57

505 55 42
                                    



"Tamam anne, Louis geldi sanırım, onunla konuşup haber veririm sana. Görüşürüz, öpüyorum!"

Telefonu kapayıp cebine attıktan sonra tam da beklediği gibi kapının önüne kadar gelen Louis, "Kimi öpüyorsun?" diye sormasına rağmen elindeki poşetleri bırakmadan kollarını iki yana açıp başındaki yeni fötr şapkasına dikkat çekmek isteyerek bir adım öne atıldı. "Nasıl görünüyorum? Yeni şeyler denemeye karar verdim."

"Mükemmel görünüyorsun bebeğim ama, bu saatte şapka almaya mı gittin? Yatakta göremeyince, evine döndün sandım..."

"Çilek, muz ve pasta siparişiniz vardı, onları getirdim." Elindeki poşetleri kapının kenarına bırakıp birkaç adım daha atarak tamamen odaya girdikten sonra hâlâ ayakta duran ama son dediği şeylerle gülümsemeye başlayan sevgilisinin üzerinde hiçbir şey olmayan beline kollarını sardı. "Sen de muhteşem görünüyorsun."

"Şu an neredeyse çıplağım."

"Kesinlikle."

Beklemeden, sırıtarak verdiği cevaba Harry kıkırdamaya başladığında dudaklarına yaklaşıp hızlı bir öpücük bıraktıktan sonra gülerek geri çekildi ve başındaki şapkayı çıkarıp ona giydirdirmesinin ardından koltuğa kendisini attı. Harry de beklemeden yanına gelmiş ve "Kahvaltıyı hazırladım." diye kısaca konuştuktan sonra dizlerine başını yaslayarak koltukta uzanmıştı. Uzanmasıyla bir olarak şapka kafasından tekrar çıkıp ilk olarak Louis'nin kucağına, daha sonda kayarak koltuğa düştüğünde ikisi de bunu umursamadı; Harry de konuşmasına devam etti. "Ama acelesi yok, biraz burada kalalım. Ve aldıkların için de teşekkürler Lou, çok tatlısın."

Louis, ellerini Harry'nin eskisine göre fazlaca farkla kısa olan saçlara atıp karıştırmaya başlarken "Dün geceyi hatırlıyor musun?" dedi.

"Elbette. Mükemmeldi."

"Peki yolda, eve gelmeden önce söylediklerini?"

"Nereye varmaya çalıştığını görebiliyorum, yani evet. Kesik kesik olsa da bir şeyleri hatırlıyorum ve amacını anlıyorum."

"Yani şarkıları gösterecek misin?"

Louis aniden çocuk gibi bir heyecanda konuştuğunda Harry, bakışlarını tavandan çekip kafasını hafifçe geriye attı ve gözlerini, beklentiyle kendisine bakan gözlere çevirdi. "Lou, sürpriz olmasını istiyordum ama..."

"Göstereceğini söyledi-"

"Hayır, eğer ben kendimde olmama rağmen benimle sevişirsen göstereceğimi söyledim ve sen de bunu bile bile dün gece beni ayıltmak için her şeyi yaptın-"

"Biliyorum, aslında seni duştan sonra direkt olarak yatıracaktım ama o kadar arsızlaştın ve inatçılaştın ki beni de baştan çıkardın. Hatırlamama gibi bir ihtimalin olmasın diye de tamamen ayılman için her yolu denedim zaten, pek şarkı derdinde değildim ama yine de şansımı deneyeyim dedim."

Harry, onun omuzlarını silkerek desteklediği umursamaz tavrına kahkaha atmamak için kendisini sıkarken yarıda kesilen konuşmasına devam etti. "Göstermek zorunda değilim ve süpriz olmasında kararlıyım ama bu kadar düşünceli bir erkek arkadaş olduğun için ve seni çok sevdiğim için bir istisna yapabilirim sanırım; birle on dört arası bir sayı seçebilirsin."

"Gerçekten mi?"

Louis, az önceki umursamaz tavrını hemen unutarak neredeyse yerinde zıplarcasına sorduğunda Harry'nin kafasını sallayarak onu onaylamasına karşılık "Tamam" dedi ve hiç düşünmeden ekledi. "Sayı işini boş versek ve sen, bana direkt ayçicekleriyle ilgili olanı bana göstersen nasıl olur?"

Starting All Over Again   Where stories live. Discover now