27

4.1K 297 36
                                    

*Buğra'nın Ağzından*

Bebeğimi zorla evden çıkarıp arkadaşlarımızın bizi çağırdığı akşam yemeğine gelmiştik.

Normalde geçiştirecektim ama Erdem'in çenesine dayanamadığım için gelmek zorunda kalmıştık, ha tabi buna bir de Eymen'in sosyalleşmesine yardımcı olmak için de ayak uydurmuştum.

Ama gördüğüm görüntüler bunun bir hata olduğunu kulağıma fısıldamaya başlamıştı bile.

Bebeğime yakınlaşmaya çalışan ayıyı dövme isteğimi bir kenara atarak üçlü koltukta ortalarına yerleştim. İkisi de şaşkınlıkla bana dönerken ben gülümseyerek sevgilimi kolumun altına almıştım.

"Ne konuşuyordunuz?" Dediğimde Eymen saf saf gülümseyerek ne konuştuklarını soylese de ben yanımdaki adama sinirle bakmaktan dinleyememiştim.

"Sevgilisi sen miydin Buğra?" Diye yalancı bir şaşkınlıkla konuşan adamla, utanmasam sinirden odada tepinecektim.

"Evet, bir sorun mu vardı?" Dedikten hemen sonra sevgilimin başını öpmüştüm.

Eymen herşeyden habersiz elindeki meyve suyunu içerken biz birbirimizi gözlerimizle yiyecek kadar sinirle bakıyorduk.

"Yok sadece şaşırdım, Eymen gibi güzel bir çocuğun sana bakmasına" diye burnunu bükerek konuştuğunda elimin tersiyle bir tane yüzüne geçirmemek için parmaklarımı yumruk haline getirmiştim.

Uzaktan bu halimi fark etmiş olan Erdem hızla yanımıza gelerek Eymen'i çekti ve bir şey konuşma bahanesiyle mutfağa çekti.

"Ulan çocuğun yanında sesimi çıkarmadım ama hiç acımam dinlene dinlene döverim seni" dememle küçük bir kahkaha atmış ve elini omzuna koymuştu.

"Çok tatlı çocukmuş, sana bırakmasım hiç gelmedi" dediğinde elini sinirle omzumdan silkeleyip yakasını tuttuğumda Ümit beni belimden yakaldı ve geriye çekti.

"Beş adımdan fazla yanına yaklaş bak ben sana ne yapacağım" dememe kalmadan Ümit beni tuttuğu gibi banyoya fırlatmıştı.

"Ne yapıyorsun oğlum sen?"

Sinirle volta atarken saçlarımı karıştırıp elimi savurarak içeriyi işaret ettim.

"Adam sevgilim için sana bırakmam dedi lan! Ne yapsaydım tamam mı deseydim?" Dememle surat ifadesi anında değişmişti.

"Şerefsiz pezevenk" dediğinde kafamı salladım ve Eymen'i odada unuttuğumu fark edip koşarak banyodan çıktım.

"Eymen!"

Odaya girdiğimde o salakla konuştuğunu görünce tepem atmıştı sinirden yine ve yine.

"Yavrum yanıma gelir misin?" Diyerek koluna girip mutfağa doğru çekiştirdim hızla.

"Bebeğim o şerefsiz sana kur yapıyor, biliyorum sen yüz vermezsin ama kıskanıyorum, lütfen uzak dur ondan" dememle zaten kocaman olan gözleri daha da büyümüştü. Onun bu haline dayanamayarak yanaklarından tutup dudağına sert bir öpücük kondurdum.

"Kıyamam sana şu güzelliğe bak" dediğimde inci gibi dişlerini göstererek gülümseyip belimden tutsrak sarıldı bana.

"Fark etmedim ama nasıl uzak dururum ki küçücük evde" diye masum masum konuştuğunda elimi saçlarına atarak karıştırmıştım. Yüzünü öpücükleri boğarken konuşmaya çalışıyordum aynı zamanda.

"Yanımdan ayrılma" yanağa bir öpücük. "Yeter" çeneyi de öpelim. "Zaten yarım saate" burun üzülmesin. "Eve geçeriz çok sıkılma" en son da dudaklarını öptüm mü tamam.

"Tamam bebeğim" dedikten sonra elimi tutarak mutfaktan çıkmıştık.

Odaya geçerken sinirli gözlerim salak iş arkadaşımı bulduğunda onun bana yavşak gülümsemesiyle baktığını görmüş ve sinirden kudurmuştum.

"Tipe bak şerefsiz" dediğimde Eymen elini ağzına götürüp hafifçe gülmüş ve beni Erdem'in yanına çekiştirmişti.

"Gülme kuzum gülme" dediğimde daha da güzel bir şekilde gülmüş ve benim sinirimin uçmasına neden olmuştu.

"Ne oluyor lan? Bu ne sinir akşam akşam?" Diyen Erdem'e boş boş bakıp Eymen'in anlatmasını beklerken şerefsiz herifin Eymen'e olan yiyecek gibi bakışlarını görmemle sinirle yanına adımlamış ve kocaman bir yumruk geçirmiştim.

Sonrası ise karmaşa.

~~~~~~~~~~~~

"Bebeğim ne gerek vardı kavgaya?" Diyerek dudağımdaki yaraya pamuk bastıran sevdiğime bakarak gülümsemeye çalıştım.

Tabi pek işe yaramamıştı çünkü dudağımın her iki tarafında da patlaklar vardı.

"Ben senin yanından ayrılmayacaktım ki zaten" diye bu sefer de adama kafa atarken oluşan morluğa dudaklarını değdirip geri çekildi.

"Sen hep bu kadar kıskanç mıydın?"

Aşırı ciddi bir ifadeyle sorduğu bu soruya dudaklarımın tekrar patlamasını göze alarak güldüm.

"Ay kanıyor!" Diye elindeki pamuğu bastırdı yavaşça, aynı zamanda da dudaklarıma üflemeye çalışıyordu.

"Bebeğim ben sana dedim senin dışarı çıkmaman bazen hoşuma gidiyor diye" yuvarlak harflerle konuştuğumda başta kaşlarını çatsa da sonra bir gülümseme oluşmuştu yüzünde.

"Manyak" dedikten sonra bu sefer toparlanıp kalktı ve beni kanepeye yatırdı usulca. Tekrar alnımdaki yaradan öperken kendime çekip dudaklarını öpsem de acıyan yaralarımla inlemiştim.

"Dikkat etsene kuzum" diye elini saçlarıma geçirip okşadı ve sonra kez saçımı öpüp geri çekildi.

"Sana yemek hazırlayayım ben sen de dinlen, al kumanda televizyon izle biraz"

"Seni yesem yemek yerine?"

"Sus Buğra sus"

Selam ciğerlerim.

Umarım olmuştur bölüm yolda yazıyorum kontrol edemedim hatalarım varsa affedin beni.

Bir de bebişlerim başka görmek istediğiniz bir sahne yoksa diğer iki bölümü final yapıp bitiyorum bu kurguyu da haberiniz olmak. Şimdi gidip buna ağlayacağım adsjf.

Neyse öyle işte öptüm hepinizi. Güle güleeee.

İŞÇİ / GAY Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin