12

23 2 0
                                    

+18 içerir.

Dolabımda kalan son kıyafetleri de yatağımın üzerinde duran bavula sıkıştırıp derin bir nefes aldım. Toparlanmak beni oldukça yormuştu, bu kadar kıyafetim olduğunu bile bavulu hazırlarken öğrenmiştim. Bavulun fermuarını kapatıp zorlukla yatağın üzerinden indirdim ve aşağı kata kadar sürükledim.

Yapmak istediğim her şeyi yapmıştım, onu öpmüştüm ve artık gitmeme engel olacak bir şey kalmamıştı. Hem belki uzak kalmak bana daha iyi gelirdi. İçimden bir ses bana onu görmeden öleceğimi söylese de doğru olmadığını biliyordum.

Kalbindeki ben olmadıktan sonra onu görmek ne işe yarayacaktı? Her türlü ölüyordum zaten, onu görsem de görmesem de. Yaptıklarımı bilse benden nefret edecekti ve bunu düşünmek bile nefesimi kesmeye yetiyordu.

Aklıma onu öptüğüm gelince bir an duraksayıp parmaklarımı dudaklarımda gezdirdim. Sonra ise onun beni öpüşü... Dudakları bir süre dudaklarımın üzerine kapanmıştı sonra ise sanki zehirli bir şeye dokunuyormuş gibi kendini hemen geri çekmiş, öylece suratıma bakakalmıştı. Kendi bile yaptığı şeye inanamadı, ben yaptığı şeye hala inanamıyordum ama sevinçliydim.

En azından dudaklarının yumuşaklığını ve sıcaklığını hissedebilmiştim ki bunu hissedebileceğimi hiç düşünmezdim. Eşsiz bir duyguydu. Ne kadar onu bırakmak istemesem de o gece gittim, onu daha fazla utandırmak istemedim. Daha doğrusu bana olan pişmanlık dolu bakışlarını ve şaşkınlığını görmeye tahammül edemedim. Şimdi ise  belki  onu bir daha görmezdim.

Düşüncelerimden sıyrılıp evden çıkmak için harekete geçtim. Kapıyı tam açmıştım ki onu görerek afalladım ve olduğum yerde kaldım. Eli havada duruyordu, anlaşılan tam kapıya vuracağı zaman açmıştım. Havada duran elini indirip fazla göz teması kurmadan gözlerini arkamda duran koca bavulda gezdirdi. "Biraz konuşabilir miyiz?"

Kafamı olumlu anlamda salladım. "Tabi konuşalım."

"İçeri geçsek olur mu?"

Tekrar onu onayladım ve bavulu kapının yanına bırakıp içeri geçtim, o da peşimden gelmişti. Neden burda olduğunu bilmiyordum ama gitmesini istiyordum çünkü onun yanında kendime olan özgüvenim kırılıyordu. Onun gözlerine bakınca düzelttiğim her şey içimde paramparça oluyordu.

Durup onu bekledim, o da bir süre öylece beni bekledi. İkimizde ayakta dikilmekten ve bakışmaktan başka bir şey yapmıyorduk, gerilmeye başlamıştım. Benim bir tepki vermediğimi görünce derin bir nefes aldı, sanki kendi kendini cesaretlendirir gibiydi. "Dün gece..."

Sözünü hemen kestim. "Merak etme kimseye bir şey söylemeyeceğim, zaten gördüğün gibi gidiyorum."

"Hayır hayır, ben...." duraksadı, bir süre gözlerini kapatıp elini saçlarının arasında gezdirdi. "Çok yanlış hissettirdi Marie." Dedi en sonunda. Buna gülümsemekle yetindim.

"Biliyorum, bakışlarından anlayıp seni daha fazla rahatsız etmemek için gittim zaten...."

Sözümü bu sefer o kesti. "Aynı zamanda çok da doğru gibiydi, bilmiyorum. Hem doğru hem yanlış böyle bir şey nasıl mümkün olabilir ki?"

Kaşlarımı çattım. Ne demeye çalıştığını anlayamamıştım. İyi bir şey miydi? Yoksa kötü mü? "Zayn, bak... dün olanları unut. Hem kafam çok güzeldi tamam mı? Gerçekten  kötü bir amacım yoktu bir anda oldu işte."

"Olanları unutamam, seni öptüm Marie! Hemde gayet kendimdeydim."

Kalbim öyle hızlı atıyordu ki! Sebebi dediklerine sevinmem veya mutlu olmam değildi. Kalbim pişmanlıktan, hüzünden böyle atıyordu ve ben kahroluyordum. "Olur öyle boşver." diyerek geçiştirmeye çalıştım onu ama kaşları çatıldı ve bana garip bir bakış atıp alayla güldü. "O geceyi unutamıyorum ve sen bana boşver mi diyorsun? Görmüyor musun halimi!? İçimde bir savaş var."

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Nov 24, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Angel Of Death / Zaylena Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin