• 35. Bölüm •

71.5K 3.2K 3.2K
                                    

Haaayy

Valla başardım ve 24 saat dolmadan yeni bölüm attım. Alkış

🐿

Kemalim: Yarım saate kadar yemek arasına çıkıcam gel.
(12:25)

"Davara bak!"

Söylene söylene yataktan kalktım ve eşofmanımı çıkartıp kenara fırlattım. Zaten dünden hazırlamış olduğum koyu renk kotumu askıdan çıkartıp, giyindim. Üstümde olan uzun kollu, koyu renk badiyi çıkartmadım. Son olarak odadan çıkmadan önce kapı arkasına asılı olan kırmızı kapşonlumu üstüme geçirdim.

Dış kapıya doğru ilerlerken annemlerin oturduğu odaya doğru bağırdım. "Anne, baba çıkıyorum ben."

"Nereye oğlum?" Babam hemen salonun kapısına yaslanmış bana bakıyordu.

"Kemal'in yanına gidiyorum."

"Bugün çalışmıyor mu?"

"Çalışıyor o yüzden ben yanına gidicem." Ayakkabılarımı giyerken cevapladım babamı. "Hadi görüşürüz."

"Dikkatli git." Kafa salladıktan sonra evden çıktım ve merdivenlere yöneldim direkt.

Apartmandan çıktıktan sonra Kemal'in tarif ettiği şekilde sağ dönüp yürümeye başladım. Yürüme mesafesiyle 5-10 dakika uzaklıktaki bir yerde çalışıyordu.

Sonunda caddeye çıktığımda çalıştığı yer karşımda duruyordu. Karşıdan karşıya geçtim ve çalıştığı yerin geniş kapısından içeri girdim. Henüz yeni girmiştim ki, karşımda kocaman bir kamyon gördüm. Arka tarafı açık olan araçtan inşaat malzemelerini indiriyorlardı bir kaç kişi.

Kocamın bi alanı vardı burasının. Her yerde sıra sıra dizilmiş tuğlalar, kumlar ve adını bilmediğim daha bir çok malzeme. Büyük ve yüklü inşaat malzemelerinin alım satımıyla ilgileniyordu Kemal. Daha doğrusu yöneticiliğini yapıyordu buranın. Ama gören yönetici değil normal çalışan sanırdı. O kadar fazla kendini yoruyordu ki anlatamam. Okan'da söylemişti, normalde buranın sahibi bile bu kadar ilgilenmezken Kemal her şeyine yetişmeye çalışıyordu.

"İsa sen bu kamyonu bırak, diğer gelen kamyonla ilgilenirsin!"

"Tamam abi."

Kemal'in gür sesini duymamla hızlı bir şekilde gözlerim onu aradı. Çok zaman kaybetmeden görüş alanıma girdi bile.

Hay seni yaratana kurban olayım.

Elinde bi defterle inen malları izliyordu. Kulağının arkasına koyduğu kalemi aldı ve deftere bir şeyler yazdı. Kareli bol bir gömlek ve üstüne giydiği deri ceketiyle çok çekici duruyordu. Altındaki kargo pantolon ise hafif tozluydu.

Daha fazla bu güzelliği uzaktan izlemenin kendime haksızlık olacağını düşüp yürümeye başladım.

"Kolay gelsin." Gülümseyerek seslice söylediğim şeyle birlikte çalışan herkesin bakışı bana döndü. Çoğu mahalleden tanıdığım abilerdi. Bir kaçı benle yaşıt gibi gözüküyordu ama onları daha önce görmemiştim. Tanıyan abiler aynı samimiyetle bana karşılık verdiler.

Kemal'e döndüğümde az önceki sert ifadesinin aksine daha yumuşak bir ifadeyle bana bakıyordu. Ve biraz da şaşkın diyebilirim. Muhtemelen bu kadar hızlı geleceğimi düşünmemişti.

Herkes önündeki işe tekrar dönmüşken, ben Kemal'e doğru adımlayıp, daha fazla yaklaştım. Ellerimi kapşonlumun cepleri soktum.

"Ben geldim."

Cesur Velet (bxb)Where stories live. Discover now