x60

3.6K 98 48
                                    


SÜRPRİİİİZZZZZ GERİ DÖNDÜM HELLOOO

ay uzun zamandır yazmama rağmen 144k olmuş okunmaaa çok mutlu oldumm bi de sonda size önemli bi sorum var he ona göre eheheheh

günümüz

NISA

Uzun bir İzmir tatilinden sonra sonunda eve girdiğimizde elimdeki çantaları yere bırakıp salona ilerledim.

"Evim evim güzel evim gerçekten ya!" 

"Niye, tatilimiz o kadar da kötü değildi bence?"

"Yok aşkım, tatil zaten kötü değildi. Sadece ben evimizi çok özledim." Ogeday da gülerek arkamdan salona ilerlerken, sırıtarak Marvel karakterlerimizin olduğu rafa ilerledim, ve ortalarında duran Survivor kupamı öptüm. "Ay canım ya, seni de çok özledim."

Ogeday yaptığım şeye kahkaha atarken bacaklarına sürtünen Minnoş ve Lucky'yi kucaklayıp bana döndü. "Kızlarımızdan önce kupayı öpüyorsun, gerçekten şampiyonluk seni değiştirmiş Nisa Bölükbaşı."

Yaklaşıp Minnoş'un kafasından öptükten sonra Lucky'yi Ogeday'dan alıp onu da öptüm. "Annecim, baba biraz kıskanıyor sanki benim şampiyonluğumu, dimi?"

Lucky miyavlayınca sırıtıp kafamı salladım. "Haklısın kızım, bence de ağlasın bebek."

Ogeday gülerek burnumu parmaklarının arasına sıkıştırdı. "Yağmur'a söyledikleriniz bana sökmez Nisa hanım."

"Niye, sen korkak bir kedi değil misin?" Ciddiyetle söylemeye çalışsam da dayanamayıp güldüğümde kaşlarını kaldırdı.

"Isırırım şimdi burnunu, görürsün kediyi."

"İnsan nişanlısını ısırmakla tehdit eder mi hiç ya?" Kucağımdaki kedileri yere bırakıp Ogeday'a döndüğümde güldü.

Yaklaşıp kollarını belime doladı. "Nişanlımsın, ısırırım tabii."

Kollarımı boynuna doladım. "Çekya'ya bilet almamız lazım. Babam en kısa sürede konuşmak istiyor bu konuyu."

"Alırız." Dudaklarıma uzandığında kendimi hafifçe geri çektim.

"Aşkım, alalım hadi bileti." 

"Alırız Nisa, öpeyim bi işte."

"Ya aşkım. Öpersin bol bol sonra."

Oflayıp kollarını belimden çekti. "Öyle olsun bakalım Nisa Bölükbaşı. Alırım ama hıncımı." 

"Alırsın tabii aşkım."

-----

"İzin vermiyorum."

Babamın sözleriyle oflarken bakışlarımı Ogeday'a çevirdim. 

Bugün sabah Çekya'ya gelmiştik ve şu an annemlerin evinde oturmuş çayımızı içiyor, ve babamın evlenmemiz hakkındaki düşüncelerini dinliyorduk. İlk başta alttan almaya çalışsak da babamın gerilmesi ve sesinin yükselmesi ile Ogeday da gerilmişti.

"Bekir bey, anlıyorum kolay kabul etmemenizi, gerçekten anlıyorum. Ama Nisa ve benim vereceğimiz bir karar bu, ve biz evlenmeye karar verdik." Babamın kaşları daha da çatılırken Ogeday'ın sinirlenmesine rağmen kelimelerini dikkatli seçmeye çalıştığını biliyordum, çünkü o da gerilip sert çıkışırsa arada ben kalacaktım ve bunu asla istemiyordum.

patience // ognisTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang