choker

1.1K 100 176
                                    

Öğretmeni yeşil gözlü çocuğu sert bir şekilde masaya yasladığında, yeşil gözlü olan göğsünü çarpmanın verdiği hafif sızı, ve zevk ile gürültülü bir şekilde inledi.

"Sessiz ol, Harold." Harry, öğretmeninin verdiği emirle, inlememek için alt dudağını dişlemiş, ancak yine de başarısız olmuştu. Louis kendini çocuğun içine ittiğinde, Harry bir kez daha yüksek sesle inlemiş, Louis derin bir nefes alarak, elini çocuğun ağzına kapatıp, sessiz olmasını sağlamaya çalışmıştı.

Çocuk, masaya eğilmiş, yanağı ve göğsü tamamen cilalı tahta zemine yaslanmış bir şekilde duruyor, öğretmeninin tatlı noktasına her vuruşunda, vücudu sarsılıyordu. Terli vücutları birbirine çarpıyor, müzik odasının notalarla süslü duvarlarında yankılanıyordu. Bu noktaya gelmelerini sağlayan tek şey ise, Harry'nin öğretmeninin geçen gece çocuğun odasında unuttuğu, siyah deri chokerı aksesuar olarak takıp, okula gelmesiydi.

-İtalik kısımlar flashbacktir.-

Harry, ablasının sabahın köründe yaptığı gürültülü telefon konuşması nedeniyle normalde uyanması gereken saatten bir saat erken uyanmıştı. Muhtemelen yine erkek arkadaşıyla tartışıyordu. Harry artık bu telefon konuşmalarına o kadar alışmıştı ki, şaşırmıyordu bile.

Gözlerini devirip, yataktan kalktı ve günlük rutinini halletmek için banyoya ilerledi. Biraz sonra, uykusu tamamen açılmış bir şekilde odasına dönmüştü. Daha evden çıkmasına çok olduğundan, telefonundan bir müzik açıp, oyalana oyalana hazırlanmaya başladı. Siyah dar kotunu bacaklarından geçirdikten sonra, üzerine salaş bir kazak giymişti. Botlarını ayağına geçirdikten hemen sonra ise, aynanın karşısına geçip, öğretmeninin ona verdiği mavi bandanayı özenle saçına bağlamıştı.

Harry, geçen bir hafta içerisinde öğretmeninin ona verdiği bandanayı bir an olsun saçlarından ayırmamıştı. Üzerine uysun, uymasın, mavi bandanası her zaman kıvırcıklarının üzerinde duruyor, kahverengi tutamları arasından göz kırparak, saçlarını süslüyordu.

Harry, hayatı boyunca hediye almaktan hoşlanmıştı. Bu yüzden özel günler onun için ayrı bir keyifli olurdu, hediyeleşme faslını iple çekerdi. Ancak, neredeyse 18 yıllık hayatı boyunca, aldığı hiçbir hediye bu kumaş parçası kadar özel olmamıştı. Öğretmeninin ona hediye ettiği bu küçük şey, açık ara onun en sevdiği olmuştu.

Aynadaki görüntüsüne karşın gülümseyerek, kendine bir öpücük gönderdi. Kendini inanılmaz mutlu hissediyordu. Hayatındaki neredeyse her şey yoluna girmişti. Ailesiyle arası iyiydi, notları iyiydi, şey matematik hariç ama olsundu, ve en önemlisi aşık olduğu adam henüz aşkına tam olarak bir karşılık vermese de, hayatındaydı. Yani, hayatının merkezindeydi aslında, ama Harry ürkütücü görünmek istemiyordu. Kısacası, Harry'nin mutlu olması için bir sürü nedeni vardı.

Sonunda, aynayla bakışmayı bırakabildiğinde, yatağın kenarındaki çantasını alabilmek için adım attı. Fakat, botunun tabanında hissettiği şeyle durması gerekmişti. Neye bastığını görmek için ayağını çekerek, yere eğildi. Beyaz, tüylü halısının arasında kaybolan deri chokerı gördüğünde, geçen geceden aklında kalan silik anılarla ister istemez sırıttı.

Chokerı eline alıp, suni derisi üzerinde elini gezdirdikten sonra, tam ortasındaki demir kalpte durdurdu. Sanki chokera her dokunduğunda, öğretmenini tekrardan hissediyordu. Gözlerini yavaşça kapatırken, chokerı nazikçe boynuna taktı. Kalp kısmının soğuk metali, kazağının açık bıraktığı tenine değdiğinde, içi gıcıklanmıştı. Boynunu saran chokerda gezinen elleri, yavaşça aşağı kaydı. Elleri kazağının üzerinden önce göğüslerinin üzerinde gezindi, sonra biraz daha aşağı kaydı. Nefesleri sıklaşırken, alt tarafında çoktan bir hareketlenme olduğunun farkındaydı. Zihni tamamiyle öğretmeninin görüntüleriyle dolmuştu. Öğretmeninin çıplak teni, üzerinde hareket edişi, teninin sıcaklığı, ve Harry'nin en mahrem yerlerinde bile hissettiği elleri. Hepsi bir bir zihninin içerisinde dans ediyor, Harry'nin kontrolü kaybetmesine neden oluyordu. Mantıklı yanı, sabahın körü olduğunu kendine gelmesi gerektiğini söyleyen çığlıklar atarken, diğer yanının tek istediği alt tarafındaki tatlı sızıyla ilgilenmekti.

if walls could talk | larryWhere stories live. Discover now