x35

4.9K 149 18
                                    

OGEDAY

Yemekten döndüğümüzde yatağımıza girip birbirimize sarılıp güzelce uyumuştuk. Huzurlu uykumuzdan kuşların sesi ile uyandık demek isterdim, ama salondan gelen son ses Korece müzikle uyanmıştık. Büyük ihtimalle Selma uyanmıştı.

"Günaydın maviş." Göğsümde yatan sevgilimin sesini duyunca gülümsedim. Saçlarına öpücük kondurdum.

"Günaydın miniğim."

İkimiz de kendimize gelene kadar yatağımıza dağılan saçlarıyla oynadım, o da parmağı ile vücuduma şekiller çizdi. En sonunda göğsümden kalkıp yatakta dirseğinin üzerinde doğrulup bana döndü.

"Kalksak mı artık?"

Cıkladım. "Kalkmayalım. Ben seni izleyeyim böyle."

Gülüp kafasını yana yatırdığında saçları omuzlarından döküldü. Gözlerim yüzünün her bir santiminde gezerken kızardı. "Niye bakıyorsun öyle?"

"Mükemmel bi manzarasın çünkü."

"Ya Ogi! Hep böyle yapıyorsun ama."

"N'apıyorum?" Ben de sırıtarak dirseğimin üzerinde doğruldum.

"Utandırıyorsun işte."

"Kızarınca da çok tatlısın çünkü, n'apayım?"

Gülerek kendini yatağa bıraktı ve yüzünü yastığa sakladı. "Bakma yüzüme."

Yaklaşıp yastığı yüzünden çektim. "Ben ama senin güzel yüzüne bakmadan nasıl yaşayayım?"

Bayıldığım kahkaha odayı doldurduğunda benim de yüzüme bir gülümseme yayıldı.

"Nisa?"

"Ogi?"

"Selma sence ne zaman gider? Tahminen yani?"

Kaşlarını çattı. "Bilmiyorum ki, niye sordun?"

"Ben seni sevmeyi özledim ya, olmuyor böyle."

Yüzüne bir gülüş yayılırken parmağını karın kaslarımda gezdirerek çeneme çıkardı. "Sev mavişim, niye engel oluyorsun ki kendine?"

İki dirseğimi de kafasının iki yanına yaslayıp ağırlığımı ona vermeden üstünde durdum. "Severim ama bak."

Cevabını dudaklarımızı buluşturarak verdiğinde hiç bekletmeden karşılık verdim. Nisa elini yanağıma koyup beni öperken ağırlığımı tek dirseğime verdim, diğer elimi vücudunda dolaştırdım. Giydiği bol tişörtten açıkta kalan bacaklarını okşadım. Elim tişörtün içinden çamaşırına gittiğinde dudaklarımızı ayırıp nefes nefese alınlarımızı birleştirdi. Bir süre öyle durduktan sonra tekrar dudaklarına yöneldiğimde kafasını çevirdi. Ben ne olduğuna anlam veremezken altımdan kaçıp yataktan kalktı. Gözlerim onu takip ederken ne yapmaya çalıştığını anlamaya çalışıyordum.

"Olmaz Ogişim, kardeşim yan odada." Yüzündeki sırıtışla konuşup banyoya ilerledi. "Hadi, kalk sen de. Daha kahvaltı yapacağız."

—•—

Kahvaltımızı yaptıktan sonra Nisa ve Selma salonda magazin kanallarını izlerken mutfakta kahve yapıyordum. Kahvenin demlenmesini beklerken tezgaha yaslanıp telefonumu elime aldım. Anıl'dan bir mesaj olduğunu görünce üstüne tıkladım.

Anıl Survivor:
-Kardeşim napıyosunuz

-Kahvaltıdan kalktık oturuyoruz öyle kardeşim sen?

Anıl Survivor:
-Biz de aynı.
-Diyorum ki İlayda, sen, ben, Nisa bi takılsak mı?

-Olabilir aslında, Nisa'ya sorup sana dönerim.

—•—
"Nisa?"

patience // ognisWhere stories live. Discover now