《3》

429 25 16
                                    

...

"Bu adam ailesinden biri falan olmalı belki de atalarından biridir?"

Sessizce portreye bakarken bir ses işitti.

"hey ordaki ne işin var orda??
Çabuk koridorun girişine doğru yol al!"

Eren sesi duyup, karanlık koridora baktı, tekrar dönüp tabloya baktı

"Her kimse baya önemli biri olmalı. Bu moruk bir şeyler saklıyora benziyor"

Ordan çıkmak için yürümeye başladı aklını kurcalayan bir kaç soru var gibiydi. Levi, büyük ve koyu mor kaplamalı güzel bir koltuğun üzerine oturup çayını yudumluyordu. Eren karşısına geçip ona baktı.

"Başka bir şey var mı?"

Levi başını kaldırıp erene baktı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Levi başını kaldırıp erene baktı. Ardından elindeki fincanı masanın üzerine bıraktı.

"Biraz el atınca seni de adama benzetebiliyormuşuz bak"

"Dalga geçmeyi kesicek misin?..."
Levi ayağa kalkıp Erenin yanına yaklaştı karşısında durup kravatını düzeltir.

"Benim yanımda durucaksan giyimine ve tavırlarına özen göstericeksin"

Eren, Leviye göre uzun olduğu için yukarıdan Leviyi izleyebiliyordu.
Elini kaldırdı ve saçına dokundu

"Saçlarına bile bu kadar özen gösteren birinin titizliğe kafayı fena takmasını anlıyabiliyorum"

Levi sinirlenip kravatını bir anda çekti ve yüzünü yüzüne yaklaştırdı.

"Daha fazla konuşmaya başlarsan bahçedeki köpeklerin önüne oyuncak niyetine seni atarım..."

Eren şaşırıp kalmıştı öylece gözlerinin içine bakıyordu. Ardından dalga geçercesine bir bakış atıp

"Kölelik yapmaktan iyidir"

Levi bıraktı kravatını. Sinirle çekiştirerek düzeltmeye başladı.
"Sen öyle san, bir insanı kolayca parçalayabilecek kuvvetteler"

"Güçlüler demek.."

"Düşünemiyeceğin kadar hemde"

karşısından çekilip, masaya doğru yürüdü bir kaç dergi alıp yerine oturdu.

"O zaman o gün o korumalar yerine köpeklerini yanında götürseydin eminim onlardan daha cesaretli çıkarlardı"

"Kapa çeneni ve git söylenen işleri yapmaya başla"

"Çok sıkıcısın..."

"Eğlence gibi boş bir şeye vakit harcıyamam"

"İlk defa katılıyorum"

Eren, kapıya doğru başladı. Odadan çıktı ve Hange'nin yanına geldi

"Haha geldin sonunda"

"İş yapmam gerekiyormuş, bay titiz öyle söylüyor"

"Doğru söylüyor tabii! Biz çalışanız o ise bizim yöneticimiz"

"Yönetici olarak kabul edemem o moruğu"

"Keyfin bilir? Parayı kaptıktan sonra burdan ayrılacak bir tipe benziyorsun zaten"

"Pek sayılmaz 'yöneticinizle' biraz uğraşmayı amaçlıyorum"

"Hahaha ciddi misin?? Bunu öğrenirse o da seninle fena uğraşır durur söylemedi deme"

"Ben izin vermem. Beni hafife alıyorsun"

"haha asıl sen Leviyi hafife alıyorsun"

Hange alaycı bir yüzle Erene bakıyor, Eren de, Hange'ye bulunduğu ortamdan pek hoşnut olmamış şekilde bakıyordu.

"hadi koca adam işimiz var seninle"

"Senin yanında sıkılmaya başlamıştım hemen başlarsak iyi olur"

"Tamam, tamamm ne şikayetçi çıktın sende"

Hange önden yürümeye başladı. Peşinden de eren geliyordu. Koca villanın arka bahçesine gelip durdular.

"Şu barikanın içindekileri boşaltıcaz sadece. Oraya minik bir misafirimiz gelicek"

Eren merakla bakınıyordu barikaya.

"Tamam?"

Barikaya girdiler. İçersi, kutularla ve tahtalarla doluydu. Hange erene gülümseyerek baktı

"Biraz üstümüz batıcak gibi duruyor. Biz sadece şurdaki kutuları aracın kasasına taşıycaz koca adam. Başlıyalım bakalım!"

KORUMA (ERERİ)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin