5*Matmazel Siyah'ın Laneti

539 58 145
                                    

Bölümü okumadan önce medyadaki şarkıyı dinlemenizi öneririm. Bölümde geçen hikaye o şarkıdan ibaret.

İyi okumalar <3

❄️

Siyahlar ve renkli olanlar...

Yalnız ruhlar ve ruhları sahipli olanlar...

Uğursuzlar ve etrafına ışık saçanlar...

Dünyamız böyle ikiye ayrılmıştı işte yıllar yıllar öncesinde. İlk siyah görünümlü insan yıllar yıllar öncesinde çıkmıştı ortaya, yıllar yıllar öncesinde yakılarak öldürülmüştü. İlk siyah görünümlü insan hepimizin kaderini belirlemişti kısaca. O ortaya çıkmasaydı dünya böyle ikiye ayrılmayacak ve herkese farklı değerler biçilmeyecekti belki de. Belki de kimse uğursuz sayılmayacak, karanlığa mahkum edilmeyecekti. Siyah diye bir renk olmayacak, herkes renkli kıyafetler giyecekti. Yalnız ruhlar sevilecekti belki de, toplumdan dışlanmayacaklardı. Okula gidebilecek, sokaklarda özgürce dolaşabileceklerdi. Belki de daha çok merhamet gösterilecekti onlara...

Fakat ona kızamazdım.

Onun hikayesi bir de benim kızmam için oldukça hüzünlü ve trajikti. Annemin bana gururla anlattığı bu trajik hikaye benim günlerce ağlamama sebep olmuştu. Onun hikayesi bana, beni ve etrafımdaki bütün yalnız ruhları hatırlatmıştı. Çaresizliğin nasıl büyük bir boyuta ulaşabileceğini anlamıştım. Dünyadaki bütün yalnız ve çaresiz ölen ruhlar için ağlamıştım. 

"İlk yalnız ruhun hikayesini bilir misin?" dediğimde dakikalardır Jungkook'un üzerinde dolanan bakışlarım milyonuncu kez gözlerine tırmanmıştı. Kulübeye girip onu ağlar vaziyette bulduğum andan beri göz yaşları tükenmemişti. Bir eli koluma sıkıca tutunuyor, diğer eli ise ona aldığım çikolatalardan birini tutuyordu. Hiç kurumayan yanakları, ısırdığı çikolatayla şişerken yaşlı gözleri gözlerimi buldu. 

"Bilmiyorum." dedi dolu ağzı yüzünden boğuk çıkan sesiyle. Çikolata izlerinin yer edindiği dudakları büzülmüş, neden yaptığımı anlamadığım bir şekilde yutkunmama sebep olmuştu. 

"Anlatmamı ister misin?" dediğimde ağzındaki lokmayı yutmuş ve elindeki, yarım kalan çikolatayı paketine iyice sararak yatağa bırakmıştı. Çocuksu bir merakla dolan gözleri bana sorduğum sorunun cevabını açık bir şekilde vermiş ve anlatmaya başlamadan önce kendimi hazırlamam için fırsat tanımıştı. Öksürerek sesimi açmış, yutkunarak boğazımdaki yumrudan kurtulmuş ve derin bir nefes alarak az da olsa hikayeyi anlatma gücünü kazanmıştım. Herkesin dilinde gururla dolanan ve herkesin heyecanla anlattığı bu trajik hikayeyi anlatmaya kısık ve çatallaşan sesimle başladım.

"Bir gün bir adam eski bir kule ile karşılaşmış. Tıpkı bir zamanlar okuduğu kitaplardaki gibiymiş. Sıradışı ve büyük... Sonra başını kaldırmış ve genç bir kadın görmüş."

"Aşık mı olmuş?" dedi Jungkook araya girerek. Gözleri meraktan iyice irileşmiş ve bütün dikkatini hikayeyi anlatan bana vermişti.

"Bu sıradan bir aşk hikayesi değil Jungook. Eğer öyle olsaydı yalnız bir ruhun hikayesi olarak anılmaktan çıkardı."

"Ahh anladım. Devam et." dediğinde araya girmeyeceğine söz verir gibi bakmıştı gözlerime. Küçük bir tebessümün ardından devam ettim anlatmaya. 

"Kadının söylediği ilk cümle 'Benim adım Matmazel Siyah' olmuş. Adamla konuşabileceğini, ona hislerini anlatabileceğini sanmış fakat insanların ne kadar kötü olabileceğini bilmiyormuş. Safmış biraz. Biraz da anlaşılmaya muhtaç... Şöyle demiş kulenin ardında ona bakan adama:

RUNAWAY •Taekook•Where stories live. Discover now