19

6.8K 441 19
                                    

Günün üçüncü bölümü bebekler haydi bakalım atlamayın diğerlerini.

Beni zorla dışarı çıkarmaya çalışan bedene bakarken içimden ağlamak geliyordu.

"Buğra!" Dudağımı bükerek kapının önünde beklediğimde beni kendine çekerek dudaklarıma yapıştı. İki dudağımı birden yakalayıp kısa bir süre emdikten sonra çıkan şap sesiyle rahat bırakarak, yüzüme bakmaya başladı sakin sakin.

"Bebeğim biliyorum zor ama iki adımlık yer, hem yanında ben olacağım, lütfen" diye tatlı köpecik bakışlarını attığında aynı onun gibi ben de dudaklarımı büzerek bakmıştım ona.

Karşılıklı kedi köpek gibi bakışırken sonunda pes eden o olmuş ve beni belimden tutarak bir anda omzuna almıştı. Yüzüm poposuyla bakışırken şaşı olmuş gözlerimle izliyordum şekilli organı.

"Anahtarını aldın değil mi güzelim?" Diye nazikçe sorduğunda dalmış olduğum popo transından çıkamayarak bir "Hmm" cevabı verip onaylamıştım onu.

Dış kapının tam önüne geldiğimizde beni indirmiş ve omuzlarımdan sıkarak cesaret vermişti bana. Bense hala şekilli poposunu düşünüyordum.

"Şimdi bebeğim ilerdeki dönüşten sağa gittik mi bizim evdeyiz" diyerek omzumu patpatlayıp elimden tutarak ilerletmeye başlamıştı ki, kendime çekip durdurdum onu.

"Sevgilim ama el eleyiz" dediğimde kaşlarını çatarak anlamadan bakmıştı bana. "Yani insanlar garipsemezler mi?" dememle ağzında bir şeyler mırıldanarak elini çekip omzuma atmış ve dışardan bakan birinin arkadaşca olduğunu düşüneceği bir duruş sergilemişti.

"Ben umursamazdım ama sana bir şey derlerse kıyamam" dediğinde ister istemez yüzümü kocaman bir gülümseme kaplamıştı.

Kapıyı açıp güneş ışığıyla buluştuğumda yüzümü buruşturup kendimi Buğra'ya daha fazla yaslamıştım hissettiğim tedirginlikle. Buğra bu tedirginliğimi fark ettiğinde hemen kulağımın arkasını öpmüş ve "Yanındayım" diye fısıldamıştı.

Omzumda onun elini hissederken sakin adımlarla ilerliyor olsak da hala içimdeki korku gitmemişti. Neden korktuğumu bile bilemezken, anlamsızca ellerim titriyor, boğazım kuruyordu.

Hava sıcak olmamasına rağmen fazlasıyla ısındığımı hissettiğimde dönüp koşarak eve gitme ihtiyacı duysam da, yanımda olduğunu bildiğim adam bu düşüncemi kafamdan atmama yardımcı oluyordu.

"Gelmek üzereyiz bebeğim" demesiyle mavi evini görmem bir olmuştu. Küçük tek katlı mavi ev gerçekten aşırı tatlı dururken, adımlarımı hızlandırmaya başladım.

Bu halimi anlayan sevgilim de bana ayak uydurmuş, zorlu bir on dakikanın ardından da evine girmiş bulunmuştuk.

Evin içine adım atar atmaz rahat bir nefes verirken soğuk havaya rağmen terlemiş alnımı elimle silip dizlerime yasladım kendimi.

"Bak bebeğim o kadar da zor değilmiş değil mi?" Dediğinde alaycı bir 'hıı' sesi çıkarmıştım dudaklarımdan.

"Gel bebeğim bir elini yüzünü yıkayalım sonra da dinlenelim, zamanımız var iki gün buradayız zaten" demesiyle kafamı sallamıştım.

Durdu ablanın buraya yerleşmesi için evi temizlemeye başlayacaktık. O da yardıma gelecekti ama şu iki gününü tamamen iş aramaya verdiği için biz kendimiz halletmeye kadar vermiştik.

Elimi yüzümü yıkadıktan sonra Buğra beni yatağına yatırmış ve yanıma geçerek kolunu belime sarıp kendine çekmişti.

"Bu evden çıkma işini yavaş yavaş aşmaya başlamamız beni mutlu etti güzelim" dediğinde gülümseyerek bakmıştım ona.

Benim için o kadar çabalıyordu ki onu kırmak istemiyordum, bu yüzden çıkma işini ben teklif etmiştim zaten.

Onu onayladığımı göstermek adına dudaklarına yapıştığımda şu kısacık sürede bile sevgilimi öpmeyi ne kadar özlediğimi fark etmiştim.

Alt dudağını dudaklarımın arasına almaya çalıştığımda o dilini dişlerimde gezdirmiş ve aralanmış dudaklarımdan içeri göndermişti.

Öpüşmemiz bu hareketiyle anında hız kazanırken anlayamadığım bir anda kendimi onun altında bulmuştum. Ellerim direkt omuzlarını bulurken, boynuna doğru süzülüp adem elmasına gelince parmaklarımla orada oyalanmaya başladım.

Dudaklarımızı ıslak bir sesle ayırdıktan sonra çeneme bir öpücük bırakıp tişörtümün yakasını birazcık aşağıya indirerek boynuma ve gerdanıma minik minik öpücükler konduruyordu. Ara ara hızını alamıyor ve ısırıyor, sonra da ısırığının acısını almak ister gibi uzun uzun öpüyordu o noktayı.

Ellerim boynundan saçlarına gittiğinde kendime doğru bastırmıştım kafasını. Bu hareketimden sonra uzun parmakları belimden tişörtümün içine girip, göğüs ucuma doğru yönelmeye başlamıştı.

Hissettiğim sıcak parmaklar, aynı sıcaklıkta bir şeylerin içimden akıp gitmesine neden oluyordu.

Bir anda iki parmağıyla meme ucunu sıktığında inlemeden duramamış, kayan gözlerimle birlikte kafamı geriye doğru atmıştım.

Kendimi hafif hafif kaybetmeye başlamışken, tişörtümün eteklerinden tutulup bir anda üzerimden çıkarılmasıyla irkilerek bakmıştım sevgilime.

Bu halime gülümseyerek karşılık verip dudaklarını meme ucuma bastırmış ve dilini hafifçe sivrilterek etrafında gezdirmeye başlamıştı. Hayatımda hiç tatmadığım bu zevk beni bulutların üzerine çıkarırken, daha fazlasını yaptığımızda ne hale geleceğimi düşünmeden edememiştim.

Minik ellerimle Buğra'nın sırtına tutunurken o hızını kesmeden öbür tepeciğe geçmiş ve aynı işlemleri oraya da uygulamaya başlamıştı.

Artık inlemelerim sıklaşırken, kendimi Buğra'ya biraz daha bastırmıştım. Elim sırtında küçük küçük çizikler oluşturmaya başladığında dayanamayıp tişörtünü ensesinden tutarak hızla çıkardım.

İkimizin de sıcak göğüsleri birbirine değdiğinde dudaklarımız tekrar ortada buluşmuştu. Şehvet dolu öpüşmemiz bozulmadan, elleri altımdaki pantolonumun düğmelerini araladığında heyecandan nefesim kesilince kendimi yatağa doğru bastırdım.

Buğra pantolonumu sıyırıp penisimi ortaya çıkarmış ve elini yalayarak çekmeye başlamıştı yavaş yavaş. Arada baş parmağı penisimin başında dolanıyorken hissettiğim zevkle inlemelerim aynı oranda artmaya başlamıştı.

Onun da bana ihtiyacı olduğunu bulanmış zihnimin ardından zar zor hatırlarken, titreyen ellerimle pantolonunu aralamış ve onun hareketlerini tekrar ederek beceriksizce yardım etmeye çalışmıştım.

Buğra anında dudaklarımızı buluştuğunda aynı şevkle ona karşılık verip az öncekine nazaran daha hızlı bir biçimde birbirimizi çekmeye devam ettik.

En sonunda ikimiz de inleyerek boşalınca nefes nefese kalmış bir biçimde dudaklarımızı ayırıp alınlarımızı yaslayarak soluklanıyorduk.

"Eymen çok güzelsin" dediğinde dudaklarımda küçük bir gülümseme oluşurken kısa bir öpücük bırakıp geri çekildim.

Belindan tutarak yana yatırıp rahat bir pozisyon almasını sağladıktan sonra dudağını tekrar öpüp konuştum.

"Seni seviyorum Buğra"

"Ben de seni seviyorum güzelim"

Kokusunu içime çeke çeke sarılırken huzurla dolduğumu hissediyordum.

Ben bu adama aşıktım aşık.

Ay sonunda bir şeyler yaşadılar shdjsf.

Çok konuştum bugün daha fazla sıkmadan öpüp kaçıyorum sizi ^.^

Görüşürüzz.

İŞÇİ / GAY Where stories live. Discover now