İkinci Kitap: 3. Bölüm - Beklenmedik Haberler

6K 437 375
                                    

Bölüm geldi!!

Okuduğunuz tarihi buraya not düşün!!

Lütfen oy ve yorumlarınızı esirgemeyin.
(200 oy sınırımız var. Oy sınırı geçilmedikçe yeni bölüm gelmeyecek.)

Keyifli okumalar! ♥️

İKİNCİ KİTAP 3. BÖLÜM – BEKLENMEDİK HABERLER

HERA

Lanet olası adam! Bazen beni ne kadar iyi tanıdığını unutuyordum. Oyunumu göreceğini bilmeme, bu yaptığının beni sınıra getireceğini bilmeme rağmen unutuyordum.

Dudakları benimkileri talan ederken ona tutunabildiğim kadar sıkı tutundum. Minyon bir kadın olmasam da kollarının arasında kayboluyordum. Bu kayıp bana hem güvende hem de yok oluşumun sebebiymiş gibi hissettiriyordu. Her şeyi bir kenara bırakarak geçmişi unutup kendimi ona adamak istiyordum.

Ama kahretsin ki ben o kadın değildim. Unutmayı beceremiyordum ve içim yanarken acısını çıkarmak istiyorum.

Ne kadar uzun süredir öpüşüyorduk ve dudakları ne ara boynumdan göğüslerime doğru kaymıştı bilmiyordum. Durmalıydım. Durmazsam eğer tekrar kaybolacaktım.

Kendimi geri çekip kollarından ayrılırken beni ayaklarımın üzerine indirdi. Hala duvara yaslı bir haldeydim. Lucas iki elini duvara dayayarak bana doğru eğildi. Bakışları altında kapana kısılmıştım. Gözlerinde gördüğüm ateş patlamış bir volkandan farklı değildi. Beni eritmeye yemin etmişti.

"Beni durdurmana izin vermemeliydim, vermeyecektim..."

Sözcükler kesik nefeslerinin arasından bir fısıltı şeklinde döküldü.

"Ama?"

Tek kaşını kaldırıp bir elini duvardan çekerek yanağıma dokundu. Parmakları tüm bedenime elektirik akımı gönderirken titrememek için kendimle savaştım.

"Ama söyleyeceklerini duymak istiyorum. Seni tanıyorum, Hera. Gözlerinde binlerce kelime var ve ben hepsini duymak istiyorum. Şirkette yarım kalan konuşmanı tamamlamanı istiyorum. Biliyorum ki daha fazla söyleyeceğin şey var."

Yanağımdaki eline uzanıp parmaklarımı onunkilerin üstüne koydum. Bir süre öylece durup ona baktım. Yakışıklılığını içime çekerken sakin kalmaya çabalıyordum.

"Gittin," dedim, sakince dokunuşunun altından çıkıp arkamı dönerken.  Bir şey söylemeyince kapıya doğru ilerledim. "Şirkette duyduklarının daha fazlasını mı duymak istiyorsun? Diyeceklerimin özeti tam olarak orada söylediklerimdi, Lucas." Derin bir nefes alıp yutkundum. "Her şeyi bilmene rağmen gittin." Kapının koluna uzandım ancak açmadım. "Peşinden gelmeye hazırdım. Kalbini geri kazanmak için yemin etmiştim." Gülerek omzumun üzerinden ona baktım. İfadesini çözmek ilk defa bu kadar imkânsızdı. Bakışlarında çözemediğim cevaplar gizliydi. "Tabii bu yemin, senin her şeyi bildiğini anladığımda ve buna rağmen hiçbir şey söylemeden, konuşmama izin dahi vermeden çekip gittiğini öğrendiğimde bozuldu. Hiçbir zaman yeminlere sadık kalmamıştım zaten. Sadece bana güvenmeni isterdim." Tekrar kapıya döndüm ve bu sefer kolu çevirerek açtım. "Çünkü seni, canını yakacak kadar çok sev..." Duraksadım. Bu kelimeyi söylemeyecektim. "Kendi acımı senden çıkarakcak kadar senden nefret ediyorum. Seni silemeyecek kadar sana bağımlı, canımı yaktığın için canını yakacak kadar da kinliyim. Kolay olmayacak, sarışın. Bize dair hiçbir şeyin kolay olmadığı gibi bu da olmayacak."

Aynı şeyleri tekrar etmek istemiyordum ama bu adamın karşısında ne kadar konuşursam konuşayım yeterli gelmiyordu. Yine de devam etmedim. Kapıdan dışarı çıkarak aşağıya inmek için adımlarımı hızlandırdım. Peşimden geldiğini ayak seslerinden anlayabiliyordum. Güzel, peşimden gelmeliydi.

GÜMÜŞ TAHT (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin