lemme teach you how to give a blowjob

1.3K 115 422
                                    

Harry: Günaydınnnnnn|

Harry: Güna|

Harry:

Harry: Şey, selam Bay Tom|

Harry: Şey, sela|

Harry:

Harry kafayı yiyecekti. Cumartesi sabahı, uyandığı andan itibaren telefonunu elinden düşürmemiş, Bay Tomlinson'a nasıl bir mesaj atabileceğini düşünüyordu.

Dün okul çıkışı yaşananlardan sonra, içi öyle bir mutlulukla dolmuştu ki, eve gelene kadar yüzünde aptal bir sırıtışla yürümüş, evde ablası onun bu haliyle dalga geçtiğinde ara vermiş, ve odasına çıktığında sırıtmaya devam etmişti. Tüm gece mutluluk ve yaşadıklarının heyecanından uyuyamamıştı. Sonunda hayalleri gerçekleşmişti, nasıl mutlu olmasındı ki?

Birkaç saatlik uykusundan uyandığında, ilk yaptığı şey, Bay Tomlinson'a mesaj atabilmek için telefonuna sarılmak olmuştu. Ancak ne yazacağını bilmiyordu. Onunla konuşmak istiyordu, fakat onu sık boğaz etmek de istemiyordu.

Harry: Ne harika bi|

Harry: Ne|

Harry:

Tanrı aşkına, nasıl bir mesaj atacaktı?

Harry: Sizi aklımdan çıkara|

Yok artık, bunu yazmayacaktı.

Harry: Sizi aklım|

Harry: S

Siktir. Siktir. Siktir! Koca bir siktir! Göndermişti! Bir saattir adama ne yazsam diye düşünüyordu, ve ona göndere göndere "S" göndermişti. Tam bir aptaldı!

Eli ayağı birbirine dolanmış bir şekilde mesajı silmeye çalıştığında, adamın online olması, ve mesajı görmesi bir olmuştu. Harry panikleyip mesaj sekmesinden çıktı, ve telefonu yatağın köşesine fırlattı. Adam onun deli olduğunu düşünecekti!

Birkaç saniye sonra mesaj bildirimi geldiğinde, Harry korka korka telefonuna uzandı. Ekranı açarken kendine küfürler ediyordu.

Bay Tomlinson: Uhm, sana da S?

Harry utançla yanaklarının kızardığını hissederken, derin bir nefes aldı. Ne yazacaktı şimdi?

Harry: Pardon, yani şey, elim yanlışlıkla şey oldu.

Bay Tomlinson: Sanırım ellerinize mukayyet olmanız gerekiyor, Bay Styles. Görünüşe bakılırsa 'yanlışlıkla' mesaj atmayı baya bir seviyorlar.

Harry yerin dibine girmeye devam ederken, buna bir son vermek amacıyla, zihnine dolan kirli düşünceler eşliğinde alt dudağını dişledi, ve ellerini klavyenin üzerinde gezdirdi. 

Harry: Belki de bunu benim yerime siz yapmalısınız.

Harry: Ellerime mukayyet olmayı diyorum.

Harry: Dünkü gibi, bunu ne kadar iyi yaptığınızı biliyorum.

Bay Tomlinson: Öyle mi?

Harry: Evet, öyle :-)
(Görüldü 10:28)

Harry'nin görüldü yazısını görür görmez yüzü düşmüştü. Acaba gülen yüz koymasa mıydı? Belki de, Bay Tomlinson bu tarz konuları mesaj yoluyla konuşmayı sevmiyordu. Ya da Harry'yi çok mu can sıkıcı bulmuştu?

Harry saniyeler içinde kendini yiyip bitirirken, elleri arasındaki telefon titrediğinde, hızla telefonun kapanmakta olan ekranına dokundu.

Bay Tomlinson: *konum*

if walls could talk | larryWhere stories live. Discover now