Bölüm 12

41.2K 602 21
                                    

Ertesi gün Eda sırıtarak "Demek Antonio, ha?" sorularıyla Merve'yi bunaltmaya devam ediyordu. Merve ise gayet sakin ve cool bir tavırla neler olup bittiğini anlatmaya başladı.

"Peki ama ne zaman başladı?" diye sordu Eda.

"Tam olarak bende bilmiyorum." diye cevap verdi Merve. Eda nasıl yani? diyen bakışları ile onun yüzüne bakarken Merve "Gerçekten bilmiyorum ama sanki hep varmış gibi geliyor." diyerek devam etti. "Havaalanında bizi karşılamaya geldiği gün içimde garip bir his oluşmuştu ona karşı. Fiziğini anlatmamama gerek yok sanırım" diyerek kıkırdadı. Sonra ciddileşerek  "Bana olan davranışları bi farklıydı sanki, arabadayken aynadan bakarken göz göze geldik bir kaç defa..."

"Bu mu yani?" diyerek burun kıvırdı Eda.

"Değil tabi ki.. Bir sabah uyandığımda kapımın önünde sarı bir papatya bırakılmıştı. İlk önce nereden ve kimden geldiğini anlamasam da aynı gün aynı çiçeği Antonio'nun kulağının üzerine taktığını gördüm. Gayet açık bir mesajdı bence."

"Oldukça..." diye yanıt verdi Eda. "Tam İtalyan erkeği desene.."

"Hem de nasıl.. üstelik bazı konularda çok başarılı" diyerek göz kırptı Merve.

"Daha fazla ayrıntı istediğimden emin değilim."

İkisi de birbirine bakıp gülüştüler.

Daha sonra Eda "Peki ama bana niye söylemedin?" diye sordu.

"Utandım çünkü. Sonuçta Enzo vardı hayatımda ve Antonio'ya ya karşı bişeyler hissetmeye başlamıştım. İkisini aynı anda idare eden kız profili oluşturduğum için kendimden nefret ettim, sana da söyleyemedim işte."

"Seni yargılayacak en son kişi benim.."

"Biliyorum yine de çekindim. Sanırım geçen gün ne demek istediğini şimdi anlıyorum. Enzo ile neden yürümediğini de. Tabi hala fikrim değişmedi, tutku olmazsa olmaz ama aşk... onu sürekli görmek istemek, özlemek, yanında uyuyup uyanmak vs..bunları isteyeceğimi tahmin etmezdim."

Eda Merve'nin mutluluğundan mutluluk duyuyordu. "Çok sevindim kuşum böyle düşünüp hissetmene. Aşk su gibidir. İçine düşebilir, boğulabiliriz ama asla onsuz yaşayamayız."

Merve "Umarım bir gün sen de benim gibi hissedersin..." dediğinde Eda'nın aşkın en yoğun halini yaşadığından bihaberdi.

Eda "Umarım.." diye karşılık verdi. Aklında ise sadece Ateş vardı.

***

Onlar kahvaltı masasında sohbete dalmışken, yanlarına Ateş geldi. Günaydın dedikten sonra masaya oturdu. Bu sabah biraz yorgun ve düşünceli gözüküyordu. Babası otururken Merve kaş göz işaretleri yaparak Eda'ya babasının yanında pot kırmamasını işaret etti. Eda tamam der gibi başını sallasa da Ateş olan bitenin farkındaydı. Kızını utandırmamak için bişey söylememeyi tercih etti. Hem ne diyebilirdi ki? Kendisi kızının en yakın arkadaşı ile beraber değil miydi? Ondan gizli ilişki yaşamıyor muydu? Bunca zamandır saklamıyorlar mıydı? Bu sebepler bir yana, sorunun bide Antonio boyutu vardı. Antonio evinin bir çalışanıydı. Genç bir çocuk olmasına rağmen beş yıldır Ateş ile çalışıyorlardı. Kızı ile beraber olması doğru muydu? Ekmek yediği kaba pisler miydi insan? Patronunun kızını ayartmıştı. Resmen sırtından bıçaklanmıştı Ateş. Kesinlikle kabul edilemezdi bu durum. Ateş çok kızgındı. Kendisine ona öfkesi bir yana, kızına da kızgındı. Antonio'yu saymıyordu bile. Bir yanda Eda ile olan ilişkisi, bir yanda Merve ve Antonio olayı vardı ve iki durum arasında bocalıyordu. Ne doğru ne yanlış artık bilmiyordu. Ahlâki olarak neredeydi? Tüm bu duygu karmaşasıyla düşünceler içinde kaybolurken Merve'nin sorusu ile masaya döndü.

ATEŞ (Arkadaşımın Babası)Where stories live. Discover now