x7

4.3K 140 9
                                    

—NISA—

İletişim alanına gelince Cemal ve Gizem'in arasına oturdum. Heyecandan yerimde duramıyordum. Sevgilimi görecektim. Ailemi görecektim.

"Nisa, sıra sende." Ekipten ismimi söylediklerinde kalkıp zıplayarak yerime geçtim. Gülerek Cemal ve Gizem'e döndüm.

"Çok heyecanlıyım bayılıcam şimdi." Ben onlara gülerken Evrim ve Yasin'in ooo'laması ile ekrana döndüm. Ogeday'ın yüzünü görünce gülmem artarken gözlerinden yaşlar da akmaya başladı.

"Enişte de enişteymiş he." Yasin'in söylediği şeyle kahkaha attım. Gözlerini çok özlemiştim, yüzünü çok özlemiştim. Her şeyini çok özlemiştim.

Ayağa kalkıp büyük ekrana yaklaştım. Ellerimi yüzünde gezdirirken gözlerimden akan yaşlara engel olamıyordum. Eğilip fotoğrafın yanaklarını öptüm.

"Kızım okusana ne yazmış!" Cemal'in söylediği şeyle koşup yerime oturdum.

"Sevgilim, güzelim, minik gözlüm

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

"Sevgilim, güzelim, minik gözlüm.
Seni çok seviyorum, seninle çok gurur duyuyorum. Seni televizyonda, o parkurları koşarken her gördüğümde içim inanılmaz bir duyguyla doluyor, her seferinde sana hayran kalıyorum. Gücüne, sabrına, yeteneğine, her şeyine aşığım. Her şey çok güzel, burayı hiç merak etme, hiç aklın kalmasın. Tek eksiğimiz sensin, ama o kupayı aldığını bildiğimiz için sabrediyoruz bir şekilde. Sen olduğun gibi davranmaya devam et, seni seven öyle sevsin, sevmeyen de sevmesin, bizim birbirimiz dışında kimseye ihtiyacımız yok. Yanaklarından sulu sulu öpüyorum. Lucky ve Minnoş da annelerini çok özlediler, ama kupa gelene kadar dayanmalarını söylüyorum onlara da. Seni çok seviyorum minik Japon'um. Unutma, nevzdáváme se (biz pes etmeyiz)."

Yazdıklarını okurken gözlerimden akan yaşlara ağzımdan çıkan ufak hıçkırıklar da eklenmişti.  Ellerimle yüzümü kapattım.

"Niso sakin ol."

Tekrar ekrana yaklaşıp gözlerinden öptüm. Görüntüsünü ekrandan aldıklarında koşarak iletişim alanından çıktım. Kaçmak istiyordum. İstanbul'a kadar koşmak istiyordum. Onun kollarına koşmak istiyordum. Ağlayarak ne kadar koştum bilmiyorum ama en son bir ağacın dibine çömeldim. Çok zorlanıyordum. Bu ödül bana iyi gelir diye düşünmüştüm ama tersine, özlemimi yüzüme vurmuştu.

patience // ognisWhere stories live. Discover now