GÜMÜŞ TAHT (+18)

Bölüm 14 - Bazı Şeyler Değişti

Puanlamayı ve okuduğunuz tarihi not etmeyi unutmayın canlarım. ❤️

HERA - BAZI ŞEYLER DEĞİŞTİ

Ertesi gün erkenden depoya geldik. Dün konuşulanlardan sonra Lucas gergindi. Bana karşı kuşandığı korumacı tavrına ihtiyacım yoktu. Ama içimde bir yerlerde, birinin benim için böyle çabalaması farklı hissettiriyordu.

Babam hiçbir zaman bana bunu göstermemişti. Martin'in yapmasına da ben izin vermemiştim. Fakat Lucas hepsinden farklıydı. Benden çekinmiyordu ve bana meydan okuyordu.

Bu düşünce beni gülümsettiğinde göz göze geldik. Sandalyeleri ve ipleri ayarlamayı yeni bitirmişti. Üzerinde bir kot pantolon ve siyah bir tişört vardı. Tıpkı benim gibi tercihi böyle durumlarda rahatlıktan yanaydı.

Martin ve Natalie bir köşeye çekilmiş konuşurken Lucas adımlarını bana doğru yönlendirdi ve tam karşımda durdu. Bakışlarım yakışıklı yüzüne kaydı. Uykusuz görünüyordu ve gözlerinin altında morluklar oluşmuştu.

Elini kaldırıp boynumdaki yaraya dokundu. Bunu asla aşamayacağını biliyordum. Ne zaman oraya baksa ya da dokunsa, gözlerinde karanlık bir bakış beliriyordu.

"Birazdan bu yaradan daha fazlasını alacak olman beni mahvediyor. Duyuyor musun Hera?" Beni kollarının arasına alıp sarıldı. Burnumu tişörtünün yakasına dokundurup kokusunu içime çektim. Vanilya ve Lucas karışımı kokusunu.

Artık bu sözlerine tepki göstermeyi bırakmıştım. Çünkü bu ona özgüydü ve değişmeyecekti. İçimde, çok derinlerde bir parça, sevgiye aç olan parça bundan memnundu.

"Az kaldı, Luc. Bunu başımızdan savdıktan sonra her şey daha kolay olacak."

Bir süre öylece durduk. Fakat Lucas'ın söyleyecekleri bitmemişti.

"Bana ne zaman güveneceksin?"

Bir şey söylemeden önce kısa bir süre düşündüm. Cevabım aslında hazırdı. Bu cevap ona ne hissettirirdi bilmiyordum ama yalan söylemeyecektim.

"Seninle ilgili her konuda kendime güvenene kadar."

Aramızda soluksuz bir sessizlik oluştu. Lucas dudaklarını alnıma dokundurup derin bir nefes alarak öptü.

"Benimle ilgili her konuda duygularına izin verene kadar. Doğrusu bu olacak, güzelim."

Hiçbir şey söylemedim. Çünkü haklıydı.

"Şu işi bir an önce bitirsek nasıl olur? Hera'nın yumruklarından ne kadar çabuk kurtulursam o kadar iyi." Martin yanımıza geldi.

Lucas'ın kollarından yavaşça sıyrılıp Martin'e döndüm.

"Kendini küçük görme, guapo." (Yakışıklı)

Martin sırıtarak başını salladı.

"O zaman başlayalım mı?"

"Başlayalım."

Natalie ve Lucas deponun çıkışına doğru yönelirken ikimiz de dönüp onlara baktık. Lucas baktığımızı anlamışçasına durdu ve arkasını dönmeden konuştu.

"Bunu izleyeceğimizi düşünmüyorsunuz herhalde değil mi? İşiniz bitince çağırırsınız." Çıkıp gitti.

Dönüp Martin'e baktım.

"Akşama çok fala ağrı ve sızı çekeceğiz."

"Biliyorum. Hadi artık yapalım da bitsin şu iş."

Yaklaşık on dakika sonra Martin ve ben yerde yan yana yatıyorduk. Kaşım patlamış, sol yanağım şişmiş ve çenemin sağ tarafı da yarılmıştı. Martin'e baktım. Dudağı patlamış, sağ gözü morarmış ve burnu şişmişti. Kırık değildi ama eminim ki çatlak oluşmuştu.