12~) Terzi

932 55 102
                                    

"Akıp giden bir bataklığın içindeyiz hepimiz ama yıldızlara bakıyor bazılarımız."

Wanda, kapının önünden ayrılmadı. Sıcak su içeriye taşımak için gelen her hizmetlinin elinden kazanı alıp içeri kendi bıraktı. Hem iyi olup olmadığını kontrol ediyordu hem de konuşacak duruma gelip gelmediğini. Geçirdiği kriz sonrası bedeni ağır bir savaşın ardından geriye kalmış gibiydi.

Ağır ağır başına suyu döküyor ve elini bedeninde gezdirip ıslatıyordu. Wanda içeri geldiğinde onun tarafına hiç bakmadan işine devam ediyordu.

Wanda, onun gözlerinde en son iki yıl önce gördüğü o bakışlara tanıklık edince kanı donmuştu. Yeniden eskiye dönmesini istemiyordu.

Bu eve ilk geldiğinde Harry mutsuz, uyuşuk ve bulanık bir görüntünün arkasından onlara bakıyor gibiydi. Hayata dönmesi, başını dik tutması, gülümsemesi zaman almıştı.

Şimdi yeniden onu o dipsiz kuyuya atan şey her ne ise geri gelmiş olmasından çok korkmuştu.

Harry çıktığında onu küçük bir çocuk gibi elinde havlusu ile bekledi. Harry elinden havluyu aldı ve beline sarıp arka tarafa yöneldi. Wanda'nın şevkati bile şimdi ona çok ağır geliyordu.

"Sıcak bir banyodan sonra sıcak bir uyku çek. Uyandığında sana en sevdiğin yemekleri yapacağım."

Harry elbiselerini ağır ağır giydi. Aynada saçını taradı ve hiç cevap vermeden dışarı çıktı. Yukarı, odasına geçti. Yine kimseyi odasına istemiyordu. Tek başına yatağa geçip gözlerini kapadı.

"Harry? Birtanem. Bak kont Zayn içeri girmek istiyor. Hadi güzelim. İçeri giriyoruz, tamam mı?"

Harry, çenesine kadar çektiği yorganın altından bağırdı.

"Kimseyi istemiyorum!"dedi, gözlerini kapatıp. O anda puf diye yok olsa çok güzel olurdu.

"Harry."dedi, Zayn'in tok sesi. "İçeri giriyorum."

Birkaç saniye sonra Harry başının üzerinde onun elini hissetmişti.

"Harry, az önce ne oldu? O çocuk sana bir şey mi yaptı?" Harry dişlerini sıktı. Gözlerini dahi açmak istemiyordu. "Bana bak."

Sakin sesinin altında, içgüdüsel bir emir vardı. Harry istemsizce itaat etme isteğine karşı koyamazdı. Yönünü ona çevirip gözlerini açtı.

Yatakta, yanına oturan alfasına baktı.

"Bana şimdi, o çocuğun sana ne yaptığını söyle. Söyle ki, ona tüm şehre, senin bir göz yaşına onu nasıl kurban edeceğimi göstereyim."

Harry gözyaşları ile dolu gözlerini indirdi.

"Yalnız kalmak istiyorum."

Harry, kendine yeni yeni geliyor gibiydi. Kızgın alfanın gözlerini, endişeli Wanda'nın yüzünü daha yeni seçiyordu.

Louis eğer erken gelmiş olsaydı sanki hayatı baştan sona kurtulacak ve mükemmel olacaktı. Kaderine duyduğu tüm öfkeyi onun omuzlarına yıkmıştı. Haksız olduğunun farkındaydı. Buraya gelmek zorunda bile değildi.

"Louis nerede?"dedi Harry. Zayn, ıslanan yanaklarını siliyordu.

"Aşağıda."

"Ona dokunmayın."

Zayn dişlerini sıktı.

"Senin temiz kalbin... onu öldürmemem için bir neden dahi yok. Ne yaptığını söylemiyor. Anlamadım diyor-"

Wolfsbane Prophecy - Larry - OmegaverseHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin