6

5K 450 85
                                    

Tan benim bağırışımla kalkıp gitmişti. Anne ve babam aramışlardı, iyi ve evde olduğumu yarın işe gideceğimi söylemiş ve kapatmıştık. Kafenin konumunu istemişlerdi ama atmayı sabaha bırakmıştım.

Sabah alarmı erteleye erteleye geç kalmıştım. Koşar adım kafeye geldiğimde önünde koli koli suyun dizili olduğunu görüp sesli bir küfür salladım.

Şimdi bunları içeri taşımam gerekecekti.

Allah'ım bu hayatı yaşayanlara ayıp olacak ama dünyayı yok eder misin?

Aydınlatmaların düğmesine basıp, kasayı açtıktan sonra kolileri içeri taşımaya başlamıştım. Her zamanki gibi söylene söylene.

Ben ne zaman prenses olcam amına koyim?

Son koliyi de dizip etrafa baktım. Bok götürüyordu. Can'ı öldürecektim, resmen bir gram temizlik yapmamıştı.

Hırsla çay ve kahveyi hallettim, eksikleri doldurdum. Sırada salataları yapmak vardı.

Marulları dolaptan çıkardığımda göz devirdim. Iceberg olmazsa salata yiyemiyorlardı resmen.

Marul bile sınıfsaldı.

Salatayı yapıp paketledim, dolaba attım. Pastaları düzelttim ama her yer kremaydı. Her şeyin yeri değişmişti resmen tüm düzenimi bozmuştu it herif.

Okkalı küfürlerle dolu mesajlar ve ağzının ortasına bir yumruk Can'a olan sinirimi belki geçirebilirdi.

Her şeyi geçtim, hafta sonu olduğu için yoğun olacaktık, ona rağmen temizlik iki saat sürmüştü.

Her şeyin hazır olduğunu gördüğümde yavaş yavaş müşteriler de gelmeye başlamıştı. Ben olsam evde uyurdum, bu millet işsiz olmalıydı.

"Pardon, çay alabilir miyim?"

Kafamı kaldırdığımda yaşlı bir adamın geldiğini gördüm. Ona gülümseyip çayını verdiğimde fiyatını sordu.

"Dört buçuk."

"Dört olmaz mı?"

Şöyle bir baktım. Sanırım parası yoktu, kafamla onayladığımda parayı uzattı.

100 lira?

Dalga mı geçiyorsun canım?

Sabır çekip para üstünü verdim. Tamam sakin ol belki buçuklu sayılar sevmiyordur, takıntısı vardır olabilir...

O zaman düz beş lira versin göt herif!

Fena küfürlerim vardı ama sakin kalmaya çalışacaktım, gün uzundu.

İlerleyen saatlerde müşterilere yetişmeye çalışırken Can geldi. Onunla beraber cinlerim de gelmişti.

"Can seni öldüreceğim!"

Ceketini asıp tezgaha geçtiğinde alayla güldü.

"Niye be?"

Gözlerine öldürücü olmasını istediğim bakışlarımı diktim.

"Tam iki saat temizlik yaptım Can! İki saat!"

Can hâlâ gülerken ağzının ortasına iki tane patlatmamak için zor tutuyordum kendimi.

"Niye?"

Yarrak vardı çünkü! Ben salak olduğum için durduk yere temizlik yapasım tutmuştu!

"Her yeri bok götürüyordu aptal! Bir de soruyor musun?"

Can dolabı açıp içine cebinden çıkardığı limonları koyarken şaşırmıştı. -Bizim dolaptaki limonları kendi için kullanır, sonra dışarıdan alıp yerine koyardı, içecekleri de aynı şekilde. Böylesi daha ucuza geliyordu.-

ASGARİ SEVGİ Where stories live. Discover now