13. Bölüm

3.7K 136 22
                                    

Arabanın yavaşladığı hissettiğimde gözlerimi açtım ve doğruldum. Siyah büyük bir kapıdan içeri girdiğimizde bizi oldukça modern bir ev karşılamıştı.  Durduğumuzda kemerimi açtım ve sargılı olmayan elimle kapımı da açarak aşağı indim. Yağız arabamın anahtarını adamlarından birine verdiğinde onlara dikkat kesildim. İçinde özel eşyalarım ve birtakım evraklar da vardı. Tam ağzımı açacakken Yağız benden önce davrandı.

"Merak etme, sorun çıkmaz"

"Öyle olsa iyi olur." Kafasıyla gel işareti yapıp önümden yürümeye başladı. Kapıya ulaştığımızda cebinden çıkardığı anahtarla kapıyı açtı ve bana dönerek geçmemi bekledi. İçeriye girdiğimde oldukça sade, şık ve modern bir iç dizaynla karşılaştım. Doğrusu evi baya beğenmiştim. Yağız kapıyı kapatıp yanıma geldi.

"Salon ilerde. Geç otur biraz." Adımlarımı dediği yönde ilerlettim. Oldukça geniş koltuk takımı ve boydan camları oldukça sevmiştim. Üstelik evin manzarası sadece yeşilliği görüyordu. Koltuğa oturduktan sonra ayakkabılarımı çıkarsam mı diye düşündüm. Kendi evimde asla ayakkabı giymezdim, kimseye de giydirtmezdim çünkü o zaman orası ev olmazdı bana göre. Yağız'a baktığımda hala ayakkabılıydı. İçeri girerken de sormamıştım ayakkabılı mı gireyim diye. Keşke sorsaydım belki normalde o da giymiyordu. Saçma düşüncelerimden Yağız'ın cümlesiyle çıktım.

"Ayakkabılı girmen de sorun yok." Hı? Sesli konuşmamıştım ki ben? Yüzüne bakmaya devam ederken güldü.

"İhtiyacın olan şeyleri söyle bizimkiler gidip evinden alsınlar."

"Gerek yok ben birini ararım getirirler."

"Sen bilirsin."

"Senin işin yok mu? Saat erken daha." Paltosunu çıkartıp koltuğa oturdu.

"Evden çalışacağım bugün." Kafamı anladım dercesine salladım. Ben bu adamın evine niye gelmiştim ki? İstemsizce gerildim zaten. Kendimi kötü hissetmesem arabada ısrar edip eve giderdim. Gitmeli miydim? Peki o neden beni buraya getirmişti.

"Ben birisini arayım. Gelip beni alsınlar." Bana döndü.

"Neden? Evde tek başına ne yapmayı düşünüyorsun?"

"Çalışmam gerek. Üstelik hastayım. Buraya getirmemeliydin beni." Telefonumu bıraktığım sehpanın üstünden almak için kalktığımda gözlerimin kararmasıyla tek dizimin üstüne çöktüm. Bir elimle sehpadan destek alırken Yağız yanıma geldi. Alayla konuştu.

"Bir de gitmekten bahsediyorsun. Bu halde tek başına ölsen, kimse fark etmez seni." Benimle böyle konuşması sinirimi bozmuştu. Ama biraz haklıydı. Şimal muhtemelen uyuyordu ve benden farkı yoktu. Marcel ve Mehmet te uçaktalardı. Telefonumu alıp ayağa kalktım. Koltuğa oturdum ve Sarp'ı aradım.

"Buyurun Duru Hanım."

"İşin bitti mi?"

"Depoyu temizletip birazdan çıkacağım Duru Hanım. Evdeyseniz oraya geleceğim."

"Evde değilim ama sen eve git. Sana yazacağım birkaç dosyayı ve bilgisayarımı atacağım konuma getir." Yağız karşımdaki koltuğa otururken alayla sırıttı.

"Tamam ben hallediyorum hemen." Telefonu kapattım ve Sarp'a dosyaları yazmaya başladım. Yağız'ın yanında dile getirmek istememiştim pek. Ne de olsa ona bu kadar güvenemezdim. Ah evet şu an onun evinde olmamı ve 3 hafta sonra evlenecek olmamı saymıyorum.

"Vazgeçtin galiba?" Telefonu kenara koydum. Midemin guruldayacağını hissettim ve elimi karnıma bastırdım. Allahtan ses çıkmamıştı yoksa rezil olurdum.

AMORWhere stories live. Discover now