Bölüm şarkısı:
TNK - Yine Yazı BeklerizHuh. Çok uzun bir bölüm oldu. Umarım sıkılmazsınız okurken.
Bu arada oy ve yorum yapmayı unutmayın lütfen. Bölümlerin okunma sayı, oy ve yorum sayıyla o kadar zıt ki. Minik yıldıza bakmak o kadar da zor olmamalı 💫
Teşekkürler, iyi okumalar ❤
***
Bazı insanlar sadece 1 saat yaşarken bazı insanlarsa yıllarca yaşıyor, hayatın zorluklarına göğüs geriyor, bazense gelemeyip kendi yıllarının üzerine koca bir çarpı bırakıyorlardı. Bazı insanlar evlatları sadece 1 saniye daha yaşasın diye her şeylerini verirken, bazılarıysa her şeyleri olmadığı için o değerli 1 saniyeyi siliyordu hayatlarının geri kalanından.
Burada günahkar kimdi? Hayat mı? Haketmeyene haketmediğini veren, yalan hayat. Ya da zaman mı? Her şeyin ilacı olan zaman. Zaman ilaç değildi. Sadece ağrı kesiciysi. Hemde evrendeki en kalitesiz, en çok zarar veren, ölümün eşiğine getiren, zehir gibi yayılıp canınızı alan ama asla öldürmeyen bir ağrıkesici.
Peki ya zaman bu kadar kötü bir ağrıkesiciyse neden herkes alıyordu bu illeti? Neden hayatlarını çürütüyorlardı? Çünkü umut diye bir kavram vardı. O minik umut insana 'asla yapmam' dediği her şeyi yaptırırdı. Umut sızıydı, yaranın en çok acı veren kısmı. Kıvrandıran, geçecek dediğimiz ama ağrı kesici olmadan geçmeyen sızı. Umut zamana muhtaçtı. Umut Zaman'a aşık bir cellattı. Zaman yoksa Umut amansız bir cani olurdu.
Umudun sahibi kimdi? Sızının kaynağı, yara neydi? Yara her şeydi. Belki intikam, belki aşk, belki nefet, belkiyse bir düşdü. Bir düş, bir hayal nasıl bir yara olurdu ki? Bir çocuğun yarası hiç düşleri olur muydu? Ailesiyle geçirdiği güzel anların hayali ona bir bıçak gibi saplanır mıydı?
Bu gün benim 18. yaş günümdü. Dünyada geçirdiğim 18. anlamsız yıldı. Yine aynı yalanlara, aynı sahteliklere, aynı belki de yeni yaralarla dolu 'Özel bir gün'dü. Aslında bir zamanlar doğum günlerini seviyordum. Partileri, hediyeleri, güzel kıyafetleri, parlak süslemeleri. Ama artık sevemiyordum. Umutların, yaşanmışlıkların hayatıma bıraktığı derin yaralarar kalbimin derinlerindeki o büyük sevgi hissinin önünü kalın bir duvar gibi kapatmıştı. Yaralarımın kuruyan kanlarıysa o kalın duvarı daha da büyütüyor, aşılmazlığını sergiliyordu.
Yutkundum. Üzerimdeki açık pembe elbisemin eteğini son kez düzelttim. Başkalarının yaptığı makyajı beğenmediğim için kendime hafif ama bir o kadar da zerafetli duran bir makyaj yapmıştım. Elbiseme bakıp gülümsedim. İlk kez bir doğum günümde istediğim bir elbiseyi almıştım. Bu elbiseyi giymemem için baskı bile yapmıştı annem ve babam. Ama ben bu elbiseyi giyecektim. Bu elbise artık on sekizine giren sekiz yaşlı küçük Sude'ye borcumdu. Gülümsedim.
أنت تقرأ
Ay | Texting
القصة القصيرةAy: Yeni çocuk var ya. Ay: Onun sevgilisi var mı ? ... İnsanlar bazen bilmeden yapmaması gereken bir şeyler yapmaz mı? Bizim kız farklı ya, bile isteye yapıyor. NOT: EKİM KARAKTERİ ERKEKTİR!!! *** Bol bol küfür içerir❗ 14.04.21💫 Tüm hakları saklıdı...