19~[İtiraf]

1.3K 135 230
                                    

Yoongi afallayarak çocuğa bakıp etrafına bakınmaya başladı. Tanınmıştı işte. Neden böyle olmuştu ki...

Hızla arkasına düşen şapkayı alıp koşarak bardan çıktı. Neredeyse tüm okulun burada olabileceği bir mekana nasıl girip, Jimin'e yaklaşabilirdi ki. Bu kötü nâmıyla onu yapması imkansızdı. Hem yüzünü de görmüşlerdi. Nasıl maskesini takmayı unuturdu... Jimin'in, buraya geldiğini öğrenmemesi için daha fazla durmayarak karşı caddedeki arabaya bindi.

Bardaki çarpan çocuk ise arkadaşlarının yanına dönerek Yoongi'yi gördüğünü kanıtlamaya çalışıyordu. Herkes Yoongi'nin her ne kadar belalı olsa da böyle mekanlarda olmayacağını bilirdi. Ya da en azından bildiklerini sanıyorlardı.

Jimin dönen başıyla huzursuzca yerine oturdu. Yanlarındaki küçük yarış halindeki grup pistteki arkadaşlarına çoktan katılarak onları pistten indirip kendi aralarında dans etmeye başlamışlardı. Hyunjin yavaşça yanına oturarak kulağına yaklaştı.

"İyi misin? Sarhoş mu oluyorsun?"

Hyunjin'in sorusuyla Jimin üstündeki gömleğin bir düğmesini açtı. Fena halde terliyordu.

"Sanırım çoktan o çakırkeyif kafasına geçtim..."

Hyunjin etrafına bakınarak ona biraz daha yaklaştı.

"Gel hadi dans edelim. Çakırkeyifken dans etmek gibisi yok."

Jimin, Hyunjin gibi etrafına bakındı. Sol tarafında kalan abilerinin kavga etmesini görmesiyle yerinden doğruldu.

"Sikeyim Namjoon ne yapmaya çalışıyorsun? Ergen misin sen ne bu hareketler!"

"Daha üniversiteye başlamadık ergen değil de neyiz?"

"Dalga geçme benimle. Çocuk gibi hareketlerin var, inanamıyorum cidden..."

"Şimdi de gözünde çocuk mu oldum?"

"Ne saçmalıyorsun lan sen?"

Ortamdaki müzik ve gülüşme seslerine rağmen Jimin onların bağırışlarını çok net duyabiliyordu.

"Noluyor ya?"

İkisinin de kendisine dönmesiyle Jimin bir an ürpermişti. Niye bu kadar sinirlilerdi ki?

Namjoon, Jin'i kolundan tuttu.

"Sen bi gelsene benimle dışarı."

Jin bir yandan kolunu kurtarmaya çalışırken Namjoon'un adımlarıyla arkasından sürükleniyordu. Gözden kaybolan ikiliyle Jimin arkasındaki çocuğa döndü. Hyunjin ise yerinden kalkarak omuz silkti.

"Bırak kendi aralarında halletsinler. Biz eğlenmemize bakalım."

Hyunjin elindeki içkiyi bırakarak elini Jimin'in beline attı. Jimin, o an belindeki eli fark etmedi bile.

Yoongi ise geldiği şekilde yine tırnaklarını yiyerek arabada oturuyordu. Jimin telefonları açmıyordu. Neden o salak çocukla çarpışmıştı ki? Belki de çarpışmasa şimdi içeriye girmiş Jimin'i alıp çıkmıştı bile.

Gerçi okuldakilerin arasından Jimin'i alıp nasıl çıkabilirdi ki tanınmadan...

Jimin ise diğerleriyle çoktan dans etmeye başlamıştı. Kolları Jeongguk'un omuzlarında, başını fütursuzca sallayarak müziğin tadını çıkarıyordu. Taehyung ise her ne kadar sarhoş olsa da Jeongguk'u gayet iyi ayırt edebiliyordu. Jeongguk'u Jimin'in kollarından alarak ellerini edepsizce beline sardı.

"Git kendine başka partner bul Jimin-ah!"

Taehyung'un lafıyla dudak büzen Jimin etrafına baktığında Hyunjin kollarını kaldırarak gülmeye başladı. Kollarını bu sefer kendisinden uzun olan Hyunjin'in omzuna koyarak sallanmaya başladığında, Jimin'in dengesiz duruşundan rahatsız olan Hyunjin ellerini beline attı.

𝑺𝒊𝒍𝒍𝒂𝒈𝒆 | yoonmin|Where stories live. Discover now