2.Bölüm

5.2K 192 68
                                    

2.BÖLÜM
Yine mi Yol - Cem Adrian ft. Sena Şener

"Ne..."

Elim pencerenin pervazına yaslandığında gözlerimi onlardan ayıramıyordum. Şimal usulca Erez'e sokulamaya devam ederken Erez sigarasını içiyordu. Mide öz suyum ağzıma geldiğimde elimi avucuma bastırdım. "Ladin..." Leyla Ana elini omzuma koyduğunda ona dönemedim, bakamadım. Hızla pencere kenarından çekilerek odamın içindeki banyoya fırladığımda tozlu klozet kapağını kaldırdım. Ancak banyonun da uzun süre kullanılmaması tuhaf bir koku oluştururken midem daha da bulandı ve tüm içimi dışıma boşalttım.

Leyla ana arkamdan gelmiş, saçlarımı geri çekiyordu. "Rahatlarsın yavrum." Diyerek bana teselli verdiğinde daha çok kusasım geliyordu. Nihayetinde yerden güçlükle kalkarak sifona tek parmakla bastığımda Leyla Ana'ya döndüm. "Neden..." Sesim pürüzlü çıkmıştım. Boğazımda acı bir tat vardı ve yemek borumu yakıyor gibiydi. "Neden söylemedin bana?"

"Üzülürsün diye."

"Böyle de üzülmedim mi ben Leyla Ana?!" Leyla ana başını eğdiğinde kendimi zor tutarak durdum, gözlerimi yumdum. Sakin ol Ladin...

Geri açtığımda lavaboya yönelip suyu açtığım eğilerek avuç avuç yüzüme su çarpmaya başladım. Leyla ana daha fazla konuşmayacağımı hissetmiş gibi banyodan çıkarken yalnız kaldım. Yere çöküp sırtımı soğuk fayanslara dayayıp ağlamak istiyordum. Yine mi nüksediyordu acılarım?

Ellerimi mermere yaslayıp aynada henüz kurulanmamış ıslak yüzümle karşı karşıya geldiğimde kendime engel olamadım, gözlerim doldu.

Bana bunu nasıl yapardı?

Yapardırı yoktu artık.

Yapmıştı.

Üvey kardeşimle beraber...

Durdum, bakışlarımı hızla ayandan kaçırıp eğdim. Derin derin soluklar alıp ciğerlerime hapsederken kendi kendimi sakinleştirdim. Bunca yıl bunca zaman hep yaptığım gibi. Yalnızdım ve yalnızım.

Ne kadar sürede çıkmıştım lavaboda bilmiyorum ama yatağım dolaplarım açılmış, örtüler kaldırılmıştı. Hatta Leyla Ana'nın yeni getirdiği çarşaflar bile serilmişti. Komodinin üzerinde sürahi boş bardak ve ilaç kutusu vardı. Yatağa geçip ilaçtan bir hap alıp suyla beraber yuttuğumda bir bardak daha su içtim. İlaç içmekten nefret eden ben son yıllarda antidepresanlarımla beraber haşır neşirdim. Kardeştik biz artık.

Aklımdan gözümün önünden o manzara gitmiyordu.

Beyaz çarşafı avuçladı elim, kavradı, sıktı onu. Yutkundum. Boğazımdaki acı tat ne yaparsam yapayım geçmiyordu.

İçimdeki hissin kolay kolay geçmeyeceğini anladığımda bir hışım yataktan kalktım. Buraya onların aşklarının altında ezilmek, yıkılmamak için gelmemiştim! Güçlü olacaktım. Hemen öyle kolay kolay yıkılmayacaktım.

Madem o hayatına bensiz devam edebilmişti, kendine yepyeni sayfa açabilmişti. Ben de öyle yapacaktım!

Benim odadaki banyo henüz hazır olmadığı için kıyafetlerimi alarak misafir odasına girdim. Odaya baktığımda burada kimse kalmıyor olmalıydı. Bu işime gelirken kıyafetlerimle beraber banyoya girdim. Sıcak suyu açarak soyunmaya başladığımda aslında kısa bir duş değil de küvette bedenimi rahatlatmak istediğimi fark ettim. Gideri tıkaçla kapatarak sıcak suyu küvetin içine doldurdum, sınıra gelince musluğu kapattım. Üzerimdekileri çıkarıp dımdızlak kaldığımda kirli kıyafetlerimi yere fayansta bırakarak çıplak ayaklarımla içinden çıktım. Küvetin içine hoş kokulu duş jellerinden dökmek için rafa baktığımda sadece saç şampuanı ve duş jeli olduğunu gördüm ve erkekler içindi. Yanaklarımı şişirdim. "Hiç uğraşamam." Diyerek küvetin içine girdim. "Erkeği kadını mı varmış... Hem bir kereden bir şey olmaz." Diyerek duş jelinin bir kısmını küvetin içine boşalttım. Suda köpürdüğünde saçlarımı omuzlarımdan geri atarak telefonu kablosuz kulaklıklara bağladım. Telefonumu lavabodaki mermerin üzerine bırakarak kulaklıklarımla beraber küvete girdim. Boynumdan aşağı sıcak suyun içine hapsolurken anında gevşediğimi hissediyordum.

Buna Bir Son VerWhere stories live. Discover now