12

3K 124 41
                                    

Kemal ve Atakan karşı karşıyaydı.

Ercan donakalmış hâlde öylece ayakta dikilirken bir sorun çıkmaması için dular ediyordu. "Atakan!" diye bağırdı, şu an kavga olmamalıydı.

Alperen, Atakan'ın arkasındaydı, öfkesine yenik düşüp Kemal'in üzerine yürüyecekken Kemal kahkaha attı ve Ercan'ın duymadığı birtakım sözler sarf etti. Atakan o cümleleri duyduğu an kaşlarının çatılması bir oldu, Ercan Atakan'ın sinirlendiğinde olay çıkartacağını bildiği için koşmaya başladı.

"Ayrılın oğlum, delirdiniz mi siz?"

Kemal kafasını sola çevirdi. Ercan'a dönen bakışlarında hafif alay, küçümseme vardı. "Demek suç ortağın, biricik menajerin de geldi."

Ercan gözlerini kıstı, bu herife kıl olmaya başlamıştı. "Benimle değil, avukatımla muhattap olacaksın." dedi dudaklarını kıvırarak Ercan. "İftira atmak da suçtur Kemal," diyerek Alperen'in kolundan tutup çekiştirmeye başladı.

Kemal zengin bir şirket Ceo'su olabilirdi fakat Ercan'ın kolu uzundu, Alperen'in karakoldan bir an önce çıkması için tanıdığı kişilerle görüşme ayarlayacaktı.

"Alperen, Atakan olanları biliyor mu?" diye bağırdı, Kemal.

Atakan tam arkadaşının peşinden gidecekken duyduğu cümlelerle duraksadı, omzunun üzerinden Kemal'e bakarken bakışları Kemal'e doğru yaklaşan korumaya takıldı. Bu Kemal denilen herif ona tanıdık geliyordu.

"Bana bak Ceo bozuntusu," diyerek başladığı cümleyi dilini ısırırarak devam etmeme kararı aldı, Alperen öfkeyle karışık endişe duygusuyla arkadaşına seslendi.

"Kemal Bey, bir problem mi var efendim?" Koruma patronunun yanında yer alırken göz dağı vermek için belindeki silahı çaktırmadan ceketini düzeltiyormuş gibi yapıp göstermişti.

Atakan karşısında kendisine güç gösterisinde bulunan korumayı takmıyordu, zihninde bambaşka düşünceler kol geziyordu. Dila'nın eski nişanlısının adı da Kemal, diye fısıldadı iç sesi. Saçmalama, dedi kendi kendine. Saçmalıyorsun Atakan.

"Hayır yok, geri çekil." Koruma kafasını sallayıp yanından uzaklaştığı sırada Kemal, saf bir nefretle Atakan'a bakıyordu.

Atakan'dan nefret ediyordu.

"Çok bilmiş arkadaşın kariyerinin en güzel günlerini yaşıyor, değil mi?" diye sorarken tehditkar bir ifade gözlerinde açıkça ortadaydı.

"Bence sen de şu an çok güzel günler yaşıyorsun," deyip dudaklarını kıvırdı Atakan. "Dikkat et," diye fısıldadı ardından. Kemal'in öfkeyle çatılan kaşlarına aldırış etmeden Ercan'ın yanına ilerledi.

Alperen üzgün duruyordu, Atakan destek olmak istercesine omzunu sıktı. "Nasıl bir bela aldın bilmiyorum ama yanındayım," dedi samimi ifadeyle. Alperen dudaklarını birbirine bastırdı, kafasını sallayıp önüne dönerken nemlenen gözleri karakolun bahçesinde geziniyordu. Ercan sessizdi, telefonda birileriyle mesajlaşıyordu.

Alperen burukça gülümsedi. Geçmişlerindeki dostluğun sıcaklığını yeniden hisseder gibi olmuştu, bu his geçmişe olan özlemini arttırmıştı. Yaşanan olaylar yüzünden geçmişteki anılarının kirlendiğini düşünse de üniversite yıllarına yeniden dönmeyi deli gibi istemişti.

Karakola girdiklerinde komiser kendisini sorguya alacaktı fakat Atakan onları durdurdu. "Avukat gelmeden konuşmama hakkına sahip, ifadesini şimdi vermeyecek."

Komiser isteğini onaylasa da Alperen'i nezarethaneye götürmüştü. Atakan, arkadaşının üzerindeki durgunluğu fark etti. Kendisi de dalgınca Alperen'in arkasından bakarken omuzları yavaşça düştü, bir anda kendini olduğundan yaşlı hissetti ve en yakın koltuklardan birine oturup ellerini birleştirdi, küçük bir çocuk gibi bakan gözleri boşluğa daldı.

Dev Adam | Texting Where stories live. Discover now