23

5.2K 366 33
                                    

Buğra kırık olan kolunu göbeğinin üzerine koymuş, diğer kolunu da başının altına sıkıştırmış bir şekilde kanepede uyukluyordu. Bu şirin hali yüzümde tatlı bir gülümsemenin oluşmasına sebep olurken yatak odasına gidip kalınından bir battaniye çıkardım.

Alçılı olan kolunu yavaşça kaldırarak battaniyenin üstüne koyup sıkı sıkı sardım sevdiğim adamı. Eğer uyuyor olmasaydı uyumaktan dolayı hafif şişip, aralanmış olan dudakları öpmeden duramazdım muhtemelen.

Ellerimi usul usul siyah saçlarında gezdirerek okşamaya başlamıştım. Yumuşak tutamlar parmaklarımın arasında kayarken içim şefkatle titriyordu.

Yaklaşık bir hafta geçmişti kolunun kırılmasının üzerinden. Doktor iki hafta sonra kontrol olduğunu söylemişti ve ben resmen gün sayıyordum.

Fark ettirmemeye çalışsa da her acıdığında yüzünü buruşturuyor, kolu kaşındığı zaman bir şey yapamadığından dolayı deli oluyordu. Bu hallerini izlerken çaktırmamaya çalışsam da ağlamamak için kendimi zor tutuyordum.

Onun canı acıdığında benim canım iki katı yanıyordu. Her buruşan yüzünde sanki benim kolum tutmuyor gibi hissediyordum.

İçinde yüzmeye başladığım düşüncelerimden çalınan kapıyla kurutulup, yüzünü buruşturan çocuğun alnına bir öpücük koyarak vakit kaybetmeden kapıya koştum.

Bir kez daha zile uzanmış olan bedeni son anda yakalamış olmanın gururuyla gülümseyerek bakıyordum karşımdaki adama.

"Abi sağ olasın seni de yorduk, Efe ile yollasaydın keşke" dememle Orhan'ın yüzünde kocaman bir gülümseme oluşmuştu.

"Olur mu öyle şey Eymen? Ne zaman isterseniz haber edin gelirim ben" dedikten hemen sonra elindeki poşetleri bana vermişti.

"Buyur abi eşlik et bize" diye kapıyı biraz kendime çekip geçmesi için yer açmıştım.

"Yok Eymen'im ya benim ufak bir işim var, başka zamana artık" dediğimde saygıyla kafamı sallamıştım.

Bu adamla yeni tanışmış olmamıza rağmen gerçekten sevmiştim kendisini. Resmen iyilik meleğiydi. Durdu abladan Buğra'nın kolunun kırıldığını öğrenince bize hemen yardımcı olmuş ve iki güne bir paça iyi gelir diyerek yemek yollamıştı.

Sessiz olmaya çalışarak mutfağa ilerleyip, poşetleri tezgaha koyduğumda arkamdan sarılan kolla yerimde zıplamıştım.

"Aman Buğra dikkat et" diyerek hemen yerimde dönüp koluna bakmış, bir şey olmadığına kanaat getirince de yüzüne çevirmiştim bakışlarımı.

Öğle uykusundan kalktığını belli eden karışık saçları ve şiş gözleriyle bile aşırı tatlı duruyordu. Ellerimi hemen yanaklarına çıkarıp şişmiş dudaklarına bir öpücük kondurdum. Hemen ardında da omuzlarından tutup sandalyeye oturmasını sağladım usulca.

"Orhan sana yine paça getirmiş, otur da iç biraz" dediğimde yüzünü buruşturmasıyla içim sızlamıştı.

"Bir yerin mi ağrıdı kuzum?" Diye sorduğumda kafasını iki yana sallayıp sağlam koluyla beni kendine çekti.

"Ben paçayı severdim biliyor musun?"

Dediğini anlamayarak kafamı sallamıştım devam etmesi için.

"Ama bir haftada on kere içince bıktım" demesiyle kafamı geriye atarak kahkaha atmıştım.

Bu halimi gülümseyerek izleyip kafasını göbeğime koydu.

"Olsun olsun iyi gelir, dişini sık birazcık" diyerek tek kolunu çözüp parmaklarını öptükten sonra tezgahtakileri önüne dizmeye başladım.

Beklediğinin aksine patatesli börek de olması gözlerini parlatmıştı çocuğun.

"Durdu abla patatesli börek göndermiş" diye hevesle konuştuktan sonra anında tabağa yumulmuştu.

Yanaklarını şişirerek yemeğini yemesi beni güldürürken dayanamayıp şişkin yanakları sıkarak birer öpücük kondurdum.

"Çok tatlısın"

"Sensin o rol çalamam ben" dedikten sonra ağzında bir parça daha börek atmıştı.

Bense onu izlerken yemeği unutmuştum.

"Bebeğim sen de yesene" diyerek elindeki börek parçasını bana uzatmış ve ağzımı açmam için dudağıma sürmüştü. Bu yaptığı beni gülümsetirken ona ayak uydurup böreği ağzına atınca mest olmuştum resmen.

"Bu tarifi acilen çalmam lazım" dediğimde ikimiz de gülüşmüştük.

~~~~~~~~~~~~

Sağlam koluyla beni sarıp omzuna yatırmış olan çocuğa bakarak yanağını öptüm.

"Seni çok seviyorum demiş miydim?" Dediğimde gülerek bana dönmüş ve nasıl uzandığını bilmediğim eliyle burnumu sıkmıştı.

"Yo ilk defa duyuyorum"

"O zaman tekrar söyleyeyim. Seni seviyorum"

Söylediklerimden hemen sonra dudaklarını dudaklarıma kapatmıştı. Sıcak alt dudağını dudaklarımın arasında ezdikten sonra dilimle dilini kavramış ve güzel bir inlemenin kulaklarıma dolmasına izin vermiştim.

Saçlarımda dolaşan elleri bu esnada yavaşça aşağılara iniyorken benim elimde göğsünde geziniyordu nazikçe.

Uzun süreli öpüşmemiz nefes nefese kalmamıza son bulduğunda geri çekilerek parıldayan kehribar gözlerine baktım.

"Çok güzelsin Eymen"

Söyledikleri ilk günkü gibi içimi titretip, beni utandırırken yüzümü boynuna gömerek kendimce saklanmaya çalıştım.

Eli hala sırtımı okşarken titreyen göğsüyle güldüğünü anlamış ve tüy kadar hafif bir yumruk vurmuştum omzuna.

Bu halime daha da fazla gülmesiyle ben de dayanamayıp kafamı kaldırarak yüzüne baktım.

Aşağıdan gözüken sivri çenesi içimi titretirken hemen yerimde yükselip bir öpücük kondurarak geri çekilmiştim.

Gülümseyen gözleriyle bana baktığında aynı bakışların bende de olduğuna emindim.

Ben bu adama çok âşıktım, hayatımın geri kalanında yanımda istediğim tek kişi bu insandı.

Çiçeklerim bu kurguda görmek istediğiniz sahneler varsa yazabilir misiniz? Finale az kaldı gibi duruyor, hadi bakalım hayırlısı.

Bir de her kurguma Orhan'ı sıkıştırmam bence çok kral hareket sjfjskca.

Neysem öptüm hepinizi kocaman kocaman.

İŞÇİ / GAY Where stories live. Discover now