Bölüm 2

7.6K 300 22
                                    



Sabah gözlerimi zorlukla açmıştım. Hamilelikten dolayı kendimi bazen çok halsiz hissediyordum. Ve bugün de o günlerden birisiydi. Saate baktığım da 09:45' di. Abimler çoktan kalkmış ve askeriyeye gitmiş olmalıydı. Yataktan zorlukla çıktım. Lavaboya girip işlerimi hallettim. Ardından odaya geri dönüp üstümü giyinmeye başladım. Üstümü giyinip mutfağa ilerledim.

Kendime hızlıca kahvaltı hazırlayıp yemeye başladım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Kendime hızlıca kahvaltı hazırlayıp yemeye başladım. Kahvaltımı yapıp çantamı alıp evden çıktım. Yürüyüş mesafesindeydi askeriye. İlk önce lojmanın içinde ki pastaneden kurabiye aldım. Ardından askeriyeye doğru yürümeye başladım. 10 dakika kadar yürüdükten sonra askeriyenin kapısında beni gören Mehmet hazır ola geçti. Gülümsedim. "Rahat ol asker." Mehmet kapıyı açtı. "Hoş geldiniz komutanım. Nasılsınız? Küçük aslan parçası nasıl?" Gülümsemem büyüdü. "İkimizde çok iyiyiz Mehmet. Sen nasılsın? Ayşe nasıl iyi mi?" Ayşe, Mehmet' in karısıydı. Daha yeni evlenmiştiler. 5 ay önce. Talha ile beraber katılmıştık düğünlerine. "Allah' a şükür iyi komutanım." başımı salladım. "Selam söyle Ayşe' ye. Allah' a emanet ol." Mehmet de aynı şekilde karşılık verdi.

Askeriyeden içeri girdim. Beni gören herkes selam veriyordu. Ben de onlara baş selamı veriyordum. "Yiğit, Selim Binbaşı ve Egemen Yüzbaşı nerede?" Yiğit hemen hazır ola geçti. "Tim ile beraber dinlenme odasındalar üsteğmenim." Başımı salladım. "Tamam Yiğit. Sağ ol. Dön işine sen." Yiğit selam verip gitti. Ben de dinlenme odasına ilerledim. Dinlenme odasına girdiğimde beni ilk fark eden Ateş olmuştu. Hemen ayağa kalktı. "Üsteğmenin hoş geldiniz." Ateş' den sonra hepsi ayağa kalktı. Elimle oturmalarını işaret ettim. Elimde ki poşeti sehpaya bıraktım. "Abimler nerede?" Ateş' in yardımı ile koltuğa otururken abimler içeri girdi. Yerimde doğruldum. Abim eliyle eski halime dönmemi işaret etti. Arkamı geri yasladım. Ege' ye döndüm. "Ege koş biz çay kap gel." 

Ege hızla yerinden kalktı. Deniz' e bu seferde seslendim. "Deniz hadi sen de şu paketi aç. Kurabiye aldım gelirken." Deniz de paketi açtı bu sırada Ege de elinde çaylarla geldi. Abimler durgun duruyordu. Abime döndüm. "Selim abi bir sorun mu var?" abim bana döndü. Buruk bir gülümseme peyda oldu yüzünde. "Evde konuşuruz değerlim." Başımı salladım sadece. Yarım saat kadar beraber oturduk. Birden içeri Albay girmişti. Abimler ayağa kalktılar. Ben de yavaş bir şekilde kalktım. Bir elim karnımın altında diğer elim yanımdaydı. Albay beni gördüğünde kaşlarını çattı.

"Yüzbaşı Baha Karaduman. Antalya. Emredin komutanım."

"Rahat ol asker." Albay bana ilerledi. Önümde durunca bana sarıldı. Babam gibiydi Albay Agah benim. Talha' nın da amcasıydı. Agah amca benden ayrıldı. "Kızım ben sana evinde dinlen demedim mi? Kapıdan kovsan pencereden giriyorsun." Hepimiz güldük. "Biliyorum Albayım. Ama evde çok sıkılıyorum. Bugün bir değişiklik olsun dedim. Hem merak etmeyin ben gayet iyiyim. Oğlum da gayet iyi." Agah amca saçlarımın üzerinden öptü. "Çok şükür. Siz iyi olun da gerisi önemli değil. Hadi daha da ayakta kalma otur." Agah amcanın yardımı ile geri yerime oturttu. Bir süre daha oturdum. Sonra eve dönmek için bir asker ile arabaya bindim. 5 dakika sonra lojman binasının önünde durmuştu araba. Teşekkür edip arabadan indim.

Yukarı çıkmak için asansörü beklemeye başladım. Asansör geldiğinde hızlıca bindim. Çıkacağım kata bastım ve beklemeye başladım. Dairemin olduğu kata geldiğim de asansörden çıktım. Anahtarımı çıkarmış kapıyı açacak iken kapı birden açıldı. Kafamı kaldırdığımda kapıyı açan kişinin Fatma teyze olduğunu gördüm. Fatma teyze ben hamile kaldıktan sonra abimlerin ve Talha' nın ısrarı ile işe almıştık. Hafta da üç kez geliyordu. Temizliği falan yapıyordu. "Baha kızım. Gel içeri. Ne diye dikildin orada." Gülümsedim ve içeri girdim. "Tamam sultanım. Geldim." Fatma teyze önüme terliklerimi bıraktı. "Nerelerdesin sen bakayım?" Fatma teyzenin koluna girdim. "Askeriyeye gittim. Hem abimleri hem de Tim arkadaşlarımı göreyim dedim. İyi de geldi bana." 

Fatma teyze başını iki yana salladı. "Sana söz geçirmek ne mümkün. Geç içeriye. Biber ve patlıcan dolması yaptım. Sıcak sıcak ye." Başımı iki yana salladım. "Şu an tokum Fatma sultan. Sadece biraz yorgunum. Dinlenmek istiyorum." Fatma teyze başını salladı. "Tamam kızım. Sen git dinlen. Ben de yemekleri bitirip sofrayı hazırlayıp gideyim." Başımı salladım. Fatma teyzenin yanağından öptüm ve odama ilerledim. Üstüme bir şort ve Talha' nın tişörtlerinden giyinip yatağa uzandım. Yorgunlukla gözlerimi kapadım.

-Akşam 18.00-

Selim abimim sesi ile uyandım. "Değerlim hadi kalk yemek yememiz lazım. Hem sen de aslan parçası da acıkmıştır." Zar zor gözlerimi açtım. "Abi biraz daha uyumak istiyorum." Abim güldü. "Yemek yiyelim. Küçüklüğünde ki gibi göğsüm de yatarsın." Hemen gözlerimi çatım ve yataktan dikkatlice kalktım. Saçımı bileğimde ki toka ile topladım. "Hadi kalk abi. Hemen yemek yiyelim. Elimi yüzümü yıkayıp geliyorum." Abim bu halime kahkaha attı. Ben elimi yüzümü yıkayıp salona geçtim. Sofraya oturdum hemen. Egemen abim tabağımı yine bol bol doldurup önüme koydu. Bir şey demedim. Acıkmıştım ve ne koyarlarsa yerdim ki öyle oldu da. Ben sadece yemek ile ilgileniyordum. Abimler de rahatsızca yerlerinde kıpırdanıyorlardı. Abimlere baktım. "Siz ağzınızda ki baklayı çıkarsanıza. Ne sabahtan beri kıvranıyorsunuz?" Yemeğimi bitirmiştim. Yerimden kalkıp koltuğa oturdum. "Yemeğinizi bitirince hemen gelip anlatıyorsunuz olanları." 

Abimler de birkaç dakika sonra yanıma geldiler. Biri sağıma biri soluma oturdu. İkisi de elimi tuttular. "En değerlim şimdi sana bir şey söyleyeceğiz. Ama sakin olacaksın. Tamam mı?" kaşlarımı çattım. "Talha ile alakalı kötü bir haber mi var?" Abim başını iki yana salladı. "Talha ile alakalı değil. Bizimle alakalı değerlim." Kaşlarım daha da çatıldı. "Abi korkutmayın insanı söyleyin artık." Selim abim derin bir nefes aldı. "Bugün bize bir telefon geldi. Senin doğduğun gün o hastane de 5 doğum daha olmuş. 3' ü erkekmiş. İkisi de kız çocuğuymuş. Biri sensin. Diğer kız ile DNA testi yapılmış ve negatif çıkmış. Bir tek sen kalmışsın. Seninle de DNA testi yapmak istiyorlar. Eğer kabul edersen gidip test yaptıracağız." Sertçe yutkundum. "Na-nasıl yani? Biz ayrılacak mıyız?" abimler başlarını iki yana salladı.

"Hayır tabi ki de bebeğim. Biz seninle ayrılmayacağız. Sadece sen istersen olacak bir şey. 26 yaşındasın ve kendi kararlarını verebilirsin. Sen ne istersen o." Başımı salladım. "Bilmiyorum abi. Hem karar verebileceğim bir şey değil bu. Biraz zamana ihtiyacım."

"Sen nasıl istersen öyle olacak bebeğim."

"Sadece sizinle yatmak istiyorum. Küçüklüğümüzde olduğu gibi. Buna ihtiyacım var şu anda sadece." Selim abim başıyla onayladı beni. Egemen ayağa kalktı ve beni kucağına aldı birden. "Ahhh! Abi ne yapıyorsun ya? Niye haber vermeden alıyorsun kucağına." Egemen abim güldü ve alnımdan öptü. "Çok konuşma bücür. Yatmaya hadi." Bir şey demedim. Kendimi yorgun hissediyordum. Başımı abimin omuzuna koydum. Abim beni Selim abimin odasına götürdü. Yatağın ortasına bıraktı. Tişörtünü çıkardı ve yanıma uzandı. Birkaç dakika sonra Selim abim geldi. O da tişörtünü çıkardı ve yanımıza uzandı. Başımı selim abimin göğsüne koydum. Egemen abim de başını benim göğsüme başını koydu. İkisinin de birer eli karnımdaydı. Gözlerimi kapadım ve aklımdakileri unutup huzurla uyumaya çalıştım. Birkaç dakika sonra abimlerin kokusu ile iyice mayışıp uyudum.






Nasılsınız ballı lokmalarım?

Bölüm hakkında düşünceleriniz?

Görmek istediğiniz bir sahne var mı?

Oy ve yorum yapmayı unutmayın lütfen.


VATAN İÇİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin