

"bu işte kölelikten bir farkı yok...
insanlar ne isterse burda çalışanlar getirmek zorunda geç geldiği zaman ya da müşteri memnun kalamayınca..."

Bir çalışanın üstüne biri alkolünü döktü

"ben sana üzüm dedim bu ne elma suyu mu lanet herif!"

Eren onları izliyordu öylece

"...hiç seslerini çıkarmadan çalışmaya devam ediyorlar ezikçe."

"zenginle fakirin ayrımcılığı... ne acınası"

Akşama kadar çalıştı aralıksız.

[Saat 12.57]

Önlüğünü çıkadı ve ona özel olan dolaba yerleştirdi eşyalarını. Kapağı kapatıp kitledi. Aldığı paraya baktı ve saymaya başladı.

"14.000 ¥ güzel...
çok yoğun bir gündü ama kazandığım para düşündüğümden de iyi buna deydi
zengin insanların uğrak alanı diye duydum ve onca yemek alan insanı görünce iyi işletiyor olmalılar.."

Restauranttan çıktı. Güzel şeyler almıştı ev için bir kaç ihtiyaç vardı 4000 ¥ 'i kenara bırakmıştı
Evine geldi ve ceketini çıkarıp sandalyesinin üstüne koydu. Yatağına uzandı güzelce. Tavana bakınmaya başladı

"sıkıcı bir gün daha geçip gitti"

Gözlerini yumdu ve uykuya daldı

...

Aradan 5 gün geçti bu şekilde

[saat 6.34]

Herkes çalışmaya başlamıştı. Sabah olmasına rağmen kalabılıktı restaurantın içi. Bir masa boştu, etrafında ki masalar da öyle. İki çalışan yerleri paspaslarken konuşuyordu


"Dünden daha kalabalık..."

Eren kulak misafiri oluyordu konuşmalarına. Diğer çalışan öbürüne bakıp

"evet bugün önemli birinin geliceğini duydum hayranlar olmalı bu gelenlerde"

"olabilir"

Eren önemli bir konu olmadığını düşünüp devam etti işine.
Bir süre sonra içeriye biri girdi.
Haber muhabirleri ve hayranları bağrışmaya başladı. Yanındaki 3 güvenlik onları uzaklaştırıp kapıyı kapattı, kapıdan içeriye kimse giriş yapamasın diye bekliyorlardı.

Gelen kişi hiçbir şey umrunda olmadan masaya doğru yürümeye başladı. Masaya geçti ve oturup bacağını bacağının üstüne attı.
Masasında bir fincan çayı hazır duruyordu. Çayını yudumladı ve bir anda bir ses gümbürtüsü koptu etraftan

"Kyaaa!! LEVİ ACKERMAN!"

Gelen kişi kadınların ve genç kızların gönlünü feht etmiş, dünyaca bilinen LEVİ ACKERMANDI

Levi sinirlenmeye başlamıştı böyle olucağını az çok tahmin ediyordu.

"çok sesli... bunları burdan çıkaramaz mı bunlar..."

Can sıkıcı...

KORUMA (ERERİ)Where stories live. Discover now