Tehlikeli sulardayız.

1K 76 23
                                    

3-Yıl sonra; Jisung'un Anlatımı

Sabah gözlerimi acıyla açmıştım. Şakasız popom sızlıyordu. Ya bizim gitmemiz gereken düğün vardı ve benim popom acıyordu.

Kimin düğünü mü? Soobin ve Yeonjun'un düğünüydü. 3 Yıl önce nişanlanmışlardı ve şimdide düğünleri vardı. Gerçekten çok tatlı bir çift olmuşlardı ve biz bu 3 yılda Soobin ile çok yakın olmuştuk.

Ağrımdan dolayı yavaşça kalkmış ve banyoya ilerleyip kısa bir duş almıştım. Minho evde yoktu galiba yani büyük ihtimalle dersi vardı ve bana söylemeyi unuttu.

Biz mezun olduktan iki ay sonra Minho başka okula tayin istemişti ve kabul edilmişti. Şimdi daha güzel ve -Minasız- bir okulda öğretmenlik yapıyordu. Bu yüzden ders programı da değişti ve bende ezberleyemedim doğal olarak.

Ben ise mezun olduktan sonra hiç bir şey yapmadım... Aslında boşuna okumuş şaka tabiki ama bölümüm üzerine devam etmek istemedim ve Minho'yla konuştum ve o da tabiki her zaman ki gibi beni desteklemişti. Şimdi ise küçük bir projedeyiz yani Felix ve Jeongin gastronomi okuduğu için bir kafe gibi bir yer açmayı planlıyor. Ben ve Changbinde ortak olmayı düşündük ve konuştuk hep beraber. Yakında güzel şeyler olacağına inanıyorum.

Yüzümü yıkamış ardından dişlerimi de fırçalayıp aşağı inmiştim. Günlük rutinim olmuştu artık sabah kahve içmek. Kahve makinesine paket kahve attıktan sonra düğmesine basıp beklemeye başladım.

Kahveyi beklerken ayağıma dolanan kedilere gülümsemiş ve yere çömelerek okşamıştım hepsini. O ara öten kahve makinesinin sesiyle oraya dönmüş be kahveyi alıp masaya bırakmıştım. Ardından tekrar dolaba yönelerek kedilerin mamasını alıp kaplarına koymuştum. Yere eğilirken ve yürürken popom acıyordu ama yinede idare edebiliyordum.

Onlara gülümsedikten sonra kahvemi masadan alıp içeri geçtim. Televizyonun karşısına geçip oturmuş ve dün yarım kalan dizimi izlemeye devam etmiştim. Kahvaltı etmek istemiyordum. Minho olmadan tadı çıkmıyor kahvaltının tek kahve yetiyor.

Dizinin üçüncü bölümünü bitirdiğimde kapı açılmıştı.

"Minho?" demiştim oraya doğru seslenerek.

"Efendim sevgilim?" demişti ve sesiyle ayaklanıp yanına gitmiştim. Yanına ulaştığımda hemen kollarımı boyuna sarmıştım.

"Bu kadar mı özledin beni?" demişti kıkırdayarak.

"Hmm..." kokusunu iyice çekmiştim içime. Ne kadar yakın olsakta bolca vakit geçirsekte özlüyordum işte onu. Ondan azıcık süre uzak kalsam deli gibi özlüyordum.

"Nasılsın?" diyerek gülümsemişti ve ayrılmıştı benden. Bir yandan ceketini çıkarıyor bir yanda bana bakıp duruyordu.

"İyiyim yani birazcık arkam acıyor ama sıkıntı yok." demiştim gülerek. Bu onuda güldürmüştü. Bana dönmüş ve bir anda kucağına almıştı beni. O an ki hızla küçük bir çığlık ve arkamın acısıylada inleme bırakmıştım koridora.

"O zaman kucağımdan indirmeyeyim seni." diyerek pis pis sırıtmış ve salona adımlamıştı.

Odaya girdiğimizde kediler Minho'nun ayağına dolanmıştı resmen. Onlarda özlüyordu sahiplerini.
Beni koltuğa yarı yatar şekilde bırakmış ve yere çökerek kedileri sevmişti güzelce. Yanıma gelmiş ve oturmuştu.

"Yemek yedin mi?"

"Hayır." demiştim. Anında kaşları çatılmıştı. Onu beklediğim için ve tüm gün düzgün bir şey yemediğim için hep sinirleniyordu.

ICE AMERICANO [minsung]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin