Hem kedilerde seni çok özledi.

1.2K 100 31
                                    

Minho'nun Anlatımı

Bu eve yalnız uyanmaktan nefret ediyordum. Evimden tiksinmiş duruma gelmiştim. Ev Jisung olmadan, onun neşesi ve gülüşü olmadan çok boş geliyordu. Her uyandığımda şiş yanaklarıyla tüm sevimliliği ile yatan sevgilim varken yanımda şimdi ise onun yattığı taraf buz gibiydi. O gittiğinden beri ne yastık kılıfını ellemiştim ne de evimde yaptığı değişiklikleri aynı şekilde duruyordu her şey.

Derin bir iç çekmiş ve tavana diktiğim gözlerimi çekerek kalkmıştım yataktan. Terliklerimi giyip ayaklarımı sürüyerek banyoya girmiştim. Elimi yüzümü yıkamış ve kuruladıktan sonra adımlarımı bu sefer aşağı yönlendirmiştim.

Merdivenden duyulan ayak sesimle kedilerim koşarak o tarafa gelmişti. Gülümsemiş ve mama kaplarını doldurmak için mutfaktan yemlerini almıştım.

Jisung yokken beni birazcıkta olsa mutlu eden onlardı. Onların ayağıma dolanması ve bana sırnaşması biraz kafamı boşaltıyor dağılmasını sağlıyordu.

Yemeklerini yiyen kedilerime gülümsemiş ve kahvemi yapmıştım. Asıl şu an bana iyi gelecek tek şey Jisung'un sabah öpücüğüydü ama onun yerini haftalardır sert kahve alıyordu. Bardağımı aldıktan sonra balkona ilerlemiş ve çıplak ayaklarımı soğuk zemine değdirerek balkonda ki pufa yönelmiş ardından oturmuştum. Masanın üzerinde aylardır içmediğim sigara paketi vardı. Daha Jisung ile çıkmaya başlamadığım zamandan önce ona söz vermiştim bırakmıştım sigarayı ama yinede atmamıştım paketi.

Kahve bardağımı masaya bıraktıktan sonra sigara paketini almıştım. İçinden bir tane çıkarmış ve masanın üzerindeki çakmağı alıp yakmıştım sigaramı. Ardından derince içime çekmiştim ve üflemiştim. Bu illet ne kadar leş bir şey olsada gerçekten çok rahatlatıyordu.

İlk kez içmeye başladığımda da beni rahatladan şey sigara olmuştu. Şu an pek rahatlatamazdı belki ama yinede faydası vardı.

Tekrar içime derince çekmiştim sigarayı ve üflemiştim. Bittikten sonra izmaritini kahve bardağına atmış ve kalkarak odama ilerlemiştim.

• • •

"Yarım saate ordayım dostum." demiştim Seungmin'e. Beni onaylamış ve kaptmıştı telefonu.

Dersim olduğunu unutmuştum sadece iki ders için okula gitmek zorundaydım şaka gibi evet biliyorum.

Tam yatağa uzanmışken Seungmin aramış ve dersim olduğunu hatırlatmıştı bana. Hep öyleydi birimizin bir planı varsa onu kesin bilirdi ve unutmayalım diye o gün bizi arar bize hatırlatırdı onu.

Siyah kot pantolon üzerime siyah gömleğimi ve son olarak siyah kalın tabanlı ayakkabımı giymiş ve bilgisayar çantamın içine bilgisayarımı ve bir kaç kağıdı katıp çıkmıştım evden.

Ev ve okul arasındaki mesafe fazla değildi. Çabucak varmıştım okula. Kapıdan içeri girdiğimde çocukların her zaman ki çardakta oturduğunu gördüm. Sadece başımla selam vermiştim. Felix ve Jeongin delice el sallamıştı ve Changbinde benim gibi başıyla selam vermişti. Jisung ise sadece bakmıştı öyle.

Derse geç kalmamak için adımlarımı hızla okul girişine yönlendirmiş ve öğretmenler odasına gitmiştim. Saatime baktığımda dersin başlamasına 15 dakika vardı.

• • •

"Oturabilirsiniz." demiştim yerime geçerken. Her defasında her sınıfa ben geldiğimde ayağa kalkmayın diyordum ama hâlâ kalkıyorlardı.

"Nasılsınız hocam?" demişti Lia.

"İyiyim siz nasılsınız?" demiştim ve herkes bir şeyler mırıldanmıştı ben yoklama kağıdını imzalarken.

ICE AMERICANO [minsung]Where stories live. Discover now