50

887 78 141
                                    

Kapı açılır açılmaz Louis, kolları iki yana açık bir şekilde nefes nefese olduğu için inip kalkan göğsüne rağmen gülümsemeye çalışan Harry'yi görmesiyle ne yapacağını bilemedi. İlk defa birbirlerinin karşısında bütün açıklıklarıyla durmalarının yanı sıra, bir haftadır görüşmedikleri için birbirlerini deli gibi özlemişlerdi; mesajlaşırken bunun karşılığının öpücük olduğunu söyleseler ya da şu an Harry karşısında kolları açık bir şekilde ona bakarak sarılmayı beklese de tek yapabildiği beklemekti.

İçinin ne kadar saf bir sevgiyle dolduğunu iliklerine kadar hissederken suratındaki ne zaman yerleştirdiğini bilmediği o tatlı gülümsemesini dudaklarını büzmesiyle silerken bile içindeki bütün mantık kırıntılarını yok sayarak onu izlemeye devam etti.

"Buraya kaç kere gelip elip boş döndüğümü bilmiyorum ama sonunda..." dedi Harry en sonunda nefesleri biraz daha düzene girdiğinde. Hâlâ indirmediği kollarını hızlı bir hareketle indirip ellerindeki heyecandan oluşan teri pantolonuna sildikten sonra hiçbir şey olmamış gibi kollarını tekrar kaldırdı ve hemen birkaç adım atarak aralarını kapadı, kollarını ona sardı.

İlk başta "Seni özledim..." diye mırıldandı boynuna doğru. Kollarını sanki münkünmüşcesine daha da sarmaya çalışırken Louis'nin ellerini sırtında hissettiğinde boynuna bir öpücük bıraktı ve samimiliğine inandırmak istercesine tekrarladı. "Seni gerçekten çok özledim"

Louis bir şey söylemedi çünkü gerek duymadı, ne hissettiğini Harry'nin çok iyi bildiğini biliyordu. Bu yüzden de sadece, boynuna değen dudaklara ve kolları arasındaki bedene karşılık, sanki mümkünmüş gibi daha fazlasını istercesine yanağına değen saçlara elini attı ve kendisine doğru bastırarak iyice boynuna sokulmasını sağladı.

Birkaç saniyenin ardından Harry kendisini ilk geriye çekmeyi başaran oldu ama açık olan kapıyı kapamayı akıl edip bunu yaparken bile ona yapışık olmayı bırakamamıştı. Bakışlarını tekrar ona çevirdiğinde Louis'nin tam olarak gözlerinin içine bakması nedeniyle ellerini yanaklarına yerleştirirken parmakları titrese de bunu umursamadan yüzünü iki eliyle kavradı; sol elinin baş parmağıyla yanağını okşarken, sağ elinin baş parmağını dudaklarına götürüp hareket ettirmeden bekledi.

Belinin iki yanını yavaşca saran ellerle kendisini ona biraz daha yaklaşırken bulduğunda Harry diyeceklerini, ne kadar başarısız olsa da, yapabildiği kadar kafasında toparlamaya çalıştı. Yola çıkmadan hiçbir şey söylemeden onu öpmek için buraya gelmeyi amaçlamış olsa ya da içinden tamamen bu geçse de bir şeyler söylenmesinin ikisi için de iyi olacağını biliyordu. Bu yüzden birbirlerinin nefeslerini yüzlerinde hissedecek kadar yakın olmalarına rağmen "Ben..." diye mırıldandı. "Ben..."

Louis, Harry'nin elindeki bellerini okşarcasına hareket ettirmeye başlarken kendisinin de pek bir farkının olmamasına rağmen onun bu haline kesikçe güldü. "Sen..."

Kafasını hafifçe geriye çekip tekrar gözlerine bakmaya çalıştı ama anında fikir değiştirerek bu sefer burnunu burnuna yasladı ve dudaklarını izlemeye başladı. "Ben..."

"Hiçbir şey söylemek zorunda değilsin" dedi Louis ellerinden birisini kendi boyunu az farkla geçmiş oğlanın saçlarına atıp okşamaya başlarken. "Sadece öpsen olmaz m-"

Harry daha fazla dayanamayarak dudaklarını dudaklarını üstüne hızla kapattığında Louis yerinde bir adım gerilemek zorunda kalmıştı ama hemen toparlanarak ellerini tamamen yukarı çıkarıp kendisine yapıldığı gibi yüzünü kavrarken dudaklarına karşılık vermeye çalıştı.

Starting All Over Again   Where stories live. Discover now