Merhaba 💛
Upuzun bir bölümle geldim, görüşlerinizi paylaşmayı ve oy vermeyi unutmayınız lütfen. Güzel desteğiniz için teşekkür eder, sizleri pek çok sevdiğimi söyler ve bölümle aranızdan çekilirim efenim. 🥰
Keyifli okumalar.
☀️
İnci, Oğuz hocanın yanından elini yüzünü yıkadıktan sonra Yavuz'u beklemek için okulun önüne inmişti. Fakat gözlerinden akan mutluluk kaynaklı yaşlara mani olamıyor, göğsünü dolduran gururla ağlamaya devam ediyordu. Sinirbilim'de defalarca sükse yapmış bir adamın, onun arkasında durması ve kötü niyetli insanlara İnci için baş tutması kıza hiç olmadığı kadar değerli hissettirmişti. Bundan sonrası İnci'nin tabiriyle vız gelir tırıs giderdi.
Çalan telefonu ile sırıtarak ağlamayı kesip Yavuz'dan gelen aramayı cevapladı.
"Neredesin İnci?" diye sordu Yavuz telefonu açar açmaz.
"Okulun hemen giriş kapısının önündeyim." derken etrafa bakındı İnci. Dakikalardır mutluluktan da olsa ağladığı için sesi kısılmıştı. "Sen neredesin?"
"Sanırım şu an tam önünde."
İnci beklediği kaldırımın kenarına park eden üstü açık, eski model, krem renkli Aston Martin'i ve sürücü koltuğundan ona dönüp bakan siyah güneş gözlüklü Yavuz'u görünce afalladı. Bu tarz eski model arabalara bayılıyordu, üstelik Yavuz'un arabası bir zamanlar hayran olduğu James Bond'un Aston Martin'inin aynısıydı neredeyse.
"İnci, gelecek misin?"
Yavuz'un elini hafifçe kaldırıp ona işaret etmesiyle aralık kalan ağzını kapatıp, yüzüne yayılan ve belirgin şekilde hayranlık içeren gülüşüyle arabanın yanına koştu. Bir saniye olsun kırpılmayan dikkatli bakışlarıyla arabanın etrafında tur atıp, yutkunarak heyecandan kuruyan boğazını ıslattı.
"Çüş! James Bond'un arabası!" diye sevinçle bağırıp ıslak kirpiklerini kırpıştırırken nefesi de hızlanmıştı. "Kalbim küt küt atıyor şu an. Çok heyecanlandım!"
Yavuz'a bir cevap verme fırsatı vermeden kapıyı açıp Yavuz'un yanındaki koltuğa attı heyecanlı bedenini. Sabırsızca emniyet kemerini bağlarken şaşkın heyecanı ile kalbi gümbürdüyor, arabadaki detayları bakışlarını kaplayan hayranlıkla incelemeye çalışıyordu.
"Enfes!" diye neredeyse hazla inlerken, güneş gözlüğünü çıkaran Yavuz'un "Ne oldu sana?" diye sormasıyla bakışlarını kaşlarını çatmış onu izleyen adama çevirdi. "Ağlamışsın?"
Adamın arabası aklını başından aldığından bir an için kendisine ne olduğunu anımsamak adına sessiz kaldı. Yutkundu ve sonra da sırıtmaya başlayarak neşeyle omuz silkti.
"Akademik ve iş hayatım, mükemmel bir ivme kazandı bugün. Mutluluk ve gurur gözyaşlarıyla taçlandırdım ben de."
İnci'nin cömert gülüşünün etkisiyle her iki yanağında da beliren derin gamzeler, Yavuz'un hafifçe boğazını temizleyerek önüne dönmesine neden olurken kafasını sallayarak tebessüm etti.
"Tebrikler İnci, senin adına sevindim."
Ona teşekkür eden İnci, Yavuz'un arabayı çalıştırmasıyla dikkatini tekrar hevesle arabaya verdi. Elleriyle etrafı karıştırmak, televizyonda izlerken hayran olduğu bu arabayı delicesine keşfetmek istiyordu.
"James Bond'u izler miydin?" diye sordu dayanamayarak Yavuz'a. "Araban onunkiyle aynı."
Fakat bunu sorar sormaz pişman oldu. Yavuz ile arkadaş değillerdi ve herhangi bir samimiyetleri de yoktu. Üstelik anlaşma maddelerinde gerekmedikçe konuşmayacakları da oldukça açıkken, şimdi film ve araba muhabbeti mi yapacaklardı? Aşırı mutluluktan beyninin mantıklı düşünemediğini varsaydı ve susarak bakışlarını yola çevirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Güneşi Yakala
General Fiction"Bu senin düğün istemeyen halin miydi?" diye sordu Yavuz duruşunu bozmadan. Nefesini düzene sokmaya çalışan İnci "Sana nikahı bastım diye dans ettim bu kadar, evet." dedi dalga geçerek. Bir şey söylemedi Yavuz. Önündeki su dolu şişeye uzanıp bardağı...