Bölüm 7

5.6K 265 66
                                    


-1 Hafta Sonra-

Elimde telefonla odada bir oraya bir buraya dönüyordum. Abimler bugün görevden gelecekti. Ve ben son dört gündür onlardan haber alamıyordum bir türlü. Delirecekmiş gibi hissediyordum. Bu bir hafta içinde Barlas ile biraz yakınlaşmıştık. Ata ile arada konuşuyorduk. Yağmur ilk zamanlarda ki gibi çekingen davranmıyordu. Yamaç arada laf sokmaya çalışıyordu. Ama ben ona karşılık verdiğimde ise susup oturuyordu. Nazlı Hanım ve Atalay Beye biraz da olsa ısınmıştım. İyi anlaşıyorduk. Kapım çalındı ardından Yağmur'un kafası gözüktü. "Gelebilir miyim?" Kendimi gülümsemeye zorladım. "Tabi gel." Yağmur içeri girip elleri ile oynamaya başladı. "Yağmur bir şey söylemek istiyorsan söyle. Çekinmene gerek yok. Kız kardeşimsin sen benim." Kız kardeşim dediğimde Yağmur'un gözleri parlamıştı. Başını salladı. "Annem diyor ki aşağıya insin bir şeyler yesin. İki gündür bir şey yemiyorsun düzgün." sıkıntıyla nefes verdim. Başımı salladım. "Tamam hadi beraber inelim bakalım." Yağmur'u kolumun altına alıp odadan çıktım. Yavaş yavaş aşağıya indik.

Herkes salonda oturuyordu. Bizde yanlarına gittik. Yağmur tekli koltuğa oturdu. Ben de tek boş yere yani Yamaç' ın yanına oturdum. Telefonumu masanın üzerine bırakıp arkamı yaslandım. Atalay Bey konuşmak için ağzını açmıştı ki kapı çaldı. Yağmur kapıyı açmaya gitti. Birkaç dakika içerisinde içeri bir grup asker girdi. Başlarında ise Agah Albay vardı. Yavaşça ayağa kalktım. İçimde bir sıkıntı vardı ve bu sıkıntı gittikçe büyüyordu. Bir iki adım attım. Agah Albay tam karşımda durdu. İçeri sağlık ekibi de girdi. İşte o an içimden bir şey koptu. Agah Albaya baktım. Gözleri doluydu. 

"Yaralı değil mi? Hamile olduğum için sağlık ekipleri ile geldiniz." Agah Albay bir şey demedi. Gözümden bir damla yaş aktı. "Şehit Aksun Atahan oğlu Binbaşı Selim Atahan dün öğlen vakitlerinde hain bir saldırı sonucu Binbaşı Talha Karaduman' ı korumak isterken şehit düşmüştür." Duyduklarım ile şok girmiştim. Benim abim şehit olmuştu. O artık yoktu. Zorlukla kendime geldim. "Vatan sağ olsun, Vatan sağ olsun. Şehit kızıydım şimdi de şehit kardeşi oldum. Vatan sağ olsun." Dememle sendelemem bir oldu. Yamaç beni tuttu. Daha fazla dayanamadım ve güçlü bir çığlık attım. "ABİİİİİİİİİİİİİİİİİ!!!" Yere çöktüm. Benimle beraber Yamaç da çökmüştü. Hüngür hüngür ağlamaya başladım. Ağlamam çok şiddetliydi. Sağlık ekipleri bana doğru koştu. Aralarından birisi iğne çıkardı. Direnmeye çalıştım ama iğneyi çoktan yapmışlardı. Sonrası karanlık.

Gözlerimi açtığımda odamın beyaz tavanı ile karşılaştım. Abimin şehit düştüğü haberi aklıma gelince hızla yerimden kalktım ve odadan çıktım. Aşağıya indim. Talha, Egemen abim ve bütün Tim koltuklarda oturuyorlardı. Egemen abime yaklaştım. Titreyen sesimle konuşmaya başladım. Gözlerim dolu doluydu. Kısık sesle konuşmaya başladım. Herkes bana dönmüştü. "Selim abim gerçekten şehit mi oldu? Babam gibi o da mı gitti? O da değerlisini bırakıp gitti mi abi?" Egemen abim ayağa kalktı ve yanıma geldi. "Özür dilerim meleğim. Özür dilerim onu koruyamadım. Onu korusaydım belki hala yaşıyor olabilirdi. Özür dilerim bebeğim." Abim bana sarıldığın da gözyaşlarımı daha da tutamadım ve hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım. Abim kollarını bana sarmıştı. Benim kollarım ise abimle benim aramdaydı. Ağlamam şiddetlendi. 

 

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
VATAN İÇİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin