4.Bölüm

4.9K 168 63
                                    

4.BÖLÜM
Özgür Kurum & Gözlerimi Kapatsam

Erez'in bakışlarından bihaber vaziyette Gediz ile konuşurken babam, Suat Suhan, "Ladin, seni bekliyorum." dediğinde başımı çevirmem ile onun bakışlarından haberdar olmam bir oldu.

Yüzümdeki tebessüm soldu.

Erez ise içkisini yudumlayarak ezici bakışlarını bizim üzerimizde gezdirmeye devam etti.

Yutkundum.

Umursamayacaksın onu Ladin! Hadi yapabilirsin!

Bakışlarımı hızla ondan çekerek babamın yanına gittiğimde kolunu benim için açtı, gülümseyerek koluna girdim babamın. Beraber arkadaşlarının olduğu masaya doğru ilerlerken bakışlarım ileride saçlarına ak düşmüş elleri takım elbisesinin cebine sokmuş her zamanki sert mizacı ile duruşunu bozmayan adama kaydı. Yan profilinden bırakın, kılık değiştirse tanınmayacak hâle gelse bile tanırdım onu.

Cavit Suhan.

Ellerim yumruk oldu.

Nefesim kesikleşirken babam birden duraksama ve tebessümümün solmasına anlam verememiş olmalıydı. "Ladin?"

Başımı çevirdim. "Bir sorun mu var kızım?"

Anında gülümsedim. "Hayır babacım. Sorun yok." derken onu ikna etmeye çalışıyor gibi görünüyordum ama gerçekten sorun yoktu. Sadece dedemi görmek beni germişti. "Emin misin?" diye sordu bu kez babam.

"Eminim," dedim kendimden emin duruşumla. "Sadece..." dedim bakışlarım o adama takılırken. "Dedem... Bu konakta mı kalıyor?"

Babam da benim baktığım yere bakınca gülümseyerek yeniden bana döndü. "O nasıl soru Ladin? Tabii konakta bizimle beraber yaşıyor." Babamın dedemin yaptıklarını bilmesine rağmen gözardı etmesini anlayamıyordum.

En azından öyle cani bir adamdan cani bir oğul olmamıştı, babam ona hiç benzememişti ya buna seviniyordum.

Onu boşverip masaya geçtiğimizde babamın solunda Arzu yer alırken sağında ben vardım. Arzu beni görünce suratını düşürse de, "Hoş geldin Ladin." demeyi ihmal etmedi.

Cevap vermedim sadece gülümsemekle yetindim. Ki gülümseme de sahici değildi. Neyse ne. O kadına karşı yapmacık da olsa gülümseyecektim artık. Gram hak etmiyordu gram.

Diğer kadın ve adam evliydiler ve tokalaşarak onlarla tanıştım. Bir bey daha vardı ve oldukça kibardı, onunla da tokalaşırken adımı söyleyerek tanıştık. Babam göğsünü gere gere benden bahsederken alttan alttan övmeyi de ihmal etmiyordu. Gülümseyerek babamı izlerken içim bir hoş oluyordu. Gururlanıyordum kendimle hem de babamla.

Arzu yılanı ise bu durumdan hoşnut değilmiş gibo tabii olmazdı ya neyse, kollarını göğsünde toplayarak fitne fesat bakışlarını üzerimde gezdirdi. Ama ona hiç bakmayarak pas vermedim.

Daha çok kudursun yılan karı!

Aysel Hanım, kibarca ne mezunu olduğumu sorduğumda, "Tercümanım." dedim. İngiliz Dili ve Edebiyatı'nı bitirmiş, yurt dışında yüksek lisans ve master yapmıştım. Şu an da freelancer olarak çalışıyordum.

Kadın benimle gurur duyarken ona da hayran kalmıştım. Eşi ve kendisi de asla insanları yargılamayan insanlardı. Ve gerçekten günümüzde böyle insanlar az kalmıştı. Eşi beni ofisine davet etti. Avukattı ve tercüman aradıklarını söyledi. Seve seve gelebileceğimi söyledim. Nasılsa boştum şu an. Madem geçici  olarak Tekirdağ'da bu konaktaydım, günlerim kısıtlı olsa da değerlendirmenin zamanı gelmişti.

Buna Bir Son VerWhere stories live. Discover now