♖ RESİTAL 18 ♖

211K 14.4K 19.8K
                                    

Bir ışık yak bu satıra, aydınlansın sayfalar...

"Seçim senin, Bronz."

Gözlerini sımsıkı kapattı ve göğüs kafesi hızla yükseldi. Dudaklarından bilmediğim bir dilde mırıltılar dökülmüş, kolumu tutan parmakları esaretini biraz olsun azaltmıştı. Bakışlarını direkt olarak Yasmin'e çevirdi. Ses tonunu yükseltip, "Hazırlan," dedi. "Bizimle geliyorsun, Yasmin. Yemek yemediğini umuyorum. Akşam yemeğini hep beraber yiyebiliriz o zaman."

Yasmin titrek bir sesle, "O da orada olacak mı?" diye sordu. "Evet," dedi Bronz. "Evimde şu an."

"Sanaç'la aynı ortamda bulunamam," dedi Yasmin.

"Artık aynı ortamda bulunacaksınız," dedi Bronz. Bir felaketin habercisi gibiydi. Çenesiyle beni işaret etti. "Sonuçta kendisi Sanaç'la çok iyi anlaşıyor. Beni de ilk görüşün olabilir ama son olmayacak. Ortak arkadaş meselesi. Her türlü karşılaşacaksınız. Süreci iyileştirebilirsiniz."

"İkimiz için de acı verici bir durum, onu daha fazla üzmek ve kırmak istemiyorum," dedi Yasmin. Ayrılmışlardı ve yıllar sonra karşı karşıya geliyorlardı. İkisi için de zor bir durumdu. "Gerçekten istemiyorum. Davetin için teşekkürler, Bronz."

"Sanaç seni rahatsız edecek hiçbir şey yapmaz, eğer korkun buysa, olduğun yere bile bakışlarını çevirmez. Söylemen yeterli,"dedi. Beni bıraktı, Yasmin'e doğru adımladı. Cebinden siyah bir mendil çıkarıp gözünü silmesi için Yasmin'e uzattı. Bronz anladığım kadarıyla birinin ağlamasına katlanamıyordu. "Birbirinizi görmezden gelmekten başka çareniz yok. Ayrı hayatlarınız var artık, fakat ortak hayatların içinde olacağınız kesin."

Yasmin bakışlarını ondan çekip bana döndürdü. "His..." dedi, yardım ister gibi. Gelmek istemiyordu lâkin benden de ayrı kalmak istemiyordu.

"Sürekli karşılaşacağınız konusu kesin," dedim, duruma alışması için. "Canının yanacağını biliyorum. Seni burada tek başına bırakmak istemiyorum, lütfen benimle gel."

"Benim kim olduğumu artık biliyorsun, yüzümü gördün, Yasmin. Bu büyük bir şey. Bronz ile tanıştın," diyerek araya girdi Bronz. Benim gelmeyeceğim kesin olduğu için Yasmin'i ikna etme seansına girişmişti. "Gelirsen bundan sonra neler olacağıyla alakalı yemekte konuşabiliriz." Bakışlarıyla uzattığı mendili işaret etti. Yasmin, tereddütte kalmasına rağmen çok geçmeden mendili almıştı.

Yasmin bana bakıp, "Beni öldürmeyecek, değil mi?" diye sordu. "Bunun kesinliğini kimseye vermem," dedi Bronz. Her kelimesinin arkasında açıkça tehdit yatıyordu. "Konuşma gerçekleşmezse yaptığın yanlıştan ötürü sen sorumlu olursun. Beni uyarmadı deme, Yasmin. Bronz'u karşına almak istemezsin."

"Bunu elbette istemem!" diye cırladı, bir anda. Sesini yükselttiği için anında susmuştu. Daha kısık bir sesle, "Geliyorum!" dedi Yasmin. Tehdit edilmek hiç sevmediği bir şeydi. Pes etmiş yüz ifadesiyle ellerini de teslim oluyorum dercesine kaldırdı. "Tamam, geliyorum!"

Yasmin yanımızdan ilerledi. Kapının eşiğinden çıkmak üzereyken Bronz, "Yanına boşuna emanet alma Yasmin," diye seslendi. "Evime hiçbir şekilde emanetle giremezsin."

Yasmin adımlarını durdurdu. "Alacağımı nereden biliyorsun?" dedi ve omzunun gerisinden irileşen gözleriyle baktı.

"Arkadaşını tanıyorum çünkü," dedi Bronz, rahat bir tavırla. "Üzerinden bir şey çıkarsa evimden içeriye giremezsin."

BRONZ SERİSİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin