29. Bölüm

19.7K 2.2K 2.7K
                                    

Merhaba 💛

Nasılsınız, dilerim herkes iyidir. Ben mevsim geçişinden etkilenip farenjit oldum, neyse ki bölüm düzenlenmemiş haliyle 2 gün önceden hazırdı da sizi minnoşlarımdan ayrı koymadım 🙈🥰

Bölümü Güneşi Yakala için çizdikleriyle ve müthiş yeteneğiyle beni mest eden sevgili Tuğba'ya armağan ediyorum. Desteğin, emeğin, eşliğin için çok ama çok teşekkür ederim. İyi ki ki varsın. 🥰🙏🏻 thekaramel28

Bölüme geçmeden evvel ufacık bir sitemde bulunacağım 🙈 Bölümleri ortalama 8000 kişi okuyor fakat oy verenlerin sayısı 8'de 1'i falan. Sınır koyma gibi hesaplara girmeyi veya insanları bir şeye zorlamayı hiç sevmiyorum ama ben bölümleri zamanında yetiştirmek için uğraşıp okurlara saygı duyuyorsam aynı saygıyı ister istemez bekliyorum. O yüzden oy vermeyi ve ufacık da olsa geri bildirimde -olumlu/olumsuz- bulunmayı es geçmeyelim lütfen.
Sevgiler...🌸

Keyifli okumalar.

☀️

Atilla'nın söylediği son cümleyle altüst olan İnci, uğuldayan kulakları ve kararan gözleriyle bir anda zangır zangır titremeye başlamıştı. Atilla bir şeyler daha söylemeye devam etse de karanlık bir uçuruma yuvarlanmış gibi hisseden İnci, onu duymuyordu. Henüz 14 yaşında, gençliğinin baharında olan genç bir kız neden intihar ederdi? Acıyla sarsılan zihni, intihar kelimesine dokunur dokunmaz bacakları onu daha fazla taşıyamadığından dizleri üzerine yığıldı. İntihar nihayete ermiş miydi? Burçin kayıp gitmiş miydi bu adalet yoksunu dünyadan?

"Ha-hayır." diye fısıldayarak ağlamaya başladığında, Atilla da ona doğru eğilip omuzlarını kavradı.

"Ağlama canım, ölmedi. İlaç almış ama neyse ki annesi çok geç olmadan baygın halde bulmuş onu."

Zangır zangır titreyen, başı dönen ve içi kor gibi yanan İnci, kızın hayatta olduğunu öğrenir öğrenmez gözlerini şükreder gibi kapatıp boğazındaki keskin düğüme rağmen derin derin soluklandı. Fakat o esnada Atilla ona sarılmaya yeltenince kavuştuğu huzur pek uzun sürmedi. Adamın ellerini hızla üzerinden uzaklaştırıp ayağa fırladı.

"Hangi hastanede?" dedi son derece mesafeli ifadesiyle.

"İnci, ben götürürüm seni güzeli-"

Buz gibi bakışlarını Atilla'nın onu izleyen gözlerinin içine dikerek "Hangi hastanede olduğunu sordum!" diye sertçe tısladı İnci. "Seninle gelmem söz konusu dahi değil."

Çok absürt bir şey duymuş ve hayal kırıklığına uğramış gibi hafifçe yutkundu Atilla.

"Ben, beraber gideriz diye düşünmüştüm?"

Gözlerinden süzülen yaşlara rağmen bakışlarındaki sertliği koruyarak "Hangi hastanede diye sordum?!" diye hafiften sesini yükseltti İnci.

Başını yere eğerek hastanenin ismini mırıldandı Atilla. İnci de cevabını alır almaz adamın yüzüne kapıyı çarpıp, önce lavaboya ardından da odasına koştu. Pijamalarını eli ayağı titreye titreye çıkarıp, dolabından rastgele çektiği yeşil kazağı ile siyah kot pantolonunu giyerek çantasıyla montunu kaptığı gibi aşağı indi. Beyni zonkluyor, kalbi ağzında atıyor ve Burçin'in intiharı için sorduğu neden sorusu sızlayan yüreğine dikenli bir topuz gibi iniyordu.

"İnci?"

Apartmanın önünde onu bekleyen Atilla'nın yüzüne bakmadan sokağın caddeye uzanan tarafına yürüyüp, önüne çıkan ilk taksiyle hastaneye geçti. Danışmadan Burçin'in normal odaya alındığını öğrenip soluğu o katta aldığında, topuklu ayakkabıları ile bacak bacak üstüne atmış olan Melda'nın umursamaz gözlerle kırmızı ojeli tırnaklarını izlediğini görünce öfkesi çığ gibi büyüse de kendisini tuttu. Haykırmak istediklerini yutarak koridorun sonundaki bekleme koltuğunda tek başına oturan Burçin'in annesine koştu.

Güneşi YakalaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin