it has to end

1.2K 113 207
                                    

Harry sırtı sert kapıyla buluştuğunda, acıyla -aslında çoğunluğu zevktendi- inledi. Louis vakit kaybetmeden kendini ona yaslamış, dudaklarını sertçe sömürmeye başlamıştı. Çocuğun dudakları üzerinde hareket eden kırmızı dudakları bir şeyi ispat etmeye çalışırcasına savaş veriyor, baskı uyguluyor, çekiştiriyor ve emiyordu.

Sıcak dili çocuğun aralanmış dudakları arasından kayarak içeri girdiğinde, Harry dilini öne doğru itmiş, onu karşılamıştı. Bu, Louis'yi daha da hırslandırmış, dilleri birbiriyle dans ederken, onu hızla kucağına almıştı. Harry vakit kaybetmeden kollarını adamın boynuna doladığında, Louis çocuğun dudaklarına, çenesine, ve yanaklarına öpücükler kondurdu. Harry, Louis'nin kucağında olmayı seviyordu. Böylece, adama sözde düşmemek için tutunurken, ona sarılıyormuş gibi hissedebiliyordu.

Mavi gözlü olan, vakit kaybetmeden kıvırcık saçlı olanı yatağa götürüp, hızlı bir şekilde sırtının yatakla buluşmasını sağlamış, aynı hızla kendini de onun üzerine bırakmıştı. Çocuğun üzerindeki gömleği yırtarcasına açtığında, birkaç düğme çoktan kendini serbest bırakmış, cılız sesleriyle yatağın altına doğru yuvarlanmışlardı. Harry o an gömleğinin kopan düğmelerini düşünemiyordu bile. Zihninin penceresi şehvet rüzgarıyla öyle bir aralanmıştı ki, bilincini kaybetmeyip anın içinde kalabildiğine dahi şükrediyordu.

Louis, Harry'nin bir tanecik öğretmeni, kıvırcık olanın üzerine tamamen eğilirken, bir elini çocuğun sağ göğüs ucuna atmış, dudaklarını ise çocuğun öpülmek ve iz bırakılmak için yaratılmış kusursuz boynuna yöneltmişti. Dudakları, ve dili çocuğun pürüzsüz vücudunda gezinirken, eli ise göğüs uçunun etrafında daireler çiziyor, parmakları arasından sıkıştırarak çocuğun inlemesini sağlıyordu.

Öğretmeni, boynuna aşk ısırıklarını bırakırken, Harry iz kalmasını dahi umursamıyordu. Adam sadece öpücükleri, ve yer yer ısırıklarıyla bile onu bu hale getirebilirken, Harry bunu nasıl düşünebilirdi ki?

"Nefret ediyorum." Louis, çocuğun kulağının altına bir öpücük bırakırken fısıldadı. Harry'nin kaşları çatılırken, konuşabilecek gücü kendinde bulamamıştı. Tek yaptığı üzerindeki adama minik iniltilerini sunmaktı.

"Sınırları aşmaktan nefret ediyorum." Adam aynı yere bir öpücük daha kondurdu.

"Sınırların aşılmasından nefret ediyorum." Bir öpücük daha.

"Ne yaptığının farkında bile değilsin, bundan nefret ediyorum." Bu sefer bir öpücük bırakmak yerine, dişlerini hafifçe sürttüğünde, Harry yeniden inledi. Kafası öylesine karışmıştı ki, zihni alkolle bulanırken, adamın da aynısından muzdarip olduğu için anlamsız cümleler kurduğunu düşünmeye başlamıştı.

"Aşık olmayacağım, aşık olmayacaksın." Louis çocuğun boynuna bir ısırık bıraktığında, Harry penisinin sızladığını hissetti. Bardan beri bu haldeydi, ve canı yanıyordu.

"Siktiğimin kuralları işe yarayacak, yaramak zorunda." Louis, çocuğun göğsünü sıkıp, aynı anda köprücük kemiğinin biraz üzerine dişlerini sürttüğünde, Harry neredeyse çığlık atacaktı. Acaba tam şimdi boşalsa, çok mu rezil olurdu? Üstelik, Bay Tomlinson neyden bahsediyordu? Bunları en başında konuşmuşlardı, ve Harry en azından ona olan aşkını saklayarak kuralı bozmamış sayılıyordu. Şimdi neden yeniden gün yüzüne çıkıyordu tüm bunlar?

"Bay Tomlinson..." Harry inleyerek, bedenini yukarı kaldırmış, kendini üzerindeki tapılası adama sürtmüştü. İkisi de aynı anda, boğuk iniltilerini serbest bırakırken, Louis hızlı bir hamleyle dudaklarını, çocuğun öpülmekten şişmiş dudaklarına yerleştirdi. Bir yapbozun parçasıymışçasına kenetlenen dudaklar, büyük bir uyum içinde hareket ediyordu. Bu kadar uyumlu olmaları, Louis'nin çığlık atarak ağlamak istemesine sebep oluyordu. Böyle olmamalıydı.

if walls could talk | larryWhere stories live. Discover now