İnsan en sevdiğinin yanında iyi olur değil mi?
Her anlamda. Hem iyi hisseder hem iyi bir insana dönüşürdük. Çünkü sevdiğimiz de bizi sevsin isterdik. Kötüler sevilemezdi. Bizim kötümüz, başkasının meleği olsa bile.
Şimdi mutlu muydum?
Sevgilim vardı. Gerçek arkadaşlarım vardı. Benden kurtulmak isteyen ailemden kurtulmuştum. Mutlu olmalıydım, değil mi? Peki ya bu içimdeki dargınlık, ölme isteği neydi? Benim bencilliğim ya da gözüdoymazlığım mıydı?
Başından beri asıl iyi olarak bellediğim kendim, asıl kötü müydü?
"Sude'm,"
Alt dudağımı dişlerimin arasına alıp sıktım. Başımı arkamdan gelen sese doğru çevirdim. Zorla gülümsemeye çalıştım. Ama o gülmedi. Benim gibi kendini bir şeylere zorlamazdı hiç bir zaman.
"Üşüyeceksin." dedi. "İyi misin?" diye sormadı. Teselli cümleleri kurmadı. Sadece yanıma oturdu ve benim gibi buz gibi havada denizi izledi. 10 dakika boyunca sadece öyle durduk. Sonunda dayanamamış olacak ki,
"Kalp krizi geçirmiş." diye mırıldandı. Şu anda ne tepki vermem gerekiyordu? Gülmem, dans etmem, Sude'yi öldüren onu ölüme bir adım daha yaklaştırdığım mutlu olmalıydım. Ama sadece susmak istiyordum. Üzülmüyordum. Sadece boşlukta gibiydim. Anlamsız gibi geliyordu yaptığım her şey.
"Bir şey demeyecek misin?" Gözlerim sonunda en yakınım dediğim arkadaşımın gözlerini bulduğunda, "Ekim, neden hâlâ mutsuzum?" Günlerdir kendime söylemeye vesaret edemediğim cümle dudaklarımdan döküldü. Derin bir nefes aldı ve beni kendine çekip sıkı sıkıya sardı.
Ağlamak istiyordum. Ama artık göz yaşlarım tükenmiş gibiydi. "Sana demiştim." Alt dudağımı dişledim ve başımı göğüsünden ayırdım. Buruk bir gülümsemeyle yüzüne baktım. "Söylemiştin." Eliyle saçlarımı okşadı ve "Her zaman yanındayım." dedi.
Biliyorum anlamında başımı salladım. Başımı bu sefer dizlerine koyarak uzandım. "O gün çok ağlamıştık be." diye her şeye rağmen güldüğümde o da kıkrdadı ve "İlk intikamımızı son intikam gününde mi yad ediyoruz?" dedi imalı sesiyle.
"Tam olarak öyle yapıyoruz, ayı." Ona hitabımla yalandan yüzüme tokat attığında elini tutup ısırdım ve gözlerimo kapatarak o günü hatırladım.
2019
15 yaşında bir kızın en büyük derdi dersleri, arkadaşlarıyla arasındaki küçük kavgalar, ailesiyle belki olan küçük çaplı krizler olmalıydı. 15 yaşında bir kızın derdi bu yaşadıklarım olamamalıydı.
Saatlerdir evimde çıt çıkmıyordu. Annem ya da babam yanıma gelmiyordu. Fırtına öncesi sessizliği çökmüştü. Fırtınanın şiddeti fırtına anında öğrenilirdi. Bense önceden biliyordum.
Beni almaya geliyorlardı. Rehabilitasyon merkezi diyerek o tımarhanenin adını temize çıkarıyorlardı. Ayağa kalkmaya yeltendiğimde saatlerce aynı pozisyonda durduğum için kurumuş bacaklarım beni geri oturttu. O zaman anlık olarak gözlerim tam karşımda duran boy aynama kaydı.
Enkazdan başka bir şey değildi.
Kendi aklımdan şüphe etmeme yol açmışlardı. Kuzenimi ittiğime inandırmışlardı. Yapmadığıma emin olduğum şeyi sorgulatmışlardı. Bir insanın kendi akıl sağlığından şüphe etmesi ne kadar zor bilir misiniz? O aklında dolaşan sorular, acabalar.
O günü çok net hatırlıyordum. 1 buçuk hafta önce. Kuzenim Ceyda'nın doğumgünü. Onalrın evindeydik. Her şey güzel gidiyor uzun zaman sonra eğleniyordum. Dedem yoktu. Sevgisine ihtiyaç duyduğum biri, ya da en azından öyle sandığım o adamın varlığının burada olmaması beni rahatlatmışdı. Partideki herkesin masasına ev sahibinin kuzeni olarak yaklaştım.
أنت تقرأ
Ay | Texting
القصة القصيرةAy: Yeni çocuk var ya. Ay: Onun sevgilisi var mı ? ... İnsanlar bazen bilmeden yapmaması gereken bir şeyler yapmaz mı? Bizim kız farklı ya, bile isteye yapıyor. NOT: EKİM KARAKTERİ ERKEKTİR!!! *** Bol bol küfür içerir❗ 14.04.21💫 Tüm hakları saklıdı...