• 62. Bölüm •

35.7K 2.4K 715
                                    

🐿

¡Ay! Esta imagen no sigue nuestras pautas de contenido. Para continuar la publicación, intente quitarla o subir otra.

🐿

En son dediğim şeyden sonra tekrar dudaklarıma yapışmış ve bir kaç dakikadır neredeyse nefes almadan beni öpüyordu. Yetişebilirsem ben de onu.

Hala ben onun kucağında, o benim içimdeydi.

"Bitirsem ya seni?" Nefes nefese, yüzümü kavramış, baş parmağıyla dudaklarımı sağ sola çekiştirirken konuştu. "Böylesi çok az geliyor. Öptükçe yiyesim, yedikçe bitiresim geliyor."

"Kemal." Dedim zorlukla. Artık öpmesinden kaynaklı hem şişmiş hem de hafif bir sızı olulmuştu dudaklarımda. İçimde yavaş yavaş tekrar kendini belli eden aletiyle biraz kıpırdandım.

"Ama çok küçüksün." Hipnoz olmuş, ona seslenişimi duymamış gibi dudaklarıma bakarken sert sesiyle konuşmasına devam etti. "O kadar küçüksün ki..." alt dudağımı baş parmağıyla ezdi. "O kadar küçüksün ki, ne yapsam elimde kalacak gibisin."

Dudağımın üstünde olan parmağını gözlerinin içine bakarken dişlerimin arasına alıp hafifçe ısırdım. Kaşları anlık olarak çatıldı.

Benimle birlikte olurken kendini o kadar tutuyordu ki, tutmasa neler yaşayacağımızı merak etmeden duramıyordum.

Parmağını dişlerimin üstünde gezdirdi yavaş yavaş.

"Isırsana."

Kirpiklerimi üst üste bir kaç kez hızlıcı kapatıp açarken ağzımdan anlamadığıma dair bir ses çıktı. Aslında anlamıştım ama doğru anladığımdan emin değildim.

Gözlerine baktığımda başını salladı beni onaylarcasına. Hafif bir baskı yaptım dişlerimle parmağına ve emin olmak adına kaşlarımı kaldırıp bir cevap bekledim. Tekrar kafasını salladı. Biraz daha kıstırdım dişlerimi.

"Daha sert yavrum." Belime sardığı diğer elini kaldırıp saçıma getirdi ve okşadı. "Hadi ısır."

Yeterince sert ısırdığımı düşünüyordum hatta dişlerim derisinde yer edinmişti bile ama saçımı hafifçe çekince daha fazlasını istediğini anladım ve bir anda neredeyse tüm gücümle ısırdım.

Boğazından gelen hırıltılı inlemesi o kadar yüksek çıkmıştı ister istemez annemin duymuş olabileceğini düşündüm.

Tam dişelerimi ayırıp Kemal'i uyaracaktım ki, bir anda içimden çıkıp, sırt üstü yatağa düşmemi sağladı ve hemen üzerimde yerini aldı.

Şehvetten buğulanmış gözleriyle tüm vücudumu süzdü, çok geçmeden de dudaklarıma sıkı bir öpücük kondurup göğsüme eğildi. Sağ göğsümün ucunu dudaklarının arasına alıp emmeye başladığında dişerimin arasından "Kemal!" Diye inleyim saçlarına yapıştım.

"Kemal yavaş ol annem..." Daha cümlemi tamamlamamıştım ki açılan kapı sesiyle irkildim. Kemal duymamış olmalı ki hala deli gibi göğsümü emip yalıyordu.

Cesur Velet (bxb)Donde viven las historias. Descúbrelo ahora