SORGU

40 10 0
                                    

EVRİMİN ANLATIMI İLE
albayın sorduğu soru üzerine cevap verdim kabus bir gündü ve ben artık kafayı yemek üzereyim kolumdaki  kocaman E harfini saymıyorum bile artık ayakta bile durmakta zorlanıyorum ama güçsüz olmanın bir anlamı olmaycak zaten benden daha kötü olan özge vardı özgenin bana göre daha hassas olduğu bu durumlara artık ona ağır gelmiş olacak ki en sonunda dayanamayıp bayıldı yiğit onu kucağına alırken ben ise efeye baktım o ise hiç konuşmuyordu hepimiz birlikte karargaha geri döndük yiğit özgeyi revire götürdü ben ve karagöz ise gelir gelmez ayrı ayrı sorgu odalarına alındık ve gidip beklemeye başladım ama kafamın içinde deli dönüp duran sorular vardı bunları düşünürken kapı açıldı içeri efe girdi ve karşıma oturdu önce ikimizde konuşmadık sonra sessizliği efe bozdu
- o adam sana birşey yaptı mı
- hayır sadece kolumu çizdi
efenin ise içi gitmişti yada ben öyle hissettim bilmiyorum efe sorularına devam etti
- biz gelmeden önce ne oldu bana baştan sona anlatman lazım
dedi ben ise itiraz etmeden başladım
- siz gittikten sonra biz kara göz ile oturuyorduk dışardan bi ses geldi kapı açıldı pancar içeri telaşla girdi tabi ama konuşmasına fırsat kalmadan kafasına vurdular kara göz ile ben bişey yapamadık amaçları neydi bilmiyorum orda bizi öldürmek varken bizi ellerimizden bağladılar kara göz zorluk çıkarınca onu bayılıttılar işte sonra adamlar o kadar rahat davranıyorlardı ki bana resmen dışarıyı izlemem için izin veriyorlar gibiydiler sonra bildiğim bir yola gittiğimizi fark ettim benim okuduğum üniversiteye gittik bizi içeri aldılar ve bağladılar sonra bi adam geldi ve konuşmaya başladı ismimi biliyordu bana hoş geldin erim hanım dedi ve bana bir hikaye anlatacağını söyledi ben ise o kadar kendimden emindim ki suratına tükürdüm o ise çok sinirlendi ve yanındaki adamdan bir bıçak istedi ve bana hikayeyi anlatmaya devam etti
bir an duraksadım efe ise
-  lütfen biraz daha devam et
dedi ben ise bir durup devam ettim
- daha sonra eski nişanlım egemin ölmediğini söyledi ben ise inanmadım tabiki
artık göz yaşlarım beni dinlemiyordu  ama devam ettim
- içimde ufak da olsa bir umut oldu ama bunu o pis adamın görmesine izin veremezdim daha sonra adam benim tepki vermeme daha çok sinir oldum o bıçakla koluma büyük bir E harfini kazıdı ben ise tepki bile vermedim daha sonra ise siz geldiniz
ege ise bir iki dakika bekledi ve zor da olsa konuşmaya başladı
-anladım sen şimdi çıkabilirsin
dedi ben ise başım ile onu onaylayıp çıktım ve odama gittim

ÖZGENİN ANKLATIMI İLE
yavaş yavaş kendime geliyordum gözlerimi araladığımda başımda bekleyen yiğiti gördüm ve anladığım kadari ile askeriyenin revirindeydik en son olanlar aklıma geldi ve kolumda hissettiğim acı bunların hepsinin gerçek olduğunun kanıtıydı  yiğit ben uyanır uyanmaz odadan çıktı  ben ise yarım saat da uyuduktan sonra odadan çıktım ve kantine gittim herkes orda oturuyordu evrim ise ortalıkta yoktu gidip oturdum yanlarına
- gençlik naber
herkes gürek cevap verdi
- iyi senden naber
konu uzarken benim gözlerim hala evrimdeydi onu arıyordum ama o hala ortalıkta yoktu bi an efe ye sorma gereği duydum sessizce
- efe evrim nerde biliyormusun
- hayır en son bir iki saat önce sorgu için görüştük sonra görmedim
ben ise iyice telaş yapmıştım ki efe bana
- istersen bakıp gelebilirim
dedi ben ise bunu kabul ettim çünkü oturduğum yerden kalkacak halim yoktu
- çok iyi olur 
dedim efe giderken ben ise oturuyordum ki bi ses duydum benimle konuşan yiğitti
- kolun nasıl oldu iyimisin
dedi ben iseçok şaşırdım soğuk bir tavırla sormuştu ama ondan bu kelimeleri  duymak bile şaşırtıcı ve güzeldi
- iyiyi ama sesin umrundamı
dediğimde hemen cevapladı
- sadece sordum seninle tartışacak halim yok uzatma
dedi ben ise gülüp konuyu kapattım

EFENİN ANLATIMI İLE
özge ile konuştuktan sonra evrimi aramaya başladım önce revire gittim orada yoktu sonra odasına gittim ve onu oradada bulamadım bütün her yeri aradım ama bulamadım en sonunda bahçeye çıktım bahçeyi de aradım en sonunda bir ağaç altında kapşonu ve kulaklığı takılı evrimi buldum yanına gittim ve yanına oturdum hiç konuşmuyor sadece şarkı dinleyip ağlıyordu geldiğimi gördüğü halde hiç bir şekilde istifini bozmadan kulaklığının birini bana verdi bende hiç sesimi çıkarmadan kulaklığı taktım ama kulaklığı takmam ile beynimden vurulmuş gibi oldum bu şarkı konuşmadan şarkıyı dinledim şarkı bittiğinde evrim şarkıyı kapatıp bana döndü ve konuşmaya başladı
- noldu niye geldin
dedi
- özge seni merak etmiş onun yerine seni ben aramaya geldim
dedim o ise aşırı soğuk bir tavırla
- özgeye iyi olduğumu söyle ve beni yanlız bırak 
dedi ben ise konuyu değiştirdim ve gözüme çarpan kolu ile ilgili konuşmaya başladım
-kolun nasıl oldu ve niye kolunu sarmadın
dedim evrim ise
- pansuman yaptım ama sargıya ihtiyaç duymadım
dedi ben ise
- nasıl ya acımıyor mu kolun
deyiverdim şaşkınlıkla  o çok sakin bir şekilde
-hayır acımıyor yaşadıklarım kadar acı vermiyor
dedi bu kız nasıl bir kızdı ya kolunun neredeyse yarısı kadar bir yara vardı ama o bunu umursamıyordu ve daha yaklaşık  3  veya 4 saat önce kaçırıldı ama burada bu kuytu yerde tek başına oturuyordu  gerçekten acıları onu bu kadar mı güçlü yapmıştı bilmiyorum ama bu gücü gerçekten çok hoşuma gitmişti

ÖZGENİN ANLATIMI  İLE
efe gittikten sonra biz biraz daha oturduk çay içtik efe gideli yarım saat olmuştu benim bir gözüm onları beklerken bir yandan ise bizimkilerin konuşmasını dinliyordum  biraz daha vakit geti ve kapıdan evrim ve efe girdi ikiside konuşmadan koltuklara oturdular ben ise evrime nasıl olduğunu sordum
-  evrim nasıl oldun canım
dedim evrim ise soğuk bir konuşma ile
- iyiyim sen nasıl oldun
dedi bende
- iyiyim
dedim orada biraz daha oturduk ve ben artık dayanamayacak kadar yorgun olduğum için odama gitmeye başladım ama arkamdan gelen ses ile geri döndüm karşımda yiğit duruyordu ve konuşmaya başladı
- bu gece iyileş küçük hanım çünkü seninle kavga etmek güzel
dedi ve cevap vermemi beklemeden gitti ben ise salak bir sırıtma ile odama gidip uyudum

BOZKURT'UN SEVDASIWhere stories live. Discover now