x36

4.6K 166 23
                                    


—NISA—

Ogeday ile el ele Anıl'ın gönderdiği mekana girince etrafa bakındım.

"Aşkım bak oradalar." Anıl ve İlayda'yı görünce Ogeday'ı çekiştirerek hızlıca o tarafa ilerledim.

"Güzelim sakin olsana, geliyorum arkandan tamam."

Söylediğine gülsem de masaya ulaştığımız için bir şey söylemedim.

"Anılingo!" Anıl'ın boynuna sarıldığımda gülüp o da kollarını etrafıma sardı.

"Kızım daha dün gördük birbirimizi sakin ol."

Yanaklarından sulu sulu öpüp ayrıldıktan sonra İlayda'yla sarıldık. Ogeday'la da selamlaştıklarında ben Anıl'ın karşısına, Ogeday da benim yanıma oturdu.

"Ogeday, abi, naptın sen dün öyle ya?"

Ogeday'ın yüzündeki sırıtışı görünce güldüm. Gurur duyuyordu resmen.

"Az bile yaptım. İlk selamlaşmak için elini uzattığında o elini sokacaktım da bi' tarafına, dedim sakin ol."

"Çok sakindin kral, sağol ya." Anıl'ın söylediği şeyle hepimiz güldük.

"Hak etti oğlum, napayım?"

Garson gelip menüleri önümüze bıraktığında Anıl'a döndüm. "Anıl, Beko'yu niye çağırmadın ya? Onlar da gelseydi böyle üçlü çok iyi olurduk."

Söylediğim şeyle Anıl sakallarını kaşıdı. "Şöyle güzel kızım, Berkanlar bugün Sercan, Cemal, Mert falan o ekiple mangala gitmişler."

"Ha, anladım." Bozuntuya vermemeye çalışarak önümdeki menüye döndüm. Dünden sonra buraya değil oraya gitmesi garipti tabii, ama altında bir şey aramaya da gerek yoktu bence.

Kafamdaki düşüncelerle boğuşurken menüye bakıyormuş gibi davranıyordum ama 4 dakikadır aynı sayfaya baktığımı fark etmemiştim bile. Ta ki Ogeday'ın elini belimde hissedene kadar. Anıl ve İlayda ne isteyeceklerini tartışırken bana doğru eğildi, eliyle belimi okşadı.

"Güzelim, sakın takmıyorsun aklına, tamam mı? Şimdi Anıl ileyiz ne güzel bak, tadını çıkaralım."

Ona dönüp gülümsedim, kafamı salladım. "Tamamdır Ogişim." Yaklaşıp önce burnuma bir öpücük kondurdu, sonrasında da dudaklarıma hafif bir öpücük bıraktı.

"Şş, kardeşim hayırdır?" Anıl'ın sesini duyunca ikimiz de şaşkınca o tarafa döndük, kaşları çatık bize bakıyordu. "Abisinin yanında, oluyor mu böyle?" Dediğinde Oge, ben ve İlayda kahkahalara boğulduk.

"Ya, Anılingo!" Masanın üzerinden eğilip yanaklarını sıktım.

Anıl da çatık kaşlarını düzeltip güldü. Siparişlerimizi verdikten sonra ben İlayda ile derin bir sohbete dalarken Ogeday ve Anıl da kendi aralarında hararetli bir konuşma yapıyorlardı. İlayda'nın telefonundan gösterdiklerine bakarken yüzüme bir gülümseme yayıldı. Diğer bağlar çok hızlı kopmuştu belki, ama umarım bu kopmazdı.

—•— —•—

Güzel bir sohbetin eşliğinde tatlılarımızı yemiştik, şimdi de kahvelerimizi yudumluyorduk. Masaya oturduğumuz andan beri gülmelerimiz eksik olmamıştı. Anıl ile beraber, İlayda ve Ogeday'a Survivor ile ilgili bir sürü komik anımızı anlatmıştık. Onlar da bizi izlemek için Ogeday, İlayda, Lale ve Makbule dörtlüsü olarak buluştuklarında olanları anlatmışlardı.

"Hepimiz odaklanmışız bi de böyle oyuna, Nisa o testiyi kırmaya giderken Ogeday birden evin içinde bir bağırdı 'Yırtıl!' diye, neye uğradığımızı şaşırdık."

patience // ognisWhere stories live. Discover now