Bölüm 8 - Görev her şeyden önce gelir

17.7K 943 634
                                    

Okumaya başladığınız tarihi buraya not ederseniz sevinirim.
Yorum ve beğenilerinizi eksik etmeyin lütfen♥️

BÖLÜM 8 – GÖREV HER ŞEYDEN ÖNCE GELİR

HERA

"Bu davet için yeterli önlemleri aldınız mı?" Babam şarap bardağını kaldırıp birkaç kere salladı ve burnuna yaklaştırıp kokusunu içine çekti. "Böyle davetlerde çok bulundum. Bu konuda yeterince tecrübeli değilsiniz."

Yemek sonrası malikanenin büyük salonunda hep beraber oturuyorduk ve babam, davetle alakalı şüphelerinden bahsediyordu. Annem her zamanki gibi sadece dinleyerek durumu tartıyor, Martin rahatça kanepede oturup babamı dinliyor, Cass ise son zamanlarda aramızdaki açıklık yüzünden benimle nasıl iletişim kurabileceğini düşünüyordu.

"Böyle davetlere çoğunlukla seninle katıldığımı biliyorsun. Ayrıca yanımızda tecrübeli birisi olacak." Dedim.

"Lucas'a fazla mı güveniyorsun?" Babam şüpheci bakışlarını yüzüme dikti.

"Hayır, tam tersi. Ona güvenmiyorum. Ama bu işteki çıkarı en az benim kadar sağlam. Hiçbir şeyini riske atmayacağını biliyorum."

"Hera haklı." Martin ellerini birbirine sürtüp arkasına yaslandı. "Lucas konusunda yani."

Şaşkınlıkla yüzüne baktığımda omuzlarını silkti. Martin bir şeyleri anlamaya başlıyordu. Güzel.

"Bir şey olmayacak. Olsa dahi hazırlıklıyız. Her yerde adamlarımız olacak. Hem benim hem de Lucas'ın."

Babam kafasını salladı ve ayağa kalktı. "O zaman size güvenmekten başka çarem yok."

Gözlerimi devirdim.

"Hiçbir zaman bu güveni boşa çıkarmadım. Bunu sen de biliyorsun."

Annem, babamla beraber salondan ayrılmak için hareketlendi. Arkasını dönüp bana baktığında göz göze geldik. Her zamanki soğuk duruşunda bir aksaklık vardı. Gözlerinin arkasında gördüğüm şey derin bir korku ya da anlam veremediğim başka bir şeydi. Kaşlarımı çattım.

"Hera." Otoriter sesi, titrememek için çabalıyordu. "Dikkatli ol."

İkisi birlikte odadan ayrılırken ne diyeceğimi bilemedim. Cass ve Martin de arkalarından tuhaf tuhaf bakıyordu.

"Annen iyi mi?" Cass konuşurken gelip yanıma oturdu.

"Bilmiyorum."

"Peki biz iyi miyiz?"

Tekrar gözlerimi devirdim.

"Aramızda bir sorun yok Cass. Dersini aldığını umuyorum."

Hevesle başını aşağı yukarı salladı.

"Söz veriyorum bir daha öyle bir acemilik yapmayacağım."

"O acemilik bizi ne durumlara getirdi farkındasın değil mi?"

Dudağını ısırıp gözlerini kaçırdı.

"Gerçekten özür dilerim."

Konuyu değiştirmek adına yarınki davetle alakalı son direktiflerimi verdim.

"Cass sen uzaktaki adamım olacaksın. Senin bağlantın Natalie ile olacak. Teknolojik yollardan anlaşabileceğinizi düşünüyorum."

"O iş bende patron. Merak etme."

Gülümsedim.

"Martin senin görevin hoşuna gidecek bir şey."

Martin sırıtarak diğer yanıma oturdu. İkisinin ortasında kalmıştım.

GÜMÜŞ TAHT (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin